Tanıtım

36 1 0
                                    

Her kelimesi beyaz sayfalarda mürekkep ağlıyordu..
Şiir yazardı her gün bitiminde, yalnızdı ne bir arkadaşı ne de bir dostu vardı Akif'in, soğuk harabe bir evde yaşıyor. Temiz ve sıcak bir yüreği vardı, Namaz'ını kaçırmazdı her boş vaktinde ibadet ederek geçirirdi,  şiirler yazardı.

Zor bir işi vardı saatlerce durmadan kağıt toplar satardı. Yirmi yaşın da, delikanlı, uzun boylu ve Deniz mavisi gözleri vardı lakin yere bakardı o gözler, hep cana yakın ve halk tarafından çok  sevilen biriydi.

Annes'i trafik kazasında vefat etmişti. Baba'sı ise kanser hastalığından vefat etmiş. Akif'in aylesinden ona bırakacak bir mirasları yoktu yoksullardı. Akif on beş yaşına kadar okul okumuştu. Baba'sını on beş yaşında kaybettikten sonra perişan haldeydi, hem acısı büyüktü hem de kimsesiz kalmıştı o yaşta. Fakat Akif hayat'ın zorluklarına karşı direniyor pes etmiyordu, yiyeceği bir lokma ekmek olsa bile her zaman çalışırdı.

Allah'tan hiç bir zaman ümidini kesmezdi Dua ederdi imtihanı zor olsa bile yenik düşmezdi. Akif yirmi yaşına gelir, bir kulube de yaşardı. Kulubesi çok  soğuktur, lakin yüreği sıcaktı onun. Her gece açar ellerini Dua ederdi, tek Huzur bulduğu yer ibadet ettiği zamanlardır. Şiir yazmayı seviyordu, günlük tutardı. Her yaşadığı anı yazardı, bir işi yoktu kağıt topliyarak alın teriyle kazanırdı ekmeğini.

Sıradan bir gündü, Akif alır arabasını atar sırtına güne her seferinde kağıt topliyarak başlardı, her seferinde namaz vaktinde camiye gider cemaatle  kılardı namazını ve bir gün cami çıkışında bir adam cüzdanını düşürür yere ve Akifte görür onu,  seslenir..

Amca amca!! Der fakat çoktan gitmişti o adam. Akif alır cüzdanı bakmaz içine  koyar cebine tekrar alır arabasını sırtına koyulur işine. Kiyafeti yoktu kağıt toplarken çöpe atılan eski giysileri ayakkabıları alır onları giyerdi. Akşam üzeri olmuştu  yükü ağırdı, oda herkes gibi kağıtları geri dönüşüm fabrikasına götürür satardı, ordan aldığı parayla ekmek alıp eve koyuldu.

Eve vardığında her seferinde oturur düşünürdü. Gözlerinden yaşlar akarak annesi'nin resmine bakar dururdu, kimsesizdi gecenin sessiz, keskin soğukluğunda buz kesmiş elleriyle duygularını beyaz sayfalara sığdırırdı. Geçmişi hüzündü hep, fakat hayat'ın zorluklarını aşmış ve hayat'a tutunmuştur.

Bir sonraki güne üzgün başlardı, çünki karnı açtı yiceği yoktu. Dünden kalan bir parça ekmeği kalmıştı yarısını kuşlara verirdi diğer yarıyıda kendisi yerdi az olsa bile karnı doymuştu.
O sırada Akif'in aklına cüzdan gelir çıkarır cüzdanı cebinden, bakar içine. Yüklü mikatarda para görür ve cüzdan sahibinin bilgileri de var için de, bir sürü de kartlar bulur, fakat dokunmaz hiç bir şeye, olduğu gibi kapatır cüzdan, sahibini aramaya koyulur.

Akif yolda yürürken o sırada siyah lüks bir araç hızla yanından geçerek yol kenarında bulunan su birikintisinin içinden geçerek Akifi ıslatır o sırada kiyafeleri baştan sona ıslanmıştı.

Akif az ileri de aracın durduğunu fark eder, şöför araçtan inerek arka kapıyı açar. Arçtan bir bayan iner ve Akif'e doğru ilerler. Bayan o kadar güzeldir ki.. dolu kapkara uzun kirpikleri anlatıyordu gözlerdeki yeşili..
Fakat Akif'in gözleri yere baktığından Bayanı görmüyordu.

Bayan, Akif'in yanına gelerek;
Bir şeyin varmı?  diyerek üzgün bir halle Akif'e bakar. O anda Akif başını kaldırarak: bir şeyim yok, diyerek cevap verir,  Bayan şaşkın bir halle Akifin gözlerine tutulmuştu. Akif okadar yakışıklı ki o gözler de ki mavilik o yüzdeki Nur bayanı etkilemişti.

