0.8

252 25 23

Chimx2Jimin tarafından

Chimx2Jimin tarafından

Merhaba çingularr! Normalde bölümü geç atacaktım ama yetiştirebildim😄Umarım beğenirsiniz ^_^ keyifli okumalar..

-1 hafta sonra-

Jimin'in ağzından:

Şu bir hafta cidden sorunsuz ve güzel geçmişti. Teneffüste topumu alıp basketbol sahasına geldim. Tabii Yoongi hyung'u da çağırmayı unutmamıştım😄 beraber biraz antrenman yapıyorduk ki MinJoon denen salak 1.80 boyuyla bizim oynadığımız potaya smaç attı. Alayla gülümseyerek 'Sen bir 1.75 boyunla bunu yapabilir misin?' Diye sordu. Bende karşılık olarak elimi cebime attım ve bir ders önce olduğumuz, full yaptığım matematik tarama kağıdını çıkardım. 'Ya sen bunu yapabilir misin?' Dedim gülümseyerek. Çünkü çaktırmadan 7 yanlış yaptığını görmüştüm. ' kes sesini!' Diye bağırdı.
'Hey sakin ol velet' dedi Yoongi hyung
'Bana..bir daha velet deme!'
'Yoksa Nolur? VELET..?' Velet sözcüğünü vurgulayarak söylemişti. Sinirle Yoongi hyung un üzerine yürüdü fakat Yoongi hyung ondan önce davranıp suratına yumruk attı. Aldığı sert darbeyle yalpalayan MinJoon elinin tersiyle ağzını sildi. Sonra bana yaklaştı ve fısıldayarak konuştu
'Çıkışta ***** Parkı'na gel. Ama..yanlız olma..'
'Sabırsızlıkla bekliyorum' dedim ve güldüm. Bana sertçe omuz atarak sahadan çıktı. Sahada kimse olmadığı için olayları kimse görmemişti.

'Hadi gidelim' diyerek Yoongi hyung'u kolundan çekiştirdim. Açıkçası sınıfa girip Bayan Lee'nin sıkıcı tarih dersini dinlemek istemiyordum.

'Derse girmek istemiyor gibisin?'

'Evet hyung hiç derse giresim yok. Ayrıca..akşam Parkta buluşacağız unuttun mu?'

'Ah,hayır hayır unutmadım tabiiki ama bizimkilere de söylemeliyiz.'

'Ah..doğru. O zaman sen hyung ları al bende Tae ile Kook'u alayım.

'Tamam. Çantalarınızı toparlayın da gelin.Parkta buluşuruz.'

'Tamam hyung' dedikten sonra ayrıldık. Ilk önce Tae'yi almaya gittim. Sınıfa girdiğimde kafasını sıraya koymuş uyuyordu. Onu uyandırdım.
Uykulu gözlerle 'Noluyor?' Dedi
'Anlatırım Tae,acil gitmeliyiz' dedim ve sınıftan çıktık. Sonra bir alt kata inip Jungkook'u aldık. Parka yürürken Jungkook sürekli bana soru soruyordu

'Hyung nereye gidiyoruz? Hyung neden gidiyoruz? Hyung noluyor?'

'AISH! Jungkook bi sus ya! Sabahtan beri hyung hyung başımın etini yedin! Kavgaya gidiyoruz Kook! Tamam mı? Şimdi sus ve yürü!!' Dedim sinirle. Cidden çok sinirliydim ve MinJooon dan nefret ediyordum. Biraz yürüdükten sonra derin bir nefes aldım ve nefesimi vererek konuştum
'Ah...Bak Kook. Çok sinirliydim ve sana patladım. Özür dilerim'

'Sorun değil hyung,anlıyorum'
-birbirimize gülümsedik-
O sırada Tae konuştu 'Parka geldik..'
'Ah tamam. Şu işi artık burada bitirelim.' Dedim ve bizimkileri aramaya başladık. Bizimkileri bulunca yanlarına gittik. Namjoon hyung 'sizinle sora konuşacağız' bakışları atıyordu. 'Yaa hyung bakma öyle' dedim. Jin hyung annemiz gibi savundu bizi 'Tamam Namjoon. Olsun artık.' Sonra bize döndü
'Sizde bundan sonra olay çıkarmayın dedi'

'Tamam hyung özür dilerim' dedim.

'Tamam,bunların sırası değil' dedi Yoongi hyung.

