Yıl 2012. HOT yapay zeka araştırma merkezi. Nevada.
Saat: 12:34
“Bay Nicholson, röportajımıza başlamadan önce size bu davet için teşekkür etmek istiyorum.”
“Bu benim için bir onurdur, Bayan Clayton. Bana kısaca Caesar diyebilirsiniz.”
Heyecandan ayaklarımın bağı çözülmüştü doğrusu. Bu adam kesinlikle harika bir beyefendiydi. Hemen söze girmek istedim.
“Caesar, şirketiniz son zamanlarda harika işlere imza attı. Bilişim sektöründe ve diğer teknoloji kurumlarının ortaklığıyla geçen senenin en çok kazananları arasındasınız. Peki ya bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz. Sizin gözlemleriniz nelerdir?”
Caesar göz kapaklarını yavaşça kıstı ve yüzüme nazikçe gülümsedi. Küçük bir çocuk gibi birkaç hareket yaptı ve cevabını verdi. “Benim tek bir gözlemim var Bayan Clayton. Bu da modern çağın teknolojisinin, bizim önderliğimizde basamak atlamasıdır.”
Caesar hakkındaki düşüncelerim benliğini yitirmeye başlamıştı bile. Nedense aşırı derecede kendini övüyor gibiydi. Neyse ki adamı bu röportajdan sonra bir daha görmeyecektim. Kaprislerine dayanabilirdim sanırım.
“Caesar, bana burada neler yaptığınızı anlatır mısın?”
Tebessümle “Nereden başlayabilirim?” diyerek karşılık verdi. Yüzümü istemsizce ekşittim. Bu adam ne diyor be? Anlat işte A.İ nedir veya şirketteki son buluşlar veya onun gibi bir şey işte!
“Okuyucularımızın en çok merak ettiği A.İ teknolojisinden başlayabiliriz mesela?”
Caesar ofis koltuğunda yavaşça doğruldu ve yüzündeki heyecan küçük bir çocuğun yerde para bulması kadar masumane bir hal aldı.
“Yapay zekâ, insanın düşünme yöntemlerini analiz ederek bunların benzeri yapay yönergeleri geliştirmeye çalışmaktır. Anlayacağınız bu sistem tüm teknolojilerin ilkidir ve en zirvesindekidir.”
Anladığımı sanmıyorum. Tabii size başka sorular yöneltemeyeceğim anlamına gelmiyor.
“Caesar, sence bu mantık nasıl işlemeye başladı? Bu işlere nasıl giriştiniz? ”
Mavi gözlerindeki muzip bakış şimdi üzerime doğrultulmuştu. Galiba teknoloji cahili olduğumu anlıyor gibiydi. Nedense gülümseyerek karşılık verdim.
Ayağa kalktı ve masaya ellerini koyarak biraz öne eğildi. “Bir bakış açısına göre, programlanmış bir bilgisayarın düşünme girişimi gibi görünse de bu tanımlar günümüzde hızla değişmekte, öğrenebilen ve gelecekte insan zekâsından bağımsız gelişebilecek bir yapay zekâ kavramına doğru yeni yönelimler oluşmaktadır. Bu yönelim, insanın evreni ve doğayı anlama çabasında kendisine yardımcı olabilecek belki de kendisinden daha zeki, insan ötesi varlıklar meydana getirme düşünün bir ürünüdür.”
Bir süre çevresine bakındı ve tekrar koltuğuna oturdu. Hemen ardından sözlerine heyecanlı bir şekilde devam etti. “Bu düş, 1920 li yıllarda yazılan ve sonraları Isaac Asimov'u etkileyen modern bilim kurgu edebiyatının öncü yazarlarından Karel Lapek'in eserlerinde dışa vurmuştur. Karel Lapek, R.U.R adlı tiyatro oyununda yapay zekâya sahip robotlar ile insanlığın ortak toplumsal sorunlarını ele alarak 1920 yılında yapay zekânın insan aklından bağımsız gelişebileceğini öngörmüştü.” Sağ elini havada garip bir şekilde savurdu. “Bayan Clayton, bu bizim çağımızın bir başlangıcı.”
