Gözyaşlarımı serbest bırakmıştım o anda biri duağımı açıp:
-Gelin hanım ağlamış artık kınayı yakabiliriz.
Dediğini duydum ardından Asaf'ın yengesi elime kınamı yakmıştı.
Ben artık evleniyordum. 2 gün önce bu olanlar bana şaka gibi geliyordu ama artık şu an her şey gerçekti.
Benden sonra Asaf'ın kınası da yakılmıştı. Kınalar yakıldıktan sonra kadınlar Asaf'ı evden göndermişlerdi. Asaf gittikten sonra annem de ortalıktan kaybolmuştu.
Herhalde Asaf ile konuşuyordur diye pek fazla önemsememiştim. Elif koşarak yanıma gelip:
-Yenge abim seni yanına çağırıyor. Ama biraz acele edecekmişsin.
Elif sözlerini bitirir bitirmez kapıdan dışarı çıktım. Asaf tek başına beni bekliyordu. Asaf burda ise annem nerdeydi.
Benim tahminlerime göre annem benim odama geçip ağlıyordu. Ama henüz hiç bir şeyden emin değildim.
Asaf'ın yanına gittim.-Hatun içerde erkek çocuklar var sakin onların karşısında oyun falan oynayım deme.
Asaf'a şu an hiç bir şey söyleyecek durumda olmadığım için
yüzüne hiç bakmadan kafamı sallar gibi yapıp içeri girdim. Aslında ona söyleyecek bir kaç lafım vardı ama aklım annemdeydi.Odama çıktığımda tahminimin doğru olduğunu görmüştüm.
-Kızım sen aşağıya inip oynasana.
-Anne sen burada tek başına ne yapıyorsun.
-Hiç bir şey hadi aşağıya inelim.
Annem ile kol kola aşağıya salona indik. Herkes ayakta oyun
oynuyorlardı. Zehra hanım ve Melek abla beni çok şaşırmıştı. Mezdeke oynuyorlardı.Beni de aralarına almak istiyorlardı. Böyle oyunlardan pek fazla hoşlanmam aslında ama bu benim kınam.
Kolumdan tutup aralarına aldılar. Oynamam için gözümün içine bakıyorlardı.
Buradan kurtulmanın tek yolu oynamaktı. Bende aralarından kurtulmak için aralarında bir iki kere dönüp kanepeye oturdum.
Bugün sonunda bitmişti. Çok yorulmuştum kimseye bir şey demeden odama çıktım. Sabah erkenden kuaföre gidecektik. Aslında ben normal bir şal modeli yapmak istemiştim ama Zehra hanım herkes "Cemal ağanın gelini nasıl türban yapmış" der diye beni kuaföre götürecek.Bugün gece uyumu çok iyi almam gerekiyor. Malum sabah saat 07:00 gibi beni almaya gelecekler. Her genç kızın olduğu gibi benim de düğünüm ile ilgili hayallerim vardı. Çok ihtişamlı bir salon da prensesler gibi bir düğünüm olsun istiyordum. Taki bu yarıyıl Mardin'e gelene kadar.
......
Annemin her sabah olduğu gibi bu sabahta bağırışı ile uyandım.
-Efnan ne yatıyorsun hala saat 06:30 oldu hadi kalkta giyin bak birazdan Asafgil gelir.
Saat daha annemin de dediği gibi 06:30 tu. Bu saatte kim kalkar ki.
-Anne Asaf'ın gelmesine daha yarım saat var.
Ama annem beni dinlemezdiki. Bunu bildiğim için daha fazla annemle inatmaşlamadan yatağımdan kalktım ve yorganımı ve yastığımı topladım.
Üzerimde ayıcıklı pijamalarım ayağında ise ayıcıklı pandifim ile aşağıya indim. Annem bana özel bir masa kurmuştu.
-Anne benim canım bir şey yemek istemiyor. En iyisi ben odama çıkıp hazırlanıyım. Giyinme odasından gelinliğimi alıp Asaf'ı bekleyim.
-Kızım bugün direncin her zamankinden daha fazla olması gerekiyor çünkü bugün senin günün.
-Neden anne bugünde sıradan bir gün.
-Kızım bugün senin düğünüm olacak. Bugün sen gelinsin.
-Evet ben gelinim ama gözyaşlı gelin.
İstemsizce gözümden yaşlar akıyordu. Annemi daha fazla üzmemek için odama çıkıp hazırladım. Camın kenarına oturarak Asaf'ı bekledim.
Asaf beni çok bekletmemişti. Camdan geldiğini görünce hemen aşağıya indim. Önce bir restoran da kahvaltı yaptık. Asaf ile tek değildik Melek abla Elif ve Asaf'ın halasının kızı. Kendisini hiç görmemiştim.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra hep beraber kuaföre geldik. Kuaför de çalışan bayan Asaf'ı dışarı çıkarmamıştı. Çok şaşırmıştım Asafa sorduğumda.
-Hatun ben Cemal ağanın tek oğlu Asaf Yiğithan'ım kim beni karım dan ayırabilir.
Asaf'ın sözlerinin karşısında tek kelime bile edemedim. Sabah sabah Asaf ile tartışmak istemiyordum.
Kuaför de türbanım yapıldıktan sonra bizim eve gittik. Evde herkes toplanmıştı. Kuşak takma töreni ve vedalaşma töreni bittikten sonra gelin arabasına binip Yiğithan konağına doğru yola çıktık.
Bizim buraların adetleri biraz farklıydı. Gelin arabadan indikten sonra bir tas suyu ayağıyla döker. Damat evinin kapısına gelince bir çivi çakar ondan sonra kapıya biraz yağ sürerdi.
Ama ben bunların hiçbirini yapmak istemiyordum. Elimden başka birşey gelmiyor.
Tüm adetleri Zehra hanımın zoruyla da olsa yerine getirdim. Kapıdan içeri girdiğim de Asaf'ın halası beni ve Asaf'ı dinlenmemiz için bir adoya götürdü. Ee yani dinlenmemiz de gerekiyordu akşam saat 19:30 da düğün salonun da nikah başlıyor.
18 yaşıma girmememe rağmen babamın ve annemin izniyle nikahım kıyılacaktı. Nikah tan önce evde bir yemek yedik ve salona geçtik. Herkes bana çok değişik bakıyordu. Beni bu aileye yakıştırmıyorlar mı diye düşünmüyor değilim. Ama kimin ne düşündüğü benim umrumda bile değil.
Nikah kıyıldı, pasta kesildi, takı takıldı herşey bitti salondaki tüm davetliler dağıldı. Salon dağılırken Zehra hanım bana bütün herkesin tek tek ellerini öptürdü. En son annem ve babam gitti. Annem ve babamdan ayrılmak benim için hiç kolay olmamıştı.
Salon dağıldıktan sonra Asaf arabayı kapının önüne getirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZÜYAŞLI GELİN
Aktuelle LiteraturOkumak için her şeyi göze alan 17 yaşinda küçük bir kız çocuğuydu Efnan. Ailesinin baskısı yüzünden Mardin den Ankara ya kaçmıştı. Hayalleri vardı okuyup hemşire olmak istiyordu. Taki yarıyıl tatilinde evine gidene kadar.