18.BÖLÜM
Yatakta uzanmış kollarımın arasında ki kadına bakıyordum.Bana neler oluyordu böyle.Ona nasıl o sözleri vermiştim.Bakışlarımı masum yüzünde dolaştırdım.Demistas bir vürüs gibi içten içe beni ele geçirmeye başlamıştı bunu hissediyordum.Bir şeyler yapmalıydım.Korkum onun abilerinin karşına geçmekte değildi.Korkum her şeyin fazla hızlı ilerlemesindeydi.
Yalnızca 5 gün geçirmiştik ve ben ondan uzak duramıyordum.Artık ona çoktan doymul olmama gerekmiyormuydu?Lanet olsun!Ellerimi saçlarımdan geçirdim ve onu uyandırmandan yataktan kalktım.Bir şeyler yapmalıydım,evlilikle bitecek bir ilişkiydi bu.Eğer Aleksis durumu anlarsa beni nikah masasına oturturdu.Normal şartlar altında arkama bil bakmadan kaçmam gerekirken ben oturmuş salondaki kolileri açıyordum.Kendi halime gülmek istedim.Pekala,bu kadınla tartışmaya,atışmaya ve sevişmeye bayılıyorum.O zaman onunla evli olmanın nesi kötü olabilirki.
Elimde tuttuğum şeye baktım.Bu da ne böyle...Ah abajur yada öyle bir şey.Hafifçe gülümsedim.Bu ev bu hayat oldukça sıradan ve güzel gözükmeye başladı gözüme.Demi'nin ailesinin oldukç zengin olduğunu biliyorum ama o mütevazi yaşayan biri.50 ye yakın hizmetlimin olduğu evimi düşündüm.İşte o anda gerçek beynime bir şimşek gibi çaktı.Demi benim kim olduğumu bilmiyordu.Hızla ayaklandım.Gerçeği öğrendiğinde muhtemelen kıçıma tekmeyi basardı.Salonda turlarken aniden durdum.Pekala,bu olaydan kurtulmak için iyi bir fırsat değilmiydi bu?O anda ışıklar yandı ve ben salon kapısına başımı çevirdiğimde onu gördüm.Üzerinde benim gömleğim ve ortadan itibaren 5 düğmesi iliklenmişti.Tek omzunu kapı pervazına dayamış çıplak bacaklarından birii diğerinin üzerine koymuş bana gülümsüyordu.
"Neden ayaktasın sen!"dedi uykulu bir sesle.O kadar masum ve baştan çıkarıcı duruyordu ki.Bir an nefesim kesildi.Bakışlarını benden içeriye çevirdi.Dudağını büktü."Eşyalarımı yerleştiriyorsun."dedi gözlerini kırparak ve ben o an her türlü endişeyi unuttum.Ona baktım ve bir küfür savurum hızla yürüdüm.Tek hamlede onu kucakladığımda şaşkınlıkla bana baktı ve ardından bir kahkaha attı."Tanrım,Joshua ne yapıyorsun.""Seni yatağa taşıyorum sevgilim."Ellerini boynuma doladı ve burnunu burnuma sürttü.Kalp atışlarım hızlandı."Yürüyebilirim biliyorsun."dedi yavaşça.Ona bakıp gülümsedim."Ama yürüken benimle öpüşemezsin tatlım."Gözleri heyecanla açıldı."Çok arsızsın."Dudağımı keyifle büküp kucağımdaki meleği süzdüm."Sende gömleğimin içinde çıplaksın."Başımı eğip açlıkla dudaklarına kapandım.Aleksis ve tayfasımı şu anda kesinlikle umurumda değildi.
***********
Bu gün Türkiye'ye dönmem gerekiyordu.İşler çığrından çıkmadan ve ailemle vedalaştım.Şimdi gidip küçük kız kardeşimi görecek ve onunla bir kahvaltı yapacaktım.Demi Amerika'ya giderkende yanında olamamıştım zaten.Aracımla sokağa girdiğimde apartmanı gördüm.Tam Demi'ye göreydi.Lüksten uzak ve sadelikten yana.Her zengin bunun tadını çıkarırken,Demi sürekli normal bir hayat yaşamak için çırpınıyordu adeta.Arabayı sokağın kenatına park edip araçtan indim.Kilide bastım ve apartmana girdim.Adresi büyükbabamdan almıştım ve Valeria'nın dediği gibi her şeyi tek başına yapmasından bende hoşlanmıyordum.Onun evinin kapısına geldim.Zile bastım.Kapı açıldı ve ben gördüğüm görüntü ile bir an olduğum yerde çakılı kaldım.Lanet olası ****!Elimi hızla gırtlağına götürdüm ve onu duvara yapıştırdım.Josh,gözlerini kısmış ama bana karşı koymuyordu.Altında bir pantalon üzerindeyse hiç bir şey yoktu."Burada ne yaptığını sanıyorsun sen!"diye bağırdım kendime daha fazla engel olamadan.