Sözlerinde bir gizem keşfetmiştim. Bir süre sessizliğini korudu. Bu arada merakımı gizleyemedim ve röportajdan bağımsız bir soru sordum. “Caesar, bu övgüleri neye dayanarak söylüyorsunuz? Yeni nesil işlemciler mi? Yoksa sensör teknolojisine göre mi?” Bu biraz yadırgama gibi olmuştu. Keşke sormasaydım. Sanki bana tüm buluşlarını açıklayacaktı da. Daha piyasaya çıkmamış ürünlerini benim gibi sıradan bir köşe yazarıyla paylaşacağını sanmıyorum.
Caesar yüzündeki heyecanı kaybetmemişti. Gözlüklerini ceketinin cebinden çıkararak taktığında açıklamasını yapmaya hazırdı.
“Bayan Clayton! Elimizde mükemmel denebilecek derecede bir prototip var.”
Caesar yerinden fırladığında biraz ürperdim. Bu adamın sağı solu belli olmuyordu. Odanın kuzeyindeki duvarda kızıl bir şerit oluştu. Bunun ne olduğu ile ilgili bir fikrim yoktu ama pek de hoşuma gittiği söylenemezdi. Umarım Caesar, transformers’a falan dönüşmez. Çünkü bu biraz ilginç olurdu.
Caesar garip bir sırıtmayla bana hazır olmam için el işareti yaptı. Ne oluyor burada! “Neye hazır olmalıyım Bay Nicholson. Sorun nedir?”
Adam duvardaki kızıl şerite çapraz bir kol sallamasıyla duvarda 6 boyutlu holografik bir kadın silueti oluştu. Bu olay karşısında dilimi yutacaktım neredeyse. “Aman Tanrım! Bu… Bu yapay zekâ mı şimdi?”
Caesar kahkaha atarak cevap verdi. “Bayan Clayton, Bu HT83. Yani tüm HOT kuruluşunun işletim sistemi, onunla konuşmak ister misiniz?”
Bu soru üzerine bende heyecanlanmıştım. Caesar’ı anlayabiliyordum şimdi. Bende böyle bir şey icat etsem, düz duvara tırmanırdım. Tabii lafın gelişi.
Hologramdaki kadını bir süre şaşkınlıkla izledim. Ardından onunla iletişim kurmaya karar verdim. “Merhaba?”
Birden bana doğru bakmaya başladı. Gözleriyle, beni tanımaya çalışıyor gibiydi.
“Merhaba, Amber Clayton.”
Sesi gerçek bir kadının sesi gibi oldukça iyiydi. Bir hologram olmasına rağmen gerçeğe çok yakındı. Ne Bileyim, yaşadığım en değişik tecrübeydi. Bir soru daha sordum. “2+2 kaç eder?”
Caesar gülmek için ağzını eliyle kapatmıştı. Sanırım çok salakça bir soruydu bu. Rezil oldum galiba.
“Sen yani… vay canına! Kendini tanıtır mısın?”
“Ben Hot şirketler grubu tarafından üst model bir yapay zekâ örneğiyim efendim. Normal bir insan siluetinde tasarlandım ve bir HOT reaktörü tarafından yönetiliyorum. Bir insan gibi hissedebilir, konuşabilir ve yaşayabilirim. Her an her yerde olabilirim.”
Tam o esnada D&G çantamdaki telefonum çaldı. Açmak zorundaydım. Bu yüzden Caesar’dan özür diledim. Pek tınlamamış gibiydi. Halinden adeta memnun görünüyordu.
Telefonu çıkardığımda ekranda gördüğüm şey karşısında hayretler içerisinde kaldım. HT83 şimdi de telefonumun ekranındaydı. “Aynı an da iki yerde olabiliyorsun. Bunu nasıl başardın.” Gördüğüm şeyler karşısında adeta şaşkına dönmüştüm. Bir espri yapmakta gecikmedim. “Bundan bir tane de eve götürebilir miyim?”
Notadüşüm: Arkadaşlar umarım hikayemi beğenirsiniz. İlk hikayem olduğu için biraz heyecanlıyım. :) Votelerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Hikayeme destek sağladığı için Mert Acar'a teşekkür ederim. O olmasaydı belki de Wattpad'i keşfedemeyecektim. Herkese teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOT
Science FictionAmber Clayton'ın röportaj yapmak için gittiği HOT şirketinde gördüğü özel bir prototip sayesinde hayatı hiç beklemediği bir şekilde değişiyor. Artificial İnteligence teknolojisinin hiç bilinmeyen yönlerini bu hikayede bulacaksınız. Soluksuz bir mace...