Cassandrea 10 m kadar ilerledi. Ölümü göze almıştı ve cesaretini topladı. Her adımında daha tedirgin hal alıyordu. Elindeki saat her geçen dakika daha çok ses çıkarmaya başladı. Saatçi bildiği halde ilerlemesine izin veriyordu, engel olmuyordu. Cassandrea arkasından bir ses duydu, dönüp arkasına baktı. Kaiser koşar adımlarla ona doğru geliyordu. Cassandrea:
"Napıyorsun? bunu sadece ben yapacağım."
"Yok öyle birşey birlikte gideceğiz.Unuttun mu? Saat sadece senin değil hepimizin patlamasına sebep olacak"
Kabullenmiş bir kafa hareketiyle Kaiser'in elinden tuttu, adım adım ölüme yaklaşıyorlardı. İlerlediler karanlıktan önünü göremiyorlardı. Bir adım daha attılar. Sonra ikiside birden sendeliyerek yere düştü. Saatçi tedbirini almıştı. Düştükleri yerde etrafına baktılar.Bir çukurdu. Çok geçmeden üstlerinde bir araç belirdi. Tepelerinden toprak döküyordu. İkiside öleceklerini biliyorlardı. Daha önceden göze almışlardı. Pek aldırış etmeden birbirlerinin gözlerinin içine baktılar. Son görüşmeleri gibi aslında evdeyken bu kadarda yoğun duygu hissetmiyorlardı birbirlerine karşı. Sonra istemsizce Cassandrea Kaiser'e yaklaştı,dudakları dudaklarında zamanları yokmuş gibi anın keyfini yaşıyorlardı.Biraz zaman geçtikten sonra Jacob arabanın yanındaki adamlardan birine saatçiye acilen iletmesi gereken bir mesajı olduğunu söyledi. Elindeki telsizi aldı.
"Anlaşmamız bu değildi, daha çok erken olduğunu söylemiştin hemen durdur şu aracı." dedi.
Saatçiden cevap geldi.
"İşime karışma!"
Bu duruma sinirlenen Jacob
"Peki.Şimdi ben gidiyorum. Bu işe bir son vereceğim artık. Madem eninde sonunda öleceğiz. Hep birlikte şimdi ölelim.Sana bu zevki yaşatmayacağım."
Herkes Jacob'u izliyordu. Hızlı adımlarla evden uzaklaşmaya başladı. Oda korkuyordu ama kaybedecek birşeyi yoktu. Saatçide Jacob'ı iyi tanıyordu. Çok cesaretli olduğunu biliyordu ve geri adım atmıyacağınıda sonra birden aracın sesi kesildi. Jacob'tan ve herkesten ecel terleri akıyordu. Ne kadar saatçi geri adım atmış gibi gözüksede onlara buranın ciddiyetini farketmesini sağlamıştı. Herkes derin bir nefes aldı. Saatçinin adamları Cassandrea ve Kaiser 'i alarak götürdü. Diğerleri ise olduğu yerde diz üstü çökerek yaşadıkları olayın etkisini atlatmaya çalıştılar.* * * * *
Emily, Anthony ve Jacob eve döndüler. Ne iştahları kalmıştı ne de eğlenecek durumları vardı. Hepsinde bir sigara, gökyüzündeki yıldızları seyrediyorlardı. Sonra kapı çaldı. Bu durum artık onların canını sıkmıştı. Emily ve Kaiser yerinden bile kalkmadılar. Jacob gidip kapıyı açtı.Karşısında bitkin halde olan Ashley'i gördü. Eve soktu hemen içeriye geçirip yatağa uzandırdı. Bir şeyler hazırlayıp ona yediremeye çalıştı ama hiç birşey yemiyordu. Jacob uyumuyordu, uyuyamıyordu. Ashley rüyalara dalmıştı bile. Jacob o gece Ashley'in başından ayrılmadı. Diğer taraftan Cassandrea ve Kaiser durumları pek iyi değildi. Saatçi onlara, yaşadıklarını göz ardı edip bir ceza daha uygulayacaktı. Bu ceza onları çok yıpratcak belki bu hata onların hayatına bile son verebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
24 SAAT
Mystery / ThrillerAnnesinin gözü önünde öldüğünü gören bir hayat kadını (Saatçi), annesine yapılanların benzerini yapan insanları belirleyip çocuklarını kaçırarak onlardan bir nevi intikam almak ister. Kaçırdığı insanlara ölü süsü vererek arkada hiç iz bırakmaz. Ukra...