*****
Joshua ile bu sabah erken kalmıştık.Bir kaç lokma atıştırdıktan sonra onun ısrarı ile hemen işe koyulmuştuk.Kolilerin hemen hepsi açmış sayılırdık.Bir yandan şakalaşırken bir yandanda salonu ikimiz yerleştiriyorduk sanki ikimiz evi gibi.Nedense bu düşünde içime bir sıcaklık akıtıyordu.İkimize kahve yapmak için mutfağa girdiğimde o da avizeyi takmakla ilgileniyordu ve ben onun çıplak göğsüne bakmaktan pek bir iş yapamıyordum.Her hareketinde gerilip hareketlenen pazularına ilgimi odakalarken ne zaman bu kadar arsız olduğumu düşündüm.Özelliklede bol hereketli geçen bir geceden sonra.Kahveleri yaparken bir ses duydum.O anda beynimin çarkları döndü.Aleksis!Elimdeki kupa yere düştü ve bin parçaya ayrıldı.Lanet olsun.Hızla salondan geçip girişe yöneldiğimde gördüğüm manzara karşısında donup kaldım.Aleksis Joshua'yı gırtlağından yakalayıp duvara yapıştırmış ona bağırıyordu.Josh ise kendini korumak için hiç bir şey yapmıyordu.Onun Ares'e saldırısını hatırlayınca şu anda bilerek karşı koymadığını anladım.Hızla yanlarına girdim."Onu hemen yere bırak Aleks!"diye bağırdım.Aleksis mavi bakışlarını ondan bana çevirdi.Kalın siyah kaşları çatılmış her zamankinden daha ürkütücü gözüküyordu."Hemen."dedim.Bir kez daha Josh ve benim aramda gidip geldi.Sonra yavaşça elini çekti.Josh kızaran boynu ile bir iki kez öksürdü."Burada neler oluyor.Hemen bir açıklama istiyorum."dedi.Ellerimi göğsümün altında birleştirdim."Joshua Cavil,arkadaşım ve şu anda bana evi yerleştirmemde yardım ediyor.Sende yardım edeceksen buyur.Yok illa sorun çıkarırım diyorsan çıkarken kapıyı kapat."dedim ve arkamı dönüp mutfağa yöneldim.İçimden çığlık çığlığa bağırıyordum.Ayaklarının üstünde durmaya başladın kızım.Aleksis şaşkın bakışlarını Demi'den bana çevirdi. "Sen burada yarı çıplak ne yaptığını sanıyorsun."dedi hırlayarak.Omzumu silktim. "Kızkardeşine yardım ediyorum.Hatırlarsan beni sen çağırmıştın."Üzerimi süzdü. "Seni ona yardım et diye çağırmadım."dedi.Gülümsedim. "Ne diye bilirim onun ikna yeteneği daha kuvvetli."diye mırıldandım.Beni göğsümden tutup tekrar duvara çarptı.O anda Demi'nin sesi duyuldu. "Geliyormusun Aleksis,gidiyormusun?"Bakışalrımı gözlerine diktim."Öğrenmesinimi istiyorsun!Benden edeceği kadar senden de nefret eder."dedim.Yüzü kasıldı. "Eğer ona dokunduysan,yemin ediyorum..."
"Onu önemsiyorum."Bir küfür savurdu. "Lanet olası Domuz!Şimdi hemen bir bahane uydur.Seni aşağıda bekliyorum.Bu işi erkek erkeğe halledeceğiz."Başımı eğdim. "Bana 5 dakika ver."dedim.Aleksis bir müddet daha bana öfkeyle baktı.gözlerinde gördüğümün ne olduğunu biliyorum nefret.En yakın dostum benden nefret ediyordu.Hızla çıktı ve kapıyı kapattı.Artık kozaları paylaşma zamanı gelmişti.