İnsanlar ne kadar acımasız değil mi? Herkes canını yakıyor. Yakmadıklarını sanıyorlar ama öyle bir yakıyorlar ki yanında nefes alabildiğin insanın yanında nefesin kesiliyor. Zaman zaman alışıyorsun. En kötü şeyde alışmaktır zaten. Alışınca duygusuz oluyorsun. En değer verdiğin insan bile sana zarar verse bişey yapamıyorsun. Suç bizde değil aslında suç karşımızdaki insanda bildiği halde gitmiyor. Aşık olacağını bildiği halde onun canını yakacağı halde gitmiyor. Adam bilmiyor musun sen aşık olacağımı? Ne diye daha çok can yakıyorsun. Gel söv istediğini de ama bana sarılmadan yapma. İşte ben o sıra nefes alamıyorum. Söylemek istediklerimi yutuyorum. Dinle beni uzaktan anlamayacaksın ama dinle. En azından dinlediğini bileyim. Biliyor musun sana anlam katamazdım. Hep bir anlam yüklemek isterdim ama olmazdı. Sen aşka örnek olabilecek tek adamdın. Sen satırları sığmayacak kadar şey yaşattın bana. Güzel olmayı beceremedik biz ama gidemedik de. Önemli olan yanında hala göğsünde kafasını yaslıyor olması değil mi? Evet biz güzel değildik. Çirkin olmayı tercih ettik. Farklı olmak istedik farklı olalım ki diğerleri gibi gitmeyelim diye. Şimdi dinle beni uzaktan seni öyle seviyorum ki elin elime değdiği günden beri her gece o elimi öpüyorum. Öyle bir kaybetme korkusu var. İşte benim tek korkum bu hep olacak korkum da bu olacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
:Sus:
Short StorySus bugün sen değil ben konuşacağım. Ellerimi kollarımı bağlayıp durdum bu kadar zaman. Bu sefer ben konuşacağım biraz da sen susacaksın. Ben hep kaybettim. Hayatım boyunca hep kaybettim. Seni de kaybediyorum. Seni kaybetmemek için susmamam gerekiyo...