Bölüm 26

6.4K 542 0
                                    


26.BÖLÜM

Araçın girdiği sokağı görünce gözlerime inanamadım.Camı hafifçe araladım ve tekrar baktım.Aracın kapısı yavaşça açıldığında bana elini uzatan genç adama şaşkınca baktım.

"Bay Cavil'in beni buraya getirmenizi istediğinize eminmisiniz?"dedim tekrar sorarak.Genç adam bana gülümsedi.

"Evet efendim tam olarak bu adresi söyledi."dedi.Bana uzatılan ele tereddüt etsemde elimi bıraktım ve yavaşça araçtan indim.Başımı kaldırıp geldiğimiz ve tanıdık olan binaya baktım.sonra şoföre döndüm.

"Sanırım en üst kata çıkacağım."dedim.Adam tekrar o güven veren gülümsemesini takındı.

"Aslında Bay Cavil,en üsta kata çıktından sonrada durmamanızı ve oradaki merdiveni kullanmanızı istediğini söyledi."dedi.Merdivenmi orada bir merdiven olduğundan bile haberdar eğildim.Adama bakıp gülümsedim.

"Teşekkür ederim.Frank."dedim.Adam şapkasının ucunu tutup hafifçe eğildi.

Her zaman bildiğim yolda ilerledim.Apartmanın kapısından girdim.Asansöre bindim ve en üst katın düğmesine bastım.Camdan asansör katlar içinde ilerledikçe kalbim çılgın gibi atıyordu.Nefes alışlarım bile sıklaşmıştı.Asansör son katta durup kapılar açılınca ürkekçe adımını attı.Dışarı çıktığımda Antonio'nun daire kapısının kenarındaki metal katlanan tavan arası merdivenini gördüm.Evet bu gülümsememe neden oldu.Çünkü Josh'un ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım.

Ama talimatlara uydum.Elbiseme dikkat ederek merdivenlere çıkmaya başladığımda bir el uzandı.Sıkıca elimi kavradı ve beni yavaşça yukarı çekti.Joshua'nın yüzüme vuran nefesimi hissedince daha çok heyecanlandım elimde olmadan.Bakışlarımı gözlerinden ayıramadım."Tatlım,bana öyle bakmaya devam edersen.Her şeyi unutup seni yatağa götüreceğim."dedi buğulu bir sesle.Gülümsedim bu söze ki bence hiç bir mahsuru yoktu.Beni belimden kavradı ve yavaşça yanına koydu.İşte o anda etrafı gördüm.Yüce Tanrım!...

Burası tam bir botanik bahçesiydi.Etrafta çimlerin arasında çiçekler açmıştı ve ortadan taş bir yol,terasın tam ortasındaki iki kişi için hazırlanmış masaya gidiyordu.Masa mumlarla ışıklandırılmış ama çimen ve çiçeklerin arasından yeşil ışıklar çıkıyordu.Masanın biraz ilerisinde ufak bir büfe kurulmuş iki tane garson hazır bekliyordu.MAsanın yanında elindeki kemanlarla hafif müzik çalan iki kişi vardı."Tanrım Joshua!Antonio'nun böyle bir terası olduğunu bilmiyordum."dedim.Bana bakıp gülümsedi ve omzunu silkti."Zaten yoktu."dedi yavaşça.Bu daha da şaşırmama neden oldu.Aman Tanrım!Yalnızca bu gece içinmi bu kadar hazırlık yapmıştı."Joshua."dedim yavaşça.eğilip bana ufak bir öpücük verdi. "Şimdi değil tatlım."dedi ve elimi tutup benimle ilerlerken hiç kendimi bu kadar özel hissetmemiştim.Sandalyeyi benim için çekti ve yavaşça oturmamı sağladı."Bu gece tatlım,tamamen İtalyan mutfağının tadını çıkaracaksın."dedi.Yemekler tek kelime ile mükemmeldi.Hafif çalan müzik beni kendimden geçirirken ki bunda içtiğim üçüncü şampanya kadehinin etkidide olabilirdi tabi.Elini uzattı bana hiç terettüt etmeden tuttum.Beni yavaşça kollarına çekti ve müzik eşliğinde dans etmeye başladık.Sanki bir rüyadaydım.İşte dedi iç sesim ilk randevu dediğin böyle olur.

Onun kollarında kendimden geçmek üzereyken müzik seslendi.Koro halinde gelen seslere başımı çevirdim.Antonio,Aleksis,Demon,Valeria ve Roxy şarkıyı koro eşliğinde söylüyordu.Aniden durduk ve ben bakışlarımı onların gülümseyen yüzlerinden Joshua'ya çevirdim.Tanrı aşkına burada neler oluyordu?"HArika bir ailen var melek.Ben aile sevgisinin ne demek olduğunu iyi bilirim.O yüzden onlarında bu önemli gecede burada olmasını istedim."dedi.Önemlimi?İlk randevuda kim aileyi isterki Tanrı aşkına.Ama bunu kendime sakladım.Sonra Joshua benden uzaklaştı.Ailem sustu.Josh bana gülümsedi ve tek dizinin üzerine eğildiğinde nefesim kesildi."Josh."dedim.Bana bakıp gülümsedi."İzin ver sevgilim."dedi.Elini cebine attı ve küçük kadife bir kutu çıkardı.Kapağını açtı.Ona geri verdiğim yüzüğü gördüm.Hüzünlendim.Asla o yüzüğü çıkarmak istememiştim."Demistas Konitopolous,anlamsız geçen hayatıma kattığın anlamı ve sana duyduğum aşkı anlatmamın imkanı yok!Melek,benimle bir bütün olurmusun?Tanrı şahdimki Seni seviyorum.Hayatımda ailemi kaybettikten sonra kimsenin içimde boşluğunu dolduramayacağını düşünürken içime sızdın.Senin olmama izin verirmisin?Seni sevmeme!Bir aile olmamıza izin verirmisin?Benimle evlenirmisin Melek?"Dolan gözlerimle şaşkınlıkla ona baktım ellerimle hıçkırıklarımı kapatmak için elimi ağzıma götürdüm.Sanki orada yalnızca ikimiz varmış gibi.Yüz ifadesi kasıldı."Tanrı aşkına adamı kalpten götürmeyemi çalşıyorsun Dem!"diye araya girdi Aleksis ve Antonio omzuna bir yumruk attı onu susturmak için.Elelrimi ağzımdan çektim ve gelceğimi belirleyecek cevabı verdim."Onur duyarım."derin bir nefes verdi.Yüzüğü kutudan çıkardı ve parmağıma taktı.Yüzündeki geniş gülümseme ile ayaklandı ve beni tek hamlede kucakladı."Bu yüzüğü bir daha asla çıkarma"dedi."Asla "dedim düşünmeden.Beni havada döndürürken Aleksis bağırdı."Tanrıya şükür artık seni takip etmek zorunda değilim."Josh dudakalrıma yaklaşırken bu söze kahkahalarla güldük.Yüce Tanrım evleniyorum....

Konitopolous serisi 3 Ask kazasiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin