1.BÖLÜM

1.2K 54 9
                                    

"Susmak çözüm değil diyenlere aldırma,sessizliği dinleyen onlar...Mutlu etmek istiyorsan susabilirsin."
"Hayatında mutluluk yoksa,hiç olmayacakmış gibi geliyorsa bir gün boyunca sadece sus ve yürü...(Denendi,onaylandı)
"Çek hançerini,son kez öp ve beni öldür..."
-------------------------------------------
Acı haberi aldığında elinden telefonu düşürmüştü Songül,elleri titriyordu.
"A-anne..." Diyerek elini ağzına götürdü bağırmamak için.İleri derecede panik atak hastasıydı,elleri değil artık vücudunun her yeri titriyordu.Bir süre sonra kendini boşluğa bıraktı.
--------------------------------------------
Songül uyandığında bir hastane odasındaydı.Bir an nerede olduğunu anlamayıp sebepsizce etrafına bakındı...Hastane odası olduğunu anladığında ne olduğunu merak etti,çünkü hiç bir şey hatırlamıyordu.En son karakoldaydı..."Ne oldu bana,neden buradayım?" Diye sordu odasındaki hemşireye."Uyandın demek küçük hanım...Kendini iyi hissediyor musun?" Diye bir soru sordu hemşire Songül'e.
"Beynim durdu sanki,ne olduğunu bilmek istiyorum." Hemşire bir süre gözlerini umutsuzca hastane odasında gezdirdi."Hatırlamıyorsun dimi hiç birşeyi...İlaçlardan olsa gerek.Anlatacağım,öncelikle kaç yaşındasın?"
Songül hemşireye soran gözlerle bakarak cevap verdi."19 yaşındayım da...Sana ne?!" Songül yatakta doğrulup hemşireye daha da sinirle sormaya başladı.
"Buraya gelmeden önce karakolun önündeymişsin,annen evde yokmuş galiba...Sonra elinde telefonla panik atak geçirmişsin,2 saattir uyuyorsun."
Songül hemşirenin söyledikleriyle gözlerini kapatıp düşünmeye başladı,ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordu."An-annem..." Diyerek bir hışımla yataktan kalktı,hırkasını geçirip koşarak çıkışa doğru gitti.Hemşire endişelenmişti,fakat irdelemedi.Zaten önemli bir durumu da yoktu.

Songül çıktığında bilmediği bir yöne doğru deli gibi koşuyordu,sonra aklına telefon geldi...Nasıl olduysa telefon hırkanın cebindeydi.Alıp son aramalara baktı,annesiydi.'Belki her şey bir rüyadır' Dedi içinden,sonra arama tuşuna bastı.
"Alo,anne!Anne sen misin?!"
"Annenizi bugün saat 9:00'da kaybettik,üzgünüm..."
Songül telefondaki sese cevap vermeden fırlattı telefonu yere."Sen beni bırakıp gidemezsin anne,peşinden gelirim!" Dedi sesli bir şekilde,yoldaki insanlar da Songül'e bakıyorlardı."Ne bakıyonuz lan?!Annesi ölen birini görmediniz mi hiç?!" Diyerek karşıya döndü,inşaat halindeki binaya gözü takıldı.Koşarak binaya doğru gitmeye başladı.

Binanın tepesine çıktığında aşağıdaki insanlara aldırış etmeden kollarını açıp bağırmaya başladı."Nefret ediyorum hayat senden,adaletsizliğinden!Yaşamaya hakları varken,neden onlar?" Gözlerinden yaşların süzülmesine aldırış etmeden devam etti."Madem bu hayatta kimsizler,çaresizler ölüyor...Benim yaşamaya ne hakkım var lan o Zaman?"
Ağlaması azalmaya başladı,yukarı bakmaya devam ederken ağzından çıkan cümleleri duyamıyordu bile..."Açık konuşucam hayat;Annem öldü benim,hayatta sahip olduğum tek insandı tamam mı?Şimdi buradan atlayıp ben de onun yanına gidicem!"
Birkaç adım daha atıp aşağıda "Atlama yavrum,daha çok gençsin diyen yaşlı teyzelere,amcalara bakıyordu...

"N'oluyo lan yine orda,Allah'ım intihar eden edene...Sen de git lan Güney,yeter bu kadar yaşadığın.Ne bok yapıp şaşırtacak ki zaten hayat seni!"
Çekik gözlü,uzun boylu çocuk bu cümleleri söyleyip kalabalığın arasına karıştı."Lan var ya,biriniz insaniyet için buradaysa neyim he...İşiniz gücünüz ekşın olmuş,lan zaten 5 yıla çıkmayacaksınız,böyle intihar sahnelerini seyredip daha da yaşlandırmayın ruhunuzu...Çok rica ediyorum..." Dedi çocuk.İnsanlar yavaş yavaş tekrar Songül'e döndüğünde çocuk da yukarı doğru baktı..."Lan ama bu çok genç be!" Deyip o da binanın tepesine çıkmaya başladı.

Etraftaki insanların konuşmalara git gide artarken "Selam!" Sesiyle arkasını döndü."Git,git atlıcam git!"
"Bir dakika elini verir misin?" Diyerek Songül'ün cevabını beklemeden elini tuttu çocuk."Biliyor musun,ben de çok kötüyüm bu aralar...Annemin babamı aldattığını öğrendiğim gece babam öldü...Dün gece.Annemin yüzüne bakmamaya yemin ettim.Madem hayat bizi şaşırtmıyor,sürpriz yapmıyor...Biz ona yapalım.En azından bir gereksizden kurtulur,hatta...galiba iki."
Diyerek Songül'ün elini tuttuğu elini daha da sıkı tutmaya başladı."Ha bir de,o kadar serserilik yaptım ki haddi hesabı yok.Hayatım boyunca bir piçtim,piç doğdum ama piç ölmek istemiyorum..." Dedikten bir kaç dakika sonra gür sesiyle "HEPİNİZDEN TONLARCA ÖZÜR DİLERİM,ARTIK HAKKINIZI DA HELAL EDİVERİN.BİR ŞARKI SÖZÜYLE HEPİNİZE VEDA ETMEK İSTİYORUM:ALLAH BELANI VERSİN"
Songül çocuğa hayretle bakarken biraz sırıtmaya başlamıştı...
---------------------------------------------
"Madem hayat bizi şaşırtmıyor,sürprizler yapmıyor...O Zaman biz onu şaşırtırız!"
-Güney Ertürk 😉
Songül'ün bir yanını kendime benzettim,aslında başlarda aklımda yoktu panik atak ama madem en iyi bildiğim şeylerden birisi o,öyleyse uygulamaya geçelim 😘
Dinlediğiniz şarkı Yüksek Sadakat - Katil Ve Maktül
Açıkçası SonGün'e en yakıştırdığım şarkı nedensiz.
İyi okumalar...✋🏻

SONGÜN:FARKLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin