SA3:İfade

71 1 1
                                    

Karanlığa hapsolmuştum ve sesimi duyacak kimse yoktu burada.

Korkuyordum.Burası neresiydi?Beni buraya kim getirdi?Ve neredeyim diye sorular sıralanıyordu kafamda.Cevap aranıyordum ama bulamıyordum.

Sonra belirli belirsiz sesler geldi kulağıma ama hala karanlıktaydım. Şuan sadece sese odaklandım.Belki beni buradan kurtaracak olan şeylerdi bunlar.Çıkış kapımın anahtarıydı ve beni çıkışa götürecekti.

Ben kulağımı kabartmış dinliyorken.O sesi duydum.

O ses benim için yaratılmışçasına ve beni hipnoz edecekmişçesine bir güç sarf ediyordu kalbime.İçimde bir şeylerin hareketlendiklerine ilk defa şahit oluyordum.

O sesin sahibini görmek istiyordum.Buradan kurtulma ihtimalimi yok sayarak gözlerimi onun tatlı sesinin dünyasına araladım.

Uzun boylu ve heybetliydi.Erkeksi havası giyinişine de yansımıştı.Baştan aşağı siyahtı.Bu zamana kadar hiç bir takım elbisenin bir erkeğe bu kadar yakıştığını görmemiştim.

Kumraldı, saçları hiç bir şekilde dağıtılmaz bir hava veriyordu.Saçlarını karıştırma dürtüsüne karşı kendimi koruyamıyordum.Ellerimin benden istemsiz saçlarını karıştırmasına karşın üstümdeki battaniyeyi avuçladım.Sıkıca tutundum battaniyeye.

Dudakları bir kalemle çizilmiş gibiydi.Kirpikleri de her gözünü kırpıştırdığında adeta ışıltılar saçarcasına hareket ediyordu.

Sıra gözlerine gelmişti.Mavi gözlüydü ama mavinin içinde ateş de barındırıyordu.
Bir insanı yakıp kül edecek kadar ateş.
Yok edecek kadar...

Anılar gözümün önüne akın etmeye başladı.Baloda dans ettiğim adam ve gözleri.Sonra da yaşanan çatışmada yaralandığım.

Ben bunlarla boğuşurken adamın bana bir şeyler söylediğini fark etmedim.

Bir anda önümde belirdi.Geriye doğru sıçradım.Bu adam ne yapmaya çalışıyordu.Kendini ne zannediyordu.Yakışıklı olabilirdi ama bu kendini büyük görmesini gerektirmezdi.

"Sen ne yapmaya çalışıyorsun?Hasta bir insanı nasıl korkutursun?İnsancıl bir sekilde çağıramaz mısın?"diye adama çemkirdim.

" İnsancıl bir şekilde çağırdım ama diğer bütün kızlar gibi beni gözlerinle yedin.Başka çarem yoktu.Bana çemkirme.Duymayan sensin.Suçlu da." dedi.

Bu sözler üzerine ona cevap vermedim.Sonuçta adam haklıydı.

Yüzüme doğru kanın hücum ettiğini hissediyordum.Onu incelediğimi farketmişti ve bunu da az önce açıkça dile getirdi.Bakışlarımı onun haricinde odanın her yerinde gezdirdim.

"Ne oldu?Az önce o güzel ağzınla bana çemkiriyordun küçük kız.Neden bir anda susup, utandın?" dedi alaycı gülümsemesiyle.

Bu adam dünyaya beni sinir etmek için gelmişti anlaşılan.

"Sana cevap vermeyeceğim.Ne istiyorsan onu düşün."dedim.

O da bana cevap vermedi.Ve dışarı çıktı.Ben de onun arkasından bakakaldım.Nereye gitmişti acaba?Nereye gitti diye düşünürken beni ilgilendirmediği aklıma geldi.Sonuçta bana hesap vermek zorunda degildi.Ben kim oluyordum ki?

Bir yanım onu umursamamayı dile getirse de diğer yanım nereye gittiğini çok merak ediyordu.

Kurt nasıl ağacı kemirirse beni de bu merak kemirerek öldürecekti.Başıma ne gelirse hep bu merak yüzündendi.

Sırrın AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin