12.BÖLÜM - Moon Angel

15.1K 991 884
                                    

Yazar; blehmeh

Çevirenler; SeKaism & diremaniacs

Chanyeol yan dalı olan dersinden geri dönmüştü odasına, sonunda cumartesi öğlen vakti boyunca dinlenebileceği gerçeğiyle rahatlamıştı. Yatağında otururken, EXO'nun 'Peter Pan' şarkısının odayı doldurmasını duymuştu. Düşünmeden, gözleri otomatik bir şekilde Baekhyun'un çalan telefonunu -büyük ihtimalle sahibi tarafından unutulan telefonu- aradı.

İlgisizce, sanki Baekhyun'un telefonu kendisininmiş gibi, Chanyeol yataktan kalktı ve iphone'u almak için uzandı, cevaplamak için kulaklarına götürmeden önce telefonu açtı (her şeyden önce, telefonunda şifre bile yoktu). Merhaba diyebilmesine kalmadan, bir de bunun üstüne, boğuk bir ses onu cevaplamıştı.

"Baekhyun-ah," Kısık ses nefes aldı ve Chanyeol burnunu sıkarken iğrenme duygusunun içinde yükseldiğini hissedebiliyordu. "Buraya gelebilir misin şimdi? Senin o sıkı deliğinin içinde olmaya ihtiyacım var."

Chanyeol'ün dili tutulmuştu.

"Senin vücudunu düşünürken sikeyim çok azıyorum, Baekhyun-ah." Ses konuşmaya devam ediyordu ve Chanyeol sadece gözlerini kırpıştırarak dinliyordu. "Altımda kıvranmanı izlemek istiyorum..."

"Seni sikerim. Bir daha arama sakın!" Chanyeol neler olduğunu farkına varmasına kalmadan birdenbire söyleyivermişti ve diğer kişinin küfrettiğini duyarken korkuyla telefonu yüzüne kapatmıştı. Telefonu elinde sıkıca tuttu, bilinmeyen numaraya bakıyordu. Ama tekrar düşününce, Baekhyun genelde numaraları kaydetmezdi, yani cidden arayan bu herif rastgele düzüştüğü sapık hayranlarından birisi olabilirdi.

Parmak eklemlerinin beyaza döndüğünü gördüğünde istemeye istemeye telefonu yatağa üzerine bıraktı.

Sikik. Kimsenin Byun Baekhyun ile böyle konuşmaya hakkı yok! Chanyeol kendi kendine düşündü, göğüs kafesinde kalbinin attığını hissediyor ve bütün vücudu sinirden titriyordu. Neden sinirli olduğunu bile bilmiyordu, sadece öyleydi işte. Aşırı sinirliydi – kuduruyordu, hatta.

Ne tür bir evre bu ya... Kendi kendine düşündü, ve o sırada Baekhyun'un telefonunu alıp arama listesinden o piçin numarasını silerken, Baekhyun elinde kitaplarla girdi ve burnunun üstünde bir gözlük duruyordu.

Chanyeol şaşırmıştı.

"Ne zamandan beri gözlük takıyorsun sen be?" Kelimeler geri alabilmesine kalmadan çıkıvermişti ve bunun çok geç olduğunu fark etti, Baekhyun'daki değişiklikleri artık fark edemediği gerçeğini inkar edemezdi. Sıcaklığın yanaklarını boyadığını hissederken dilini ısırdı. Baekhyun kitaplarını koydu ve kare şeklindeki kemik gözlüğünü yukarı doğru itti. Chanyeol boğuluyordu – siktir, bu kahrolasıca çok tatlı.

"Her zaman miyop vardı bende..." Baekhyun burnundan soludu. "... ya da onlar böyle söylüyorlar. Bence benim gözlerim gayet iyi, ama insanlar takmam için beni zorladıkları için takıyorum. Bazen yani." Küçük olan masasındaki telefonu fark etti ve Chanyeol'a kısık gözlerle bakmadan önce şortuna hafifçe vurdu – ve siktir, o gözlüklerle ona o şekilde bakması, kahretsin o çok sevimliydi.

"Seni sinsi piç. Telefonumu geri ver!" Bir anda arsızlaşmıştı ve gözlüklü Baekhyun'u daha da sinirlendirmek istemişti, Chanyeol sırıttı ve Baekhyun'un telefonu masadan almasına kalmadan telefonu yakaladı ve havaya, daha da yükseğe doğru tuttu.

"Bunu istiyor musun?" Telefonu salladı, alayla sırıtmıştı. "Gel ve al öyleyse."

Baekhyun sinirle hırladı ve Chanyeol'ün üzerine atlamadan ince yatağa tırmandı, denemek ve telefonunu geri almak için zıpladı, ama Chanyeol'un boyu çok uzundu, büyük ayaklarıyla parmak ucunda durmuştu ve küçük olan telefona yetişebilmek için sadece inçlik bir uzaklıktaydı. Kahrolasıca ne sinir bozucu ama.

The Faults in Byun BaekhyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin