28.BÖLÜM
Hayatta ki doğru insanı bulmak mıydı güzel olan yoksa aşkı doyasıya yaşamakmıydı.Bakışlarımı arabadan indiğim anda nefes kesici olan manzaradan yanımdaki sonsuza dek seyretmekten asla bıkmayacağım diğer manzaraya yönelttim.
"Teşekkür ederim,beni sevdiğin için."dedim ıslak gözlerle.Joshua hafif çatık kaşlarla bana baktı ve başını biraz eğdi. "Melek,ben teşekkür ederim,karanlık dünyamı aydınlattığın için."dedi.Yüce Tanrım,onu o kadar çok seviyordum ki.Sahiplenici bir şekilde elini belime attı ve beni kendine çekti.Biliyorum,artık çok iyi biliyorum ki bir tek şey için doğmuş ve yaşamıştım.Ona ait olmak için.Tanrı'ya onu bana verdiği için her gün şükretmeye devam edeceğim.Kulağımda önce ılık nefesini hissettim.Sonrada güven veren sesini duydum.
"Sonsuza dek bir olmaya hazırmısın melek!"dedi.Başımı çevirip onun kusursuz yüzüne baktım.
"Annem her zaman bir amaç için doğduğumuzu söylermiş."Hafifçe gülümsedim.
"Sanırım ben senin için doğdum."dedim.Gözlerini gözlerimden ayırmadan bana baktı.
"Seni çok seviyorum Dem!Çok fazla!"dedi ve ben mutluluk yaşlarımı akıtırken dudaklarıma kapandı.
******
Aşk,bende dahil bir çok kendini bilmez ahmağın inanmadığı şey olabilir ama kesinlikle bu varlığını inkar etmeye yetmez.Geleceğime doğru ilerlerken elimi tutan mutluluğuma baktım.Kalbim tutturduğu çılgın ritmi onun yanında kesmezken ve ben ona her baktığımda kaybetme korkusu ve mutluluğu bir arada yaşarken nasıl aşka inanmayabilirim ki.Tüm ailenin bir arada yanyana dizilip bizi beklerken oluşturduğu görüntü en az benim Demi'ye hazırladığım süpriz kadar güzeldi.Eli avucumda yavaşça yürürken fısıldadı.
"Burası kime ait Josh çok güzel."Nikah'ımızın kıyılacağı yere yaklaşmadan daha fazla dayanamadım ve onu durdurdum.Şimdi karşımızda duran eve beraber bakıyorduk.Her yeri,tavanıda dahil camlarla çevrili ve yarısından fazlası yapay gölün içindeki ev tüm ihtişamı ile karşımızda duruyordu.Peder ve ailemiz evin diğer tarafındaki süslenmiş bahçedeki çardağın altında bizi bekliyordu.
"Sana ait melek!Düğün hediyen."dedim yavaşça.İri ela gözleri dahada açıldı.Bir şey söylemek için ağzını açtı ama hemen kapattı."Çok güzel."dedi bakışlarını eve çevirip.
"Burada yaşayabilirmiyiz?"Gözlerinden akan yaşlarla eve bakarken o kadar masumdu ki.O an bir çöplükte yaşamayı istese peşinden giderdim.Elimdeki elini hafifçe çektim ve öptüm.
"Bana evet dedikten sonra istediğin her yerde yaşayabiliriz."Ve karşılığında mükemmel gülümsemesini bahşetti bana.Tekrar adımlarımızı atmaya başladığımızda bu işin bir an önce bitmesini istiyordum.Onu kollarıma alıp akan yaşlarını öpmek ve teselli etmek istiyordum.
*****
Manzara o kadar muhteşemdiki.Bizim ilerlediğimiz taş yolun tüm kenarları gece fenerleri ile aydınlatılmıştı.Batan güneşin manzarası cam eve vurudukça daha dikkatçekici gösteriyordu.Bir ev,bir göl evi...Bana,bize ailemize ait.Josh'un elini daha sıkı kavradım.sanki kaybolmasından korkar gibi yada bir rüyadan uyanacakmışım gibi.Josh beni Aleksis'e teslim etti.Daha sonra pederin yanında ki yerini aldı.Aleksis elimi öptü ve gözlerini gözlerime dikti.
"Ufaklık,artık yuvadan uçuyorsun."Ağlamamak için kendimi fazla sıkıyordum sanırım.Hızla başımı salladım.Aleks mavi gözleri ıslak bir halde bana baktı.
"Çok güzelsin canım."Başı ile Josh'u göseterdi.
"Canını sıkarsa haber vermen yeter biliyorsun."dedi.