Mültideki şarkıyı mutlaka dinleyin.Bölümün ortasında sekiz aydan sonra dediğim yerden itibaren dinleyin şarkıyı.
'Her son bir başlangıç demişti bir çok şair bazısı iyi... Bazısı kötü...Ama Devrim yeni bir başlangıç istemiyordu, yani yeşim gözlüsü yanında kalsa, çocuklarıyla birlikte olsa yeterdi bu ona.
Daha ne isteyebilirdi ki Allah'tan?Yeşim gözlüsüne ölesiye aşıktı işte.Umutlarının tükendiği anda üç mücizelerini öğrenmişlerdi.Mutlu olmalıydı...'Keşke böyle olmasa.' diye düşündü Devrim. Keşke sürekli mutlu olsalar hüzün kapılarını hiç çalmasa...Olmazdı biliyordu.İnsan rahata alışınca hayattan zevk de alamazdı? acılardı insanın en ufak şeyde bile mutlu olmasını sağlayan.
Umutla baktı Devrim Ayza'ya valizleri aracına koymuş yeşim gözlüsünü bekliyordu.Hayalleri vardı işte bu kadınla.Birlikte gezecekleri yerler, birlikte gülecekleri kitaplar,filmler vardı.Daha çocuklarını büyüteceklerdi.Mesela Ayza; soğukta kalıp hasta olmasınlar diye kızacaktı çocuklarına,her anne gibi terlikle kovalayacaktı. Kıyamayınca da birlikte oyunlar oynayacaklardı.Ama bu hayallerini hiç sonu olacakmış gibi kurmamıştı ki!Düşüncelerinin verdiği ağırlıkla yüzünde hüzün oluşsa da herkesle vedalaşıp bindiler araca.Devrim Ayza'ya dönüp
"Küs müsün bana?"dedi.
"Ben sana nasıl küsebilirim ki!Sadece kırıldım.Sanki sen hiç bebeklerimizi sevmiyormuşsun gibi geldi.Sanki onları kabul etmemişsin gibi...Eksik hissettim."
"Özür dilerim çimen gözlüm.Ben böyle olmasını istemedim.Biliyorsun seni incitmek en son isteyeceğim şey.Ama öyle de kolay olmuyor... Belki de üç ay sonra senin, beni ve bebeklerimizi bırakıp gidebileceğin aklımdan çıkmıyor.Biliyorsun yoksa ben de istemez miyim iki oğlumla futbol oynama hayalleri kurmayı? Kızımın büyüyünce aşık olacağı çocuğu şimdiden evire çevire dövme planları yapmasını..."
"Sen ciddi misin?Demek kızımın aşık olacağı çocuğu döveceksin öyle mi?Devrim... Hayatım, kızımız aşık olma yaşına geldiğinde sen biraz yaşlanmış olacaksın.Bunu hatırlatmama gerek var mı?"
"Off bu aklıma hiç gelmemişti..."dedi Devrim buruk sesiyle.
"Düşünsene...Saçlarında birkaç beyaz var.Alnında birkaç kırışıklık, sakalların pamuk gibi beyaz...Hayal ettim de bence çok tatlı olurdum."dedi Ayza düşündüklerinin yüzünde oluşturduğu o güzel gülümsemesiyle.
"Olmaz hayatım tatlı matlı deme erkek adamı bozar bu kelimeler."
"Hahayt! Hiç güleceğim yoktu.Erkek olsan ne olacak. Ancak benim, sana verdiğim değer kadarsın."
"Kızdın mı bakayım sen?"
"Ne kızıcam be.Hamilelik hormonlarından galiba."
"Bilmez miyim ben o hamilelik hormonlarını..."
"Ya devrim dalga geçmesene benim mi suçum sürekli komedi filmine dahil ağlıyorsam?"
"Hı hı...Öyle çimen gözlüm.O zaman iki hafta önce kitabın sonundaki karaktere özenip'Devrim sen bana hiç böyle şeyler yapmıyorsun.ben de istiyorum camları silmeni, ütü yapmanı'demen neydi güzelim?"
"Tamam tamam sus napayım yani.Öyle bir anlatıyordu ki canım çekti.Canım çekti demişken, ekşi erik alsana.Böyle ekşi ekşi... Tuza banıp yemelik. Hım... off çok canım çekti."
Devrim yol kenarındaki manavdan yeşil erik bulup Ayza'ya verdiğinde, yüzüne bile bakmadan hemen erikleri yemeye başlamıştı.Devrim Ayza'nın bu kendinden geçen haline gülüp aracı çalıştırdı.Az kalmıştı zaten yolları, yavaş yavaş gitseler de yolun yarısı bitmişti.