🌙🌙🌙
Hayat sizce de çok tuhaf değil mi? Sonunu bilmediğimiz, hayallerle dolu bir yol gibi. O yolu bitirene kadar hayallerden başka hiç bir şeyi düşünemeyiz sanki. Ama ben hiçbir zaman hayallerle dolu olan o yoldan gitmedim. Gidemedim. Sadece gözlemledim...
Neden insanlar hayal kurmayı bu kadar çok seviyor bir türlü anlayamıyorum. Belki de anlamayışım hayallere küstüğüm içindir. Şimdi siz bana hayallere küsülür mü? diye soracaksınız. Evet küsülür. Bir türlü gerçek olmuyorsa küsülür...
"Asya hopp beni dinlemiyormusun sen yaa?"
Aylinin gözüme soktuğu eliyