Medyada sevimli köpeğimiz Duman var. İyi okumalar!
"Tutku' nun Ağzından"
Sabah birinin beni dürtmesiyle güzel uykumdan uyandım. Gözlerimi ovalayarak uyanmaya çalıştım. En sonunda kendime geldiğimde yavaşça gözlerimi açarak beni dürtükleyen kişiye baktım.
Bilin bakalım kimmiş?
Tabii ki de benim biricik siyah kuşum.
Yatağımdan yavaşça kalkıp kollarını göğsünde bağlamış beni izleyen Defne' ye bi bakış attım ve "Beni bu saatte uyandırmanın nedenini sorabilirmiyim Defne' cim?" diye konuştum. Defne kaşlarını çatarak bana baktı ve "Saat sekize geliyo Tutku. Okula geç kalıcaz, kalk artık." dedi. Okul mu? Ciddi misin Defne? Kendimi tekrar yatağıma bırakıp gözlerimi kapattım ve ardından hala beni bekleyen Defne' ye "Kızım ne okulu yaa? Hastayım ben bi kere, uyucam. Hadi çık dışarı." dedim. Tekrar yorganımın içine girmeye çalışırken Defne' nin sesli bi şekilde nefes verdiğini duydum. Ardından ise "Peki, sen bilirsin." dedi ve biraz sonra da kapının kapanma sesi duyuldu.
Rahat bi nefes verip yatağımda uyuma pozisyonunu aldım.
Şimdi uykuma kaldığım yerden devam edebilirim.
"1 saat sonra"
Uyumak mı? Şaka mısınız? Böyle arkadaşlarınız varsa bu pek mümkün değil maalesef.
Ne mi oldu? Kısaca şöyle diyim. Ben ne güzel uykumun gelip beni almasını beklerken tam ALTI elin beni gıdıklamasıyla olan uykum iyice açılmış oldu.
Ne kadar acı bi durum dimi?
Bi de bunun üzerine kahvaltı edememeyi de eklersek bu acı daha da fazla oluyor.
Herneyse ben iyice saçmaladım sanırım. İşte bir gün hasta olup okuldan yırtınca sonra da tekrar zorla getirilince böyle oluyo işte napıcaksın?
Çok şükür ilk iki dersimiz boş. Sıralar her ne kadar rahat olmasa da uyumak için her şeyi yapabilirim. Aynı şuan yaptığım gibi...
"Barış' ın Ağzından"
Boş ders gibisi yok vallah. Birinin kolumu dürtüklemesiyle kafamı yattığım sıradan kaldırdım ve beni dürtükleyen canım arkadaşım Kaan' a baktım. Kaşlarımı kaldırarak ona bakıp "Beni kaldırmandaki neden umarım iyi bi nedendir. Aksi takdirde benden dayak yersin." dedim.
Gözlerini devirerek bana baktı ve "Spor salonuna gidip basketbol oynıcaz hadi." dedi. Ooo konu basketbolsa iki elim kanda olsa yine gelirim. Kafamı sallayarak ayağa kalktım ve beraber sınıftan çıktık. Spor salonuna geldiğimizde Armağan' la Hazan içerdeydi ve Armağan, Hazan' a atış yapıyodu. Hazan, kafasını olduğumuz tarafa doğru çevirdiğinde yüzünde Armağan' ı izlerken ki olan gülümsemesi soldu.
Bunu fark eden Armağan kafasını bize doğru çevirip kaşlarını kaldırarak bize baktı. Tam bi şey diceği sırada hemen arkamızdan gelen Ceren bizden bi adım öne geçerek "Vay vay vay... Bakın burda kimler varmış?" diye sordu, tamamen alay içeren bi sesle. Armağan derin bi nefes alıp kafasını olumsuzca salladı ve Hazan' a dönerek "Hadi gidelim burdan." dedi. Hazan kafasını sallayarak ayağa kalktı ve ikisi beraber yürümeye başladılar.
Tam yanımızdan geçicekleri sırada Kaan, Armağan' ı omzundan tutup hafifçe geriye doğru ittirdi. "Hayırdır Armağan kaçıyo musun yoksa?" dedi alayla. Armağan ona ciddi bi ifadeyle "Seninle kavga etmicem Kaan. Çünkü ben kardeşim dediğim insanların canını yakmaktan hoşlanmıyorum, sizin aksinize." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir Kızı
Novela JuvenilSonunda bizi de bulmuştu mutluluk. Kucağımdaki minik prensese bakıp hafifçe gülümsedim. Bazen annesi gibi hırçın bazense çok uysaldı. Bakışlarını annesine doğru döndürüp "Anne babam seni seviyor mu?" diye sormasıyla Defne bakışlarını bana döndürdü...