8.BÖLÜM
Josh'la beraber kıyıya doğru yüzdük. Kıyıya çıkmaya çalışırken biri bana elini uzattı bende düşünmeden yardım elini tuttum ve doğrularak çıktım. Elimi çektim ve bana yardım eden kişiye teşekkür etmek için döndüğümde Ares'i gördüm karşımda bana bakıp gülümsüyordu. Kibarca teşekkür ettim ve ıslak saçlarımı alıp sıktım.Tamamen sırılsıklam olmuştum."İyi atlayıştı."Hafifçe gülümsedim. Onunla konuşmak istediğimi sanmıyordum. Sonra Josh'un çıkıp yanımıza gelmek için yürüdüğü sırada Afrodit tarafından engellendiğini gördüm. Şimdi Afrodit tüm endamı ile Josh'u süzerek konuşuyordu.
Ares'in bakışları da o taraftaydı. Bıkkınlıkla yüzünü astı."Hiç değişmeyecek."Afrodit'e bakıp omzumu silktim."Neden değişsin ki?"Bakışlarını bana çevirdi."Sana büyük bir özür borçluyum. Beni asla affetmeyeceğini biliyorum ama..."Elimi sallayıp onu susturdum."Ares, asıl ben sana kocaman bir teşekkür borçluyum. Eğer sen beni aldatmasaydın asla Josh'la tanışamazdım. Bu yüzden geçmişi deşmenin bir anlamı yok. Bana göre sen Afroditi alarak cezanı çekiyorsun."Sonra hızlı adımlarla yanından geçerken kolumdan tuttu.
"Bekle Demi,hayatımın en büyük hatasını yaptım.Sen...."Cümlesini tamamlaması için ona döndüm.Eskiden bana dokunuşunda titrerdim heyecanla.Ama artık hiçbir şey hissetmiyorum.Koluma baktım ve hemen elini çekti.
"Eğer elimde yeniden başlamak gibi bir şansım olsa inan bana bunu sonuna kadar kullanırdım. Sen, sen harika birisin ve ben aptalın tekiyim."Hafifçe gülümsedim.
Bu anı daha önce defalarca aklımdan geçirmiştim. Ares'in pişman olup bana döndüğünü benden af dilediğini beni sevdiğini söylediğini ve onu affedip kollarına atıldığımı. Şimdi bu hayal gerçekleşirken bakışlarım Josh'a kaydı.Afrodit'in anlattıklarını dinlemiyor.Üzerinden sular dökülürken bile çatık kaşlarla bize bakıyordu.Aslında Ares'i çoktan affettiğimi yada yaptığının yalnızca gururumu kırdığını anladım.Aşk yoktu,tutku,arzu...Hiçbir şey yoktu.
"Ares, affedildin vicdanın rahat olsun. Şimdi izninle...""Tekrar birlikte olma şansımız yok mu? Biliyorum hala beni seviyorsun."Gözlerim hayretle açılmış ona bakıyordum. Adeta nutkum tutulmuştu. Ukala ***."Ben..."Parmaklarımı dudaklarıma koydu. "Konuşma sevgilim, bu anı mahvetme."Elleri kollarımı sardı. Başını bana doğru yaklaştırmaya başladığında içimi bir panik duygusu sardı. Aman Tanrım, beni öpecekti. Peki, ben bunu istiyor muyum? Lanet olası hayır! Çırpınmaya başladım.
"Saçmalama Ares, bırak beni."Ama beni duymuyor gibiydi. Dudakları tenime değmeden hemen önce hızla kolumu kurtardım ve ardından yüzüne okkalı bir yumruk attım. Bir çığlık koptu. Josh Afrodit'i itmiş koşarak yanıma geldi. Ares bana baktı, sinirden gözleri kan çanağı içindeydi ve burnunu tutuyordu.
"Seni sürtük."Ama lafını bitiremeden Josh gırtlağına yapıştı ve onu havaya kaldırdı. "Nişanlıma elini sürdün. Oda kendine yakışır şekilde cevap verdi. Şimdide ona hakaret mi ediyorsun?"Ares şaşkınlıkla bakıyordu.
"Tahmin etmiştim."dedi Josh ve Ares'in yüzüne kafa attı.Elimde olmadan bağırdım.Josh devamını getirmek için yere yuvarlanan adama yürüdü.,
"Ona dokundun, hangi hakla!"bağırıyordu ve adeta gözü dönmüştü. Onun koluna dokundum. Ama beni fark etmedi. Bu kez önüne geçtim ve göğsüne ellerimi koydum. Kalbinin kuşkanadı gibi attığını hissedebiliyordum.
"Joshua, yalvarırım."Bakışlarını bana çevirdi ve durdu. Sonra elini çıplak koluma değdirdi. Sinirle çenesi gerildi. Kolumda Ares'in parmak izlerinin bıraktığı kızarıklıklar vardı.
"Onu geberteceğim."Tekrar durdurdum. "Josh,Rene'nin düğünü bu!"Durdu,sonra tekrar kızaran yerlerimi okşadı.Ardından emin olmak istercesine yüzümü inceledi.
