Chiminie: Dori!
Çiko: Efendim?
Chiminie: Çabuk bize gelmen lazım!
Çiko: Neden? Ölüyorsun da erkenden helvanı kavurmaya mı karar verdiniz?
YAŞASIN HELVA PARTİSİ!~
Chiminie: Bazen gerçekten salak olduğunu düşünüyorum...
Çiko: Ayıp oluyor ama!
Ben sana salak diyor muyum?
Chiminie: Evet.
Çiko: Şakasına canım onlar.
Sayılmaz ki.
Tabi.
Niye sayılsın?
Hem ben sevdiğimden öyle diyorum.
Anlamıyorsun.
Salak.
Chiminie: ...
Bunun üzerine bir şey demem gerekiyor mu bilmiyorum...
Çiko: Sen neden çağırdığını söyle.
Chiminie: Ha!
Evet.
Kuzenim geliyor. Onunla aynı odada kalmak istemiyorum. Bu yüzden bize gel.
Çiko: Oldu paşam. Başka isteğiniz?
Ağzınıza üzüm de vereyim mi? Boynumdan şarap falan içmek istersiniz belki?
Chiminie: Şarabı mahvetmeyelim lütfen.
Çiko: Dalga mı geçiyorsun Jimin?
Chiminie: Yo, hayır. Ciddiydim. Normal bardak favorimdir.
Çiko: Salak...
Chiminie: Yani?
Gelecek misin?
Çok eğleniriz.
Tırnaklarımı boyamana da izin veririm.
Saçlarımı da şekillendirirsin.
Hatta ruj far ne varsa sür yüzüme.
Hepsine razıyım.
Al beni Chidori al!
Çiko: Nüfusuma almam.
Tek gecelik işleri ileriye taşımayalım lütfen.~
Chiminie: Fahişen olmayacağım Dori.
Merak etme.
Çiko: Ah, aslında güzel popon var.
Baklavaların da vardı değil mi senin? Bir ara Taehyung'la konuşuyordunuz.
Senden süper bir fahişe olur Jimin.~
Chiminie: Sen bir gel de, fahişe olayına sonra bakarız.
YETER Kİ GEL CHIDORI!
Çiko: Kimbap var mı?
Chiminie: Vardır.
Yoksa da yaparım.
İstediğin bir kimbap olsun.
Gönül gözüm, kalp sancım, ilk göz ağrım, nar tanem nur tanem.~
Çiko: Nasıl bir kuzense, gelmem için yapmadığın şey kalmadı.
FAHİŞEM OLACAK MISIN CİDDEN JIMIN?
Chiminie: Ne olur ilk önce gel.
Sonra her şeyin olurum.
Gel artık kadın!Chidori kahkaha atarak dolabına gitti. Pijamalarından birini çıkartıp kolunun altına aldı. Merdivenleri inerken mutfaktan burnuna dolan güzel koku onu kendine çekmişti. Chidori mutfağa girdiğinde annesini ocağın başında buldu. Kolunun altındaki pijamayı sandalyeye koydu. Annesinin beline sarıldı ve kolunu öptü. "Ellerine sağlık annecim." Chidori'nin annesi kızının başına bir öpücük kondurdu. "Acıktın mı hayatım?" Chidori başını salladı ve annesinden ayrıldı. Henüz 30larının sonunda olan kadın tezgah üzerine bıraktığı sarı tabağa yaptığı yemekten biraz koydu ve tatması için Chidori'ye verdi. Chidori her zamanki gibi abartarak tepki verdi aldıpı tat karşısında. Bu annesinin kahkaha atmasına sebep oluyordu. Hem de her seferinde. Tabaktaki yemeği bitince Chidori, annesinin yanağını öptü. "Annecim çok güzel olmuş. Ama benim bu gece Jimin'le kalmam lazım. Kuzeni geliyormuş ve ondan nefret ediyor. Onlarda kalmam karşılığında istediğim her şeyi alacağım. Lütfen bu şansı kaçırmamı isteme." Gözlerini büyülterek annesine bakıyordu kız. Her zaman bu kadar açık olmuştu çevresine karşı. Söyleyeceğini direk söylerdi. Annesinin de hoşuna gidiyordu bu durum. Yalandan hoşlanmayan biri olarak, bu kadar dürüst ve düz bir kızı olduğu için mutluydu.
"Tamam, git. Ama geçer seferki gibi Jimin'i çileden çıkartma. Sana bu kadar uzun süre dayana bilen tek kişi o." Chidori yüzünü astı. "Niye öyle dedin ki? Kötü biri miyim ben?" Annesi gülümseyerek kızına sarıldı. "Sen tanıdığım en iyi ve en dürüst kızsın Chidori. Seninle gurur duyuyorum." Chidori az önceki durumunu terk edip gülmeye başladı. "Hadi bakalım. Geç kalma, Jimin merak etmesin." Chidori annesine kafasını sallayarak onayladı. Yanağına küçük bir öpücük koyarak pijamalarını olduğu yerden geri kolunun altına aldı. Telefonunu da kontrol edip evden çıktı. Şimdi Jimin'i kölesi yapma zamanıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
꿈~kkum~ Park Jimin
FanfictionBazen her şey beynimizin bize küçük bir oyunuyla başlar. Biz bu oyuna "rüya" diyoruz.