Akif  o gözlere baktı ilk defa bir Bayan'ın onunla göz göze geldiği bir ana denk gelmişti. Etkilenmişti Akif ve sonra bir şey demeden uzaklaştı ordan, Bayan üzülmüştü Akifin haline, çok etkilenmişti konuşamamıştı Akifle.

Akşam olmuştu, Akif cüzdan sahibini bulamamıştı.Gece saatlerin de eve dönmüştü, yaşadığı olayın etkisindeydi. O Bayanı düşünüyordu, fakat karnı açtı yine, kuru ekmeği bile yoktu. Akif pes etmemişti çünki  biliyordu imtihan olduğunu oturup Dua eder, sabreder Allah'tan ümidini kesmezdi.

Hayat'ın da bir şeylerin değiştiği belli olmuştu. Çünki çoktan mürekkep beyaz sayfalara dökülmüştü, Yürek kalem'e Bayan'ı anlatırken; Akif Aşık olmuştu.

Gün doğar Akif işine koyulmuştu.
Sokak sokak gezer kağıt topluyordu, Akif gezdiğinden her yeri tanır herkesi bilirdi. Bir defasın da Akifin yanından bir Teyze geçer, Teyze'nin Çantasın da değerli eşyaları vardır. O anda bir kapkap'çı kadın'ı takip ediyordu, Akif'te anlamıştı kapkap'çı olduğunu fakat Teyze farkın da değildi, kapkap'çı Teyze'ye doğru koşmaya başlar çantayı kapar oradan kaçmaya başlar Teyze; İmdat imdat çantamı çalıyorlar!!! Diyerek seslenir etrafa fakat kimse yoktu Akif'ten başka.
Akif'te durumu fark ederek, arabasını bırakır kapkap'çıyı kovalar.

Az iler de yakalar kapkap'çıyı
Çantayı alır fakat kaçırır elinden
Kapkap'çıyı. O sırada Akif Teyze'nin yanına giderek çantayı teslim eder.  Teyze; Oğlum Allah Razı Olsun sen den sen olmasaydın çalmışlardı çantamı sana nasıl teşekkür edebilirim.. Akif; Cümlemizden Allah Razı Olsun teyzem insanlık vazifemi yaptım ben, hem kim olsa yerim de aynı şeyi yapardı.. Cevap vererekten, Teyze ona; benim bir dükkanım var seni oraya götüreyim bir şeyler ikram edeyim olurmu oğlum.. diyerek ısrar eder Akif'te kabül eder.

Teyze de kapalı, tatlı ve tombiş biriydi. Akife yol da sorular sorar; kimsen yokmu senin oğlum? der Akif'te; Yok kimsem teyzem Anne'm ben küçükken trafik kazasında vefat etti Baba'm da onbeş yaşımdayken kanser hastalığından vefat etti şu gördüğün arabam da ekmek teknem. Der Teyze baş sağlığı diliyerek üzülür Akif'in haline. Akif'e sorar; Peki oğlum ismin ne Sen'in? Cevap verir; ismim Akif teyze. daha sonra Teyze'nin dükkanın'a gelmişlerdi. Akif şaşırmıştı, geldiği dükkan bir pastahaneydi, orası çok büyüktü ve çok  güzeldi. Tıklım tıklımdı orası, her şey vardı orda.. Teyze seslenerek;  Akif gel oğlum içerye utanma, Akif'te içeriye girer oturur bir masaya karnı da açtı ozam.

Etrafı gözetir utanır, çünki yeni kiyafeti ayakkabısı yoktu yırtıktı kiyafeti ayakkabısı, başını yere eğer oyle otururdu. O vakit Akif için bir Umut'tu. Çünki Teyze o kadar iyi kalpli bir insanki Akif'e orada bir iş teklif etmişti. Garsonluk yapacaktı, Akif Teyze'nin teklifi karşısın da çok sevinmişti ve teklifini kabül etmişti. Daha sonra teyze ona bir miktar para vererek kiyafet almasını söyler. Akif'te durum karşısında bir şey diyemedi ve aldı parayı, karnını doyurduktan sonra evine doğru yol alır.

Çok mutlu olmuştu Dua'sı kabül olmuştu. Tekrar gece olmuştu Akif hala unutmamıştı o bayanı, hem mutlu hem de Aşık'tı fakat o bayanı görmeyi çok istiyordu. Onu tanımadan kim olduğunu bilmeden duygularını şiir lerle anlatıyordu.

















Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 09, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR ÖMRÜN HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin