Elimdeki kasaba taslaklarıyla kalakalmıştım. Büyük bir şeylerin döndüğünü hissediyordum. Belirsiz bir şeylerin kilit noktası gibi duruyordu.
Yaşadıklarımın bir rüya olmasını uyandığımdaysa sona ermesini çok isterdim. Bir şeyleri bilmemek ya da hatırlamamak beni çıldırtıyordu.
Brunch Mix sırlar kasabasına dönüşmeye başlamıştı benim için ama hiç bir sır sonsuza dek saklı kalamazdı.
Elimde kalan terli tişörtümü kirli sepetine atmak üzere aşağı indim. İşimi tamamladıktan sonra odama tekrar geri döndüm.
Elimde telefonla Belirsiz'den cevap gelir mi diye uzunca bir süre bekledim. Yatağımda uzanmış beklerken fark etmeden uykuya daldım.
Sabah pencerelerin çarpma sesiyle irkilerek uyandım. Brunch Mix yine bir hava değişimi geçiriyordu.
Penceremden görebildiğim kadarıyla da kara bulutlar kasabayı çevrelemişti. Öyle bir rüzgar vardı ki ağaçları bile devirebilirdi. Yağmurun yağması yakındı, hava iyice gürlemeye başlamıştı.
Mutfağa indim, teyzem ortalıklarda gözükmüyordu. Ya evde değildi ya da olanlardan sonra benden uzak durmaya çalışıyordu.
Buzdolabının kapağını açıp sandviç yapmak üzere gerekli malzemeleri aldım. Sandviç ekmeğinin arasına malzemeleri büyük bir özenle yerleştirip bardağa meyve suyu doldurdum. Masaya iyice yerleştikten sonra hazırladıklarımı afiyetle yiyerek karnımı doyurdum.
Masayı toparlayıp odama doğru çıkacakken telefonumdan gelen mesaj sesiyle duraksadım. Belirsiz olabilir mi diye büyük bir hevesle telefona baktım.
Ekranda gönderen kısmında Yu Jin yazınca bütün hevesim kaçıvermişti. Attığı mesajda ise şunlar yazıyordu,
"Üzgünüm ancak dönebildim, bugün müsaitsen görüşelim. Hava kötü gözüküyor o nedenle uygunsan bize gel ?"
Yu Jin'ni yaşadıklarımdan sonra tamamiyle unutmuştum. Bana geri dönüş yapmasınaysa çok sevinmiştim. Bugün yapılacak çok planım yoktu, onunla görüşebilir kasabaya dair bilgiler edinebilirdim. Hem kasvetli bir havada evde yalnızda olmayacaktım.
Hemen cevap yazdım,
"Olur adresi mesaj atarsın."
Mesajımı attıktan sonra koşar adımlarla odama çıktım. Dolabımdan pantolon ve gömlek çıkarıp üstümü değiştirdim. Pencereye vuran suyun sesi kulaklarıma kadar ulaşmıştı, yağmur çoktan başlamıştı bile. Üzerime yağmurluğumu geçirip saçlarımı kuyruk yaptım. Aşağıya kapının girişine indim, botlarımı ayağıma geçirdikten sonra şemsiyemi alarak evin kapısını çektim.
Brunch Mix'te sanki kıyamet kopuyordu. Kulağımda rüzgarın uğultusu yankılanıyor ağaç dallarındansa birbirlerini dövermiş gibi sesler yükseliyordu.
Yu Jin adresi çoktan mesaj olarak atmıştı. Adrese göre evi kütüphaneye yakın bir yerdeydi. Kasabanın merkezine kadar inmek bu havada çok zor olacaktı. Kayganlaşan yollardan yavaş yavaş inmeye özen gösteriyordum.
Botlarımla yere bastığımda sudan dolayı çıkan "cap cap" sesleri beni sinir ediyordu. Su ile fazla problemim yoktu ama nedense bu ses sinirleri mi bozmaya yetiyordu.
Kasaba merkezine doğru inmeyi kısa sürede başarmıştım. Etrafta yağmurdan dolayı kaçışan insanlar vardı. Kafeler bile yağmurdan dolayı hemen kapalıyız yazısını asıvermişti.
Merkezde biraz yürdükten sonra nihayet Yu Jin'in kapısının önüne gelmeyi başarmıştım. Kapılarına astıkları gülücük işareti adeta sıcak bir karşılamayla eve davet eder gibiydi. Kapıyı iki kez çaldıktan sonra Yu Jin kapıyı açıverdi,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHFİ BAŞLANGIÇ
FantastikGeçmiş zamanlarda verilen bir savaşta bir düşmanın yükseldiği yankılanmıştı diyar diyar her yerde. Öyle kirli bir oyunun içine girmişti ki bu düşman, yaptıklarının bedelini bir çok kişi çekmek zorunda kalmıştı. Başta yıkım ve ölüm kokan canlar veril...