✅BÖLÜM 5✅KINA

1.9K 78 2
                                    


Bu heyecan da neyin nesiydi. Gün geçtikçe kendimi tanıyamaz olmuştum.
İlk defa bir erkek için kalbim pır pır aynı kuş gibi atıyordu. Ama bu sefer ilk defa  kızarmamıştım. Kendime hayret ediyordum. Gün geçtikçe farklı tavırlar öğreniyordum.

Salonda yine bir sessizlik olmuştu.
Her zaman olduğu gibi ben  saçmalıyordum.

Zaten bu heyecan da düğün heyecanıydı. Düğüne 2 gün kalmıştı 2 gün dediğin ne ki göz açıp kapayana kadar geçer. Bütün aile benim odama çıkıp gideceğimi düşünüyordu ama ben bu sefer herkesi yanıltacaktım.

Benim anlamadığımı düşünüyorlardı ama çok yanlış düşünüyorlar çünkü ben Cemal ağanın, babamın ve Asaf'ın kaş güz hareketlerini görebiliyordum. Salonun sessizliği Cemal ağanın sözleriyle bozuldu.

-Hayde biz kalkalım yarın hanımlar toplanır Efnan kızıma bir kına yakarsınız.

Zehra hanım ve annemin yüzünde güller açıyordu sanki kına bana değil onlara yakılıyordu.

Aslında annemin üzgün olması gerekiyordu çünkü o kız annesiydi.
Kız anneleri kızlarının gelin olmasına dayanamaz ama benim annem böyle şeylere alışkın ben onun yanında büyümedim sadece 14 yaşıma kadar Mardin de evimde oturdum.

3 senedir Ankara da tek başıma yaşıyorum. O yüzden anneme pek fazla sorun olmuyor.

Ben düşünceler denizim de yüzerken annemin cimirmesi ile kendime geldim. Etrafına baktığımda herkes kalmıştı annem.

-Efnan koş Cemal ağagilim elini öp. Kapının onunda seni bekliyorlar.

Annemin beni uyarması ile kapının önüne koşup Cemal ağanın ve Zehra annenin elini öptüm. Zehra anne:

-Kızım yarın sabah erkenden Melek ablan ile geliriz.
-Melek kim?
-Melek Asaf'ın ablası ama Asaf ile araları pek fazla iyi değil.
-Anne Melek bu eve gelmiyecek.
-Oğlum neden böyle yapıyorsun o senin ablan.

Zehra hanımın sert çıkışları ardından Asaf kapıyı çarparak gitti.

Ardından Zehra hanımda gitti.
Asaf ile ablası Meleğim  neden araları pek fazla iyi değil di çok merak ediyordum.

Ama sormazdım. Asaf annesinin Melek dediğini duyduğun da çok sinirlenmişti.

Ben sorunca da sinirleneceği kesindi.
Annesine sinirlenen biri 3 günlük tanıdığı kızada haydi haydi sinirlendi.

Aman neyse bende elbet bir gün bu olayın gerçeğini öğrenirim. Kendimi böyle şeylerle teselli ediyordum.

Annemin bağırmak ile kendime geldim.

-Efnan çabuk odana çık ve bindallını getir.
-Ne yapacaksın anne sen mi giyeceksin?
-Ha ben giyecem salak mısın kızım getir bi giyde üzerinde son kez bakalım.

Anneme cevap vermeden merdivenleri teker teker hızlı hızlı çıktım. Dolabımın kapağını açtığım anda bindallım gözüme çok güzel gelmişti.

Hemen üzerime giyip aşağıya indim.
Aşağıya indiğimde anda annemin gözlerinden  damla damla yaşlar aktı.

Annemi bu durumda görmek beni çok hüzünlendirdi. Beraber sarılarak ağlamaya başladık.

Babamın boğazını temizlemesi ile annemin boynunu bıraktım. Bizi o durumda gören babamın da gözleri dolmuştu. Bir anda annem:

-Aa yeter ama bu kadar duygusallık
Kadim ağa kızımız ölüme gitmiyor.
Cemal ağa ya gelin oluyor.

