Bu bölümü iki haftadır bekleyen sevgili oda arkadaşım Nur'a yazıyorum. İyi okumalar Nur'cuğum. Tabii ki size de yazıyorum. Henüz hikayem çok yeni ve sizin fikirlerinize ihtiyacım var. Senaryoyu beraber yazabiliriz. Bu arada fark etmişsinizdir acayip bir Serhat Teoman hastasıyımdır. ^_^ İyi Okumalar -SudeTanc
RÜZGAR
Aylin'i sinir etmiş ve ben de onun gittiği yönün tersi yönünde yürümeye başlamıştım. O sırada önüme çıkan Cem ile duraksadım. Cem Aylin'e çocukluktan beri aşıktı. Ancak Aylin ona hiç bir zaman yüz vermemişti. O sıralar en iyi arkadaş iken sebebini bilmediğim bir nedenden dolayı bana durduk yere yumruk atmasıyla tüm arkadaşlığımız da bitmişti. " Selam dostum." dedi alaycı bir ifadeyle. " Hayrola Aylin'ine mi geldin buralara kadar?" dedim sırıtmama engel olamayarak. Yumruklarını sıktı . " Bak Rüzgar az önceki olayları gördüm. Eğer Aylin'in başına senin yüzünden tek bir şey gelirse, seni kendi ellerimle gebertirim.!" dedi yumruğunu bana sallayarak. Ben ise yanlış anladığını fark etmiştim. " Aaa sen onu diyorsun , kendini yola atmasını... Benim yüzümden değildi o. Tamam ben biraz körükledim ama altında yatan sebep başka bir şey." dedim tekrar sırıtarak. " Neymiş altında yatan sebep.?" diye sordu kızgınca. " Ya bu birisini seviyormuş da sevdiği ona karşılık vermiyormuş-muş. Saçma salak şeyler işte. " dedim kısaca özetleyerek. Bu konuşmadan tatmin olacağını beklerken daha da köpürmesi üzerine donakaldım. Sonra kendime gelip ben de ona öldürücü bakışlar atmaya başlamıştım ki birden yanağıma geçirdiği yumrukla sendeledim. Sonra tekrar kendime gelince sıradaki yumruğu ben ona attım. Ellerini kaldırdı ve tam bana gelen yumrukla gözlerimi kısıyordum ki önümde bir gölge hissettim. Aylin ellerini kocaman açmış kendisini siper ediyordu. " Sakın ona bir kere daha vurayım deme Cem..!" diye bağırdı. " Ama Aylin onun sana yaptıkları.." derken Cem , Aylin omuz silkerek cevap verdi. " Ben o değilim. Lütfen benim için Cem." dedi. Cem ise yumruklarını indirdi ve Aylin'in ellerini tuttu. Kulağına bir şeyler fısıldayıp geri çekildi ve ikisi de gülmeye başladılar.
Aylin arkasını dönüp bana baktı ve kaşımın üstüne doğru hafifçe ellerini kaydırdı. " İyi misin Rüzgar ?" diye sorarken onu iğrenerek ittirdim. " Çek şu pis ellerini suratımdan aptal.!" diye bağırmamla tekrar Cem'in bana ters ters baktığını ve kalkan yumruklarını gördüm. Aylin de fark etmiş olacakki hemen ellerini suratımdan çekti ve Cem'in elini yere indirip ona sarıldı. Sonra da bana dönüp bakmadan yürümeye başladılar. Sap gibi kaldığımı hissedince tekrar gerilerek ben de tersi yönlerinde ilerlemeye başladım.
AYLİN
Cem'in kulağıma " Hadi gidelim şu zibidinin yanından." demesiyle gülmüştüm. Sonra ise Rüzgar'dan aldığım ters cevapla yeni çıkacak bir kavgayı önledim ve Cem ile sarılarak yürümeye başladım. Lakin Rüzgar'ın kaybolduğunu görmemle Cem'in kollarından ayrıldım. " Teşekkür ederim. Küçük düşmeme izin vermediğin için." dedim akan gözyaşlarımı dizginleyemezken. O sırada cebinden çıkardığı mendille gözyaşlarımı kurularken alnıma bir öpücük kondurdu. " Üzülme Aylin. O seni kaybediyor, sen onu değil." dedi üzüntüme ortak olmaya çalışırken. " Peki ben ondan hiç vazgeçemezsem Cem, beni hala sevecek misin?" dedim elindeki mendili alırken. " Evet , ölene dek." dedi Cem sıcacık sesiyle. Neden o ses Rüzgar'a ait değildi ki. Neden hayatım boyunca duymak istediğim sözleri sevdiğim adamdan duyamıyordum.
Durağa kadar bana eşlik ederken " Ben de geleyim mi?" bakışı atmasıyla kafamı olumsuz anlamda salladım. Şu anda Rüzgar ile aynı evde yaşadığımı öğrenirse huzursuzluk çıkabilirdi. Dolmuşa bindiğimde ona el salladım. O da bana.
