"Geç kaldım, anne.. Allah kahretmesin. Napıcam anne lütfen.""Koşarak gidersen yetişirsin. Hadi, ne duruyorsun son 12 dakika."
Ayakkabılarımı giyerek koşmaya başladım. Neden mi koşuyorum.? Ygs sınavına girebilmek için. Gece erken yattığım için uykuya fazla kaptırmışım. Babam benden erken gittiği için uyandıramamış. Annemde alarm kurmayı unutmuştu.
Sınava son 23 dakika kala kalkmak ne demek? Bağcıkları açık olan ayakkabılarımı umursamadan koşmaya devam ettim.
Tefonumu yanıma almamıştım. Okul uzaktanda olsa gözüksede yetişmiştim. Daha da hızlanarak koşmaya başladım. Arkadan gelen araba sesiyle bir anlık arkamı döndüm.
Ahh keşke dönmeseydim de önüdeki adamı görseydim.
"Özür dilerim. Gercekten çok çok özür dilerim." derken yere eğilmiş adamın paran parça olan telefonunu topluyordum.
"Sen ne yaptın?"
Adama yerden topladığım parçaları vererek yüzüne baktım.
"Sınava girmem gerekiyor lütfen. Lütfen bırakın cok özür dilerim. Yemin ederim bilerek olmadı."
Adama yalvaran gözlerle baktım.
"Şuan bana kaç paraya maal oldugunu biliyormusun?"
Sesi yüksek çıkmıstı reflex olarak gözlerimi yummuştum.
"En fazla 3.500 lütfe. Çıkana kadar bekleyin sınavdan sonra isterseniz polise verin lütfen."
"3.500 tl mi? Ciddimisin sen küçük? Bütün konuşmanın içine ettin. Sen tamı tamına 100.000.000 doları kaybetmeme neden oldun. Aptal."
Agzımı açıp 'oha' demek istesemde adamın omzunun arkasında kalan okula baktım. Herkez girmeye başlamıştı.
"Şimdi beni bırakın, lütfen çıkana kadar bekleyin elimden geleni yapıcam. Ama bu sınava girmem gerekiyor."
Sağa kayarak ilerlemeye çalıştım. Ama kolumu tutarak eski yerime getirdi. Ben ise hala okula giren insanlara bakıyordum.
"Milyoner bir adamın kızı değilsin. Olsan tanırdım. Bu parayı nasıl karsılayacaksın küçük hanım?"
Haklıydı ben o kadar sayıyı yan yana bitek telefon numaramda görüyordum.
"Yalvarırım kolumu bırakın. Lütfen"
Herkez içeri girmişti. Bitmiştim. Tam anlamıyla, bütün bir yılım gözlerimin önünde gitti.
"Sanırım ödeştik küçük hanım. Benim param nasıl bir hiç uğruna bok yoluna gittiyse. Seninkide öyle oldu."
Ağlamaya başlamıştım bile. Bitmişti herşey. Bütün emeklerim onca yıl bekleyişlerim. Hepsi bir hata yüzünden gitmisti.
"Kendinize bok dediniz..."
"Ayrıntılar umrumda değil."
Kolumu hala tutuyordu. Kolumu kendime çekerek arkamı döndüm.
"Tekrar özür dilerim. Bilerek olmadı... Yemin ederim."
Adımlarımla hızlandıkça yanağımdan akan yaşlarda artıyordu. Bütün hayallerim buhar olup havaya karışmıştı. Tek bir hayal. Tek bir yaşam çok değildi ki sadece emeklerimin karşılığını alacaktım.
'Sadece iyi bir üniversiteye gitmek istedim.' diye mırıldandım.
"Senin hatan değil demiyeceğim. Çünkü hepsi senin hatan."