Annemin bu sözleri ardından babam da gözlerini silip kanepeye oturdu.

Bende odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Salona indiğimde babam gitmişti.

Annem ise kanepede oturuyordu.
Bende yanına oturarak anneme:

-Biliyormusun anne ben önceden hep merak ederdim kızlar evlendiğinde neden kına yakılır diye. Ama öğrendim çocuklarına ve eşine kurban olsun diye yakılırmış. Yani şimdi ben yarın elime yakılacak kına ile Asafamı yoksa töreye mi kurban oluyorum.

Bu cümleleri kurmakta çok  zorluk çekmiştim ama zoru başarmıştım.
Bunları konuşmak bana çok ağır  gelmişti kalbimde ki ağrı konuştukça artıyordu.

Annem hiç cevap vermemişti bende onu cevap vermeye zorlamamıştım.
Hiç bir şey demeden kalbimdeki ağrı ile odama çıktım.

Yatağın içine girip düşünmeye başlamıştım. 2 gündür namazlarımı aksatıyordum. Hemen yataktan fırlayıp abdest aldım ve namazlarımı kıldım. Ardın da kendimi rahatlatmak için kuranımı okudum. Kalbimde ki ağrı çok az da olsa biraz hafiflemişti.
Namazlağamı kaldırıp biraz yatağıma uzandım.

Uyandığım da salondan sesler geliyordu. Eminim Cemal ağagil gelmişti. Örtümü yapıp salona indiğimde Asaf ile ablası Melek gelmişti.

Çok şaşırmıştım sabah Zehra hanım aralarının pek fazla iyi olmadığını söylemişti ama şu an o kadar iyilerdi ki şoka girmiştim.

Asaf'ın kulağına eğilerek yavaşça:

-Hayırlı olsun ablanla barışmışsın.
-Ya evet öyle oldu evde konuştuk ondan sonra barışmaya karar verdik.

Asaf ve ablası ile bahçede birer kahve içtik. Kahvelerin ardından Asaf ve ablası kalktılar. Bende yatsı nazımı kılıp yattım.

Çok çabuk sabah olmuştu bugün kınam yakılacaktı yarın  ise  düğün yapılacaktı.

Bu sefer kimse yanıma gelmeden üzerimi giyip şalımı taktıktan sonra salona indim. Herkes telaş içinde bir şeyler yapıyordu. Eve tamamen değiştirmişlerdi.

Telaştan kimse beni fark etmemişti.
Boğazımı temizler gibi yapmıştım ama hâlâ beni fark eden olmamıştı.

Melek abla beni fark etmişti. Yanıma gelip beni mutfağa götürdü bana özel kahvaltı hazırlamışlardı. Bende kahvaltımı yapıp salona geçtik.

Benim elime bindallımı tutuşturdular yanıma da Elif 'i gönderdiler. (Elif Asaf'ın küçük kardaşi 15 yaşında olan) Odama çıkıp bindallımı giyip salona tekrar indim. Kuaför gelmişti bende bir şey demedim.

Makyajım ve şalım yapılmıştı tam olarak şal değildi boncuklu falan bir şeydi.

Yavaş yavaş kadınlar toptanmaya başlamıştı. Saat 20:00 olduğun da ev tıklım tıklım dolmuştu.

Herkesi tek tek öpmüştüm. En sevmediğim şeydi herkesi teker teker öpmek. Yaşlı teyzeler Zehra hanıma

-Ne kadar güzel gelinin var hanım ağam.

Diyordu bazıları ise bana 'Gelin hanım' diye hitap ediyordu.

O an artık kınam yakılacaktı duğağım örülmüştü. Salona Asaf ta gelmişti yanıma o da oturdu onada kına yakılacaktı.

Başımız da kızlar dönerken annemin ağlama sesini duydukça benim de ağlayasım geliyordu.

Kendimi çok zor tutuyordum ama artık bende dayanamamıştım. Artık gözyaşlarımı serbest bırakmanın vakti gelmişti.

GÖZÜYAŞLI  GELİN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin