Sen de çok şeyden vazgeçtin bu güne kadar, biliyorum. Gözlerinde saklanan pişmanlıkların, yanağına düşmemek için çırpınan gözyaşlarına dönüştüğünü görebiliyorum. Belki de hissediyorum. Peki, yaptıkların mı sana bu pişmanlığı yaşatan, yoksa yapmadıkların mı?
Aslında bu soruya kendim de cevap veremiyorum fakat bildiğim tek bir şey var ki yaşadığım pişmanlıkların en büyük ortağı vazgeçtiklerim. Başımı yastığa koyduğum anda, beyaz tavanı gönül perdem yapıp oynatıyorum pişmanlık tiyatrolarımı. Gözlemliyorum yaşantımı ve anlıyorum ki hep bir kaçış söz konusu.Bir şeylerden saklanma çabası içinde kayboluş.Derken pes edişler...
Direnmek değil yapmış olduğum. Yalnızca kaçış dolu bu sahneler ve hüsrana boğulacak tiyatronun sonunda tüm gönül salonu. Yalnız bir kelime var perde kapanmadan önceki son selama saklanan... Vazgeçtim! Evet, başlayan her oyunum böyle sonlanıyor benim ve alkışsız kapanıyor alev rengi perdeler...
Bu hayal kırıklığını sen de yaşıyorsun değil mi? Hep vazgeçtiklerin oluyor karanlığa sürükleyen seni...
Önce biraz düşünüp sonra bana hak verdiğini anlamak işten değil! En başında söylemiştim, hatırlarsın. Sen de çok şeyden vazgeçtin, biliyorum. Âmâ artık gönül perdemde yeni oyunlar sergilensin istiyorum. Belki de yeni karakterler, yeni figüranlar ekleme isteği bu. Gücenik bir yüreğin fırtınalı dünyasından kaçışı belki de. Ve bu yüzden, şimdi, son kez, bir şeyden daha vazgeçiyorum. Tüm sanrılarıma yenilmeden... Sessizce, ama kendi ıssızlığımda, son defa! Her şeyden vazgeçmekten vazgeçerek!
Yazan: Melike Mestanlı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazılar - Melike Mestanlı
Non-FictionMelike Mestanlı'nın yazılarını burada okuyabileceksiniz.