Tam Hoseok hyung ağzını açmış,bir şey söyleyecekti ki bir ses konuşmayı böldü
'Vaay erkencisiniz ha?' JoonHyuk'un sinir bozucu sesiyle kafamızı kaldırıp ona baktık. Bizim gibi 7 kişilerdi. Fakat MinJoon ve JoonHyuk dışındakiler son sınıf öğrencisi gibi gözüküyordu.
'Hadi uğraştırmayın bizi' dedi iri yapılı çocuk.

'Siz nasıl isterseniz' dedi Jungkook ve bizi şaşırtarak iri çocuğa yumruk attı. Hepimiz şaşkınlıkla bakarken JoonHyuk bana gelip yumruğunu geçirdi. Yediğim sert yumruğun etkisiyle kavganın başlamış olduğunu anladım. Uzun bir süre dövüştükten sonra MinJoon'u boş gördüm. Onu kendime çektim ve
'Eğer bir daha ChoHee'ye bulaşırsan,ya da onun yanında gezersen..

'Yoksa Nolur?' Diyip sırıttı. Burnuna sertçe kafa attım. Sanırım biraz fazla sert atmış olmalıyım ki burnu normalden fazla kanamaya başladı. Sonra hepsi kavgayı bırakıp onun başına toplandılar. JoonHyuk korkmuş olmalı ki 'Hadi gidelim' dedi ve MinJoon'u da omuzlarına alarak hızla uzaklaştılar. Acaba bizimkiler arasından kötü olan var mı diye suratlarına baktım. Jin hyung da pek bir şey yoktu. Sadece dizine sert bir darbe almıştı. Namjoon hyung sağlam gözüküyordu. Hoseok hyung ve Tae nin dudağı patlamıştı. Ve kavgada en iyi dövüşden Jungkook ve Yoongi hyung pek iyi gözükmüyorlardı. Hemen oturdukları banka gittim ve önüne diz çöktüm.
'Jungook? Yoongi hyung? Iyi misiniz?'
Jungkook kafasını tuttu ve 'Hyung,başım çok ağrıyor' dedi.
'Benim de biraz başım acıyor ama bir şeyim yok' dedi Yoongi hyung.

Yalan söylüyordu..

Onu çocukluğundan beri tanırdım. Abim olmasa bile, o benim Abim gibiydi. Onu çok iyi tanırdım. Şu an kafası çok acıyor olmalıydı ama bizi endişelendirmemek için bir şey demiyordu.

'Hadi artık,eve gidelim' dedi Jin hyung.
'Dinlenmeliyiz' diye destekledi Hoseok hyung. Eve geldiğimizde hepimiz kendimizi koltuklara attık. Herkes biraz dinlendikten sonra konuştum

'Hepinizden özür dilerim'

'Ne için?' Diye sordu Tae.

'Kavga için..'

'Hyung saçmalama lütfen.Biz bir grubuz'

'Her şey için teşekkür ederim'
diyip odama çıkacaktım ki son bir kez Yoongi hyung un yattığı koltuğa yöneldim.

'Çok özür dilerim hyung' diyip elini sıktım. Fakat uyuduğu için söylediklerimi duymamıştı. Iyi olmasını dua ettikten sonra merdivenleri ikişer ikişer çıktım ve odama girdim. Odaya girince aklıma ChoHee geldi. Acaba ne yapıyordu? Telefonun ekran kilidini açtığımda 4 cevapsız arama ve birkaç mesaj gördüm. Ardından Kakaotalk'a girdim...

-Texting-

StrawberryQueen: Hey! Jimin. Bugün son derste Tae'yi alıp sınıftan çıktın. Sana ne olduğunu sorduğumda tersledin. Iyi misin?
( Gönderildi:16.34)

StrawberryQueen: Jimin..iyi misin?
(Gönderildi:17.09)

StrawberryQueen: Beni endişelendiriyorsun..
(Gönderildi:17.49)

ChimChim: Yok bir şey

StrawberryQueen: Hadi ama anlatmayacak mısın sevgilim?

ChimChim: Hayır,anlatmayacağım.

StrawberryQueen: Neden?

ChimChim: Seni ilgilendirmez. Hem senin işin gücün yok mu? Git işinin başına!

StrawberryQueen: Peki..haklısın

ChimChim: Ah,dur ChoHee. Yanlış anladın.