Eve geldiğimde saat 21.30 'du ve ben oldukça yorgundum. Işıkların karanlık olmasından dolayı etraf karanlık olsa da ışığı açmadım. Rüzgar ile uğraşmak istemiyordum. Tam o sırada ayağıma takılan bir şeyle o şeyin üstüne yuvarlandım. Karanlık olduğu için kimseyi göremesem de nefes sesinden Rüzgar olduğunu anlamıştım. Tersçe bakıp göğsüne vurduktan sonra ayağa kalktım. " Ne yapıyorsun orada bay zeki? dedim kaşlarımı çatarak. Bir yandan da prizi bulmaya çalışıyordum. Işığı yakmamla birlikte gözlerini kırpıştırmaya başladı ve gözlerini kısarak bana baktı. " Sen misin aptal?" dedi çocuksu bir tavırla. " Benim, benim de sen içtin mi?" dedim gözlerimle ona oyarcasına bakarken. " Belki birazcık " dedi parmaklarını kısarken. Sonra birden psikolojisi bozuk insanlar gibi gülmeye başladı. " Senin gerçekten sorunların var oğlum. " dedim onu kaldırıp kanepeye yatırırken. O ise gözlerime duygusuzca bakarken , gözlerinden akan bir damla yaşı fark ettim. Yanına oturdum ve Cem'in bugün bana verdiği mendille gözyaşlarını sildim. İşte şimdi gözyaşlarımız sonsuza dek birleşmişlerdi. " Acı çekiyorum Aylin. " demesiyle başımı ona çevirdim . Bana ismimle hitap ettiğine göre kesinlikle iyi değildi.
Birden işaret parmağını havada sallayarak kafamı gösterdi. " Burası boş kızım senin. " dedi gülerek. Ben de onun sol tarafını gösterdim. " Senin de burası boş." dedim hissiz bir şekilde. " Doluydu." dedi bana bakarken. Sonra ellerini tam kalbinin üstüne koydu. " Burada açtığı delikle gitti. Hemde aptal bir kız yüzünden." dedi tekrar gözyaşları akarken. " Neden içtin Rüzgar?" dedim gözlerimi kırpıştırarak. " Ben sizin sınıftan ayrıldıktan bir sene sonra , tam bugün yıldönümümüz olacaktı." dedi bitkin bir sesle. O sırada ona doğru yaklaştım ve hala sarhoş olduğundan emin olunca ona saçma bir soru sordum." Şimdi sen sarhoşsun ya . Sana istediğim şeyi söylesem sence ne olur?" dedim yanaklarım kızararak. Umursamazca omuz silkti. " Ne dersen de , ne de olsa yarın sabah hepsini unutacağım." deyince kendimde bir cesaret buldum." Rüzgar ben seni seviyorum. Ama sen beni görmüyorsun. Hayatımdaki herkesin toplamı kadar seviyorum seni. Sana bir şey olunca nefesim kesiliyor , idam ediliyorum sanki. Sen üzülünce kalbim kanıyor. Senin gözlerinden yaş akarken , benimkinden kan akıyor. Seni sevdiğimi sana hep söylemeye çalıştım. 5. sınıfa kadar benimle hiç aptallığım yüzünden dalga geçmemişken şimdi ne oldu Rüzgar? Tam ben kendim de o cesareti bulmuşken, bu sefer sana ne oldu? Evet, Nilay'la ayrılmanıza sebep olan kız cidden aptalmış. Ama dersleri kötü diye değil Rüzgar'ım. Seni ağlattığı için aptalmış. Eğer sana Nilay'ı getirebilecek olsaydım kendim can verir yine Nilay'ına kavuştururdum seni. Ben seni böyle seviyorum. Sadece benim Rüzgar'ım ol, başkaları için esme.! " dedim artık gözyaşlarımı dinginleyemezken. Rüzgar ise şaşkın ve yarıbaygın bir şekilde bana bakarken kulağına fısıldadım " Bunlar bir rüyaydı prensim. Sen yarın tekrar kötü Rüzgar'sın." dedim gülmeye çalışarak. O sırada yanağımdan akan gözyaşım onun gözyaşıyla birleşirken tekrar gülümsedim " Bak aşkım , gözyaşlarım bile senin gözyaşlarına aşık" dedim sanki beni duyuyormuş gibi. Koltuktan kalktığımda Rüzgar'ın mırıldanmasını duydum. " Senden nefret ettiğim için özür dilerim aptal."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Aptal..! #Wattys2016
Novela JuvenilAptallık ve Zekiliğin ayrılıp birbirlerine savaş açtıklarını hangi aşkta görebilirdiniz ki? Rüzgar aptallığa karşıydı, Aylin Rüzgar'sızlığa. .Birisi nefesini öbürü için alırken, diğeri nefesini sadece kendisi için alıyordu... Peki kim bir başkasını...