Kahvaltı sofrasındaki eğlenceli muhabbete katılmak istemeyen Mabelle, çatalıyla önündeki yemekleri didikliyordu. Üç gün geçmesine rağmen Bradley'i görmemiş ve doğal olarak da üzülmekten kendini alamamıştı. Bahçede geçirdikleri dakikalarda genç adam Mabelle'a karşı bir şeyler hissettiğini söylemiş, ardından onu öpmüştü. Ama üç gündür, genç kız sanki umurunda değilmiş gibi onu hiç görmeye gelmemişti.
Neden gelmemişti? Acaba hisleri geçici bir hevesten mi ibaretti? Hepsi geçmiş miydi yani? Mabelle'ın içi özlemle kavrulurken, onun umurunda değil miydi gerçekten?
İştahsızlığı Vincent'ın dikkatini çekmiş olsa gerek, genç kıza hitaben endişeli bir ses tonuyla konuştu.
"Mabelle, sorun nedir kızım? Kaç gündür doğru düzgün yemek yemiyorsun."
Tüm dikkatin kendisinde olmasından dolayı yanakları kızaran Mabelle, bakışlarını tabağına indirdi.
"Bir sorun yok Brendan Amca. Sadece, pek yiyesim yok."
Masadakilere çekingen bakışlar atarken, gözleri Jennifer da takılı kalmıştı. Üç günün sonunda tam iyileşememiş olsa da, hep beraber yemek yemek için masaya oturabilmişti Jennifer. Fakat Alec'in anlattığı gibi neşeli değil, tamamen sessizdi genç kız. Sadece gerekli zamanlarda kısa cevaplar veriyordu ve şu anda da Mabelle'a baktığı gibi, herkese boş bakıyordu.
Genç kız sürekli onunla muhabbet etmeye çalışmış, bir konuya dahil etmeye uğraşmıştı fakat Jennifer hep çekimser kalmıştı. Mabelle onun, yaşadıklarından dolayı içine kapandığını düşünüyor ve bu duruma çok üzülüyordu. Birkaç aşağılık adam yüzünden genç bir kızın hayatı mahvolmuştu resmen. O adamların tek tek idam edilmesi gerekiyordu!
Yemeğin bitiminde masadan kalkarken, Vincent'ın sesi düşüncelerini böldü.
"Biraz konuşalım mı Mabelle?"
Genç kız bir an şaşırsa da hemen sonra gülümseyerek yaşlı adamın yanına yaklaştı.
"Elbette Brendan Amca. Kötü bir şey yoktur umarım?"
Yaşlı adam Mabelle'ı çalışma odasına yönlendirirken, bakışlarını yere indirmişti.
"Kötü bir şey yok. Konu, günlük ile ilgili."
Mabelle merakla Vincent'a bakmaya devam etti. Brendan oturması için onu şöminenin karşısındaki koltuğa götürmüş, Mabelle'ın bakışlarına karşılık olarak da genç kızın elini tutmuştu.
"Biz İngiltere'ye, kral ile görüşmeye gideceğiz Mabelle. Bu süreçte, senin Jaden'ın evine gitmeni istiyorum. Hala tehlikede olabilirsin."
"Brendan Amca sormamam gerektiğini biliyorum ama, günlükte ne yazıyor?"
Vincent bakışlarını Mabelle'ın eliyle birleştirdiği eline indirdi.
"Biz...babanla görevdeyken, babanın bazı şüpheleri varmış. Bunları bana hiç söylememişti. İyice emin olduğunda hepsini deftere yazmış. Bana zarar gelmesini istemediğinden söylemediğini düşünüyorum. Ama birkaç sene sonra, tek başına altından kalkamayacağını anlamış sanırım."
"Anlayamıyorum. Bu kadar tehlikeli olan şey, ne olabilir ki?"
"Kralın danışmanı, en yakınındaki kişi ona ihanet etmiş. Yıllardır kralı tahttan indirmenin planlarını yapıyormuş."
Mabelle'ın gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı.
"Nasıl? Bunca zaman, kral anlamamış mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güzel'im (Tamamlandı)
Historical Fiction#1 - Tarihi Kurgu #1 - Romantic Mabelle, çocukluğunda babasından dinlediği macera dolu hikayelerin gerçek olmasını istemişti her zaman. O heyecanları yaşamak, o savaşlara girmek istemişti. Cesur ve dik başlıydı. Karşısına çıkabilecek tüm sorunların...