Ashton mektup kutusunun yanına koşarak gittiğinde içinde sadece ufak faturalar olduğunu gördü. Calum'ın mektubu orada yoktu.
Yere düşmüştür, diye düşündü.
Belki de yarın gelecekti?
Hemen koşup postahanenin numarasını tuşladı.
Aşina olduğu ses, Bay Polowski'nin sesini duyduğunda konuştu. "Bay Polowski?"
"Ashton, nasılsın?"
"İyiyim, siz?"
"Bende. Ne için aramıştın?"
"Bay Polowski bugün bizim postalarımızı kim getirdi? Biliyor musunuz?"
"Bendim Ashton." Ashton derin bir nefes aldı.
"Bana gelen bir mektubu unutmuş olabilir misiniz?" Bay Polowski'nin mırıltısı duyuldu.
"Şuan burada hiçbir mektup yok Ashton. Önemli miydi?" Ashton kafasını salladı. Daha sonra adamın bunu göremeyeceğini hatırlayıp "Evet." dedi. "Önemliydi."
"Üzgünüm Ashton. Burada bir mektup yok." Ashton teşekkür edip telefonu kapattığında ağlamak üzereydi.
Calum neden ona geri mektup atmamıştı?
İlk mektubu o atmıştı. Ama neden bu sefer atmamıştı?
Eline kağıdını ve kalemini alıp yazmaya başladı.
"Calum,
Neden bana mektup atmadın? Senin için endişelenmeliyim? Calum lütfen bana mektubunu yolla. Birşey yazmasan bile yolla. İyi olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Lütfen dostum.
Ash xx"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pen Friend | Cashton
FanfictionCalum her zamanki çılgınlıklarından birini yapmak için mektup yazar. Mektubu daha önce hiç bilmediği ve gitmediği bir adrese gönderir. Şansına o adreste Ashton vardır ve arkadaşlıkları böyle başlar.