İçimde dizginleyemediğim bir heyecan vardı. Güzel şeyler olacaktı.Daha tam olarak gerçekleşmemişti ama hissedebiliyordum. Olacaktı.
Birkaç gün önce Austyn'in de dediği gibi Zack benimle konuşmuştu ve benden sonra da Kate ile konuşmuştu.Böylece bizimkiler bütün olayın farkına varmışlardı ama yanıma gelmiyorlardı. Neden olduğunu tam olarak bilmesemde, benden çekindiklerini düşünüyordum.Birkaç kere Kate ile karşılaşsam da başını mahçupça eğip gitmişti. Bu arada Austyn ile gizliden gizliye mesajlaşıyordum. Austyn bana Kate'nin kendisini suçlu hissettiği için yanıma gelmediğini söylemişti. Bu yüzden benim düşüncelerim de bu yöndeydi.
Ama asıl farklı olan şey Kate'in ortaklıklarda fazla görünmemesiydi. Austyn'e bunu sorduğumda benim onu affedebilmek için birşeyler yapmaya çalıştığını söylemişti. Ben yine de anlamamıştım.
Ayrıca ben onlardan birşey istemiyordum ki, tek istediğim eskisi gibi olmaktı.
Bu arada nottaki bilinmeyen kişiyi çok fazla merak ediyordum. Bana alacağım güzel bir haber olacağını söylüyordu ve gerçekten de olmuştu. Bu yüzden onunla görüşmeyi çok istiyordum.
Bir umutla dolabıma gidip açtığımda yine bir not bekledim ama gelmemişti.Meraktan ölecek gibiydim, kendisini bana göstermesi bu kadar mı zordu?
Bu arada öğle zili çalmıştı. Bende dışarı çıktım ve öylece banka oturdum. Ama fazla süre geçmeden karşıdan gelen Kate'i gördüm.
Yanıma geldiğinde utançla sordu. "Jess, konuşabilir miyiz?"
"Tabi. " dedim rahat bir şekilde. Bu sefer de biz rahat edelim çok mu yani?
Kate yüzünü bana çevirdi. "Jess, ben çok özür dilerim.Bunu demem yaptıklarım karşısında çok hafif kalır biliyorum ama beni anlaman lazım. Ben o fotoğrafınızı gördüğümde çıldırdım, deliye döndüm. O kadar gerçekti ki, aklıma hiç senin hakkında olumlu bir düşünce düşmedi."
"En azından beni dinleyebilirdin. Sen resmen bana sürtük dedin. Gerçek olsun ya da olmasın, en yakın arkadaşımın bunu demesi berbat birşey.O gün neler hissettiğimi asla bilemezsin. Bir kerede silip attın sen beni."
"Biliyorum ama o gün dediklerimin farkında bile değildim. Çok özür dilerim Jess. "
"Ben affederim affetmesine ama bu olay hep aklımın bir köşesinde kalacak haberin olsun."
"Haklısın, keşke böyle birşeyi hiç yaşamasaydık. " deyip bakışlarını yere çevirdi. Gerçekten üzüldüğünü anlayabiliyordum. Pişman olduğu belli oluyordu ve zaten böyle hissetmese son birkaç gündür mutlaka yanıma gelirdi ama ettiğimiz kavga yüzünden biraz çekindiği belliydi.
Belki de onu çok çabuk affetmiş gibi görünebilirdim ama benim durumumda kim olsa böyle yapardı. Beni hayata bağlayan tek varlık işte bu dört kişiydi. Onlar yanımda olmadığında bile yeterince kötü hissetmişken artık bu duyguyu tekrar tatmak istemiyordum.
Ben konuşmayınca devam etti. "Senin neler yaşadığını gayet iyi anlıyorum ama senin de beni anlaman lazım. Şuan yeterince pişmanım ve bu pişmanlığım da gerçekten hiç bitmeyecek."
Derin bir nefes alıp devam etti. "Ben seni gerçekten çok seviyorum Jess. I günkü o davranışımın ne kadar aptalca olduğunu biliyorum ama seni kaybetmek istemiyorum. Senin yokluğun hepimize yeterince zarar verdi, bundan sonra da sen olmazsan ben çok kötü hissederim."
Pişmanlıkla bana bakıp söyleyeceklerini bitirdiğinde teslim olmuşçasına konuştum.
"Tamam, seni affediyorum. Sonuçta siz olmayınca bende mahvoldum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÜRTÜK
Novela JuvenilÇoğu hikayede masum kızları destekleyip onlar için üzülüp, sevindik.Oradaki sürtük kızlar hiç umrumuzda olmadı.Peki ya hikayedeki başrol bir sürtükse ne olur? İşte sürtük kızımız Jessica.Popülerliği doruklarında yaşayan ve bütün erkekler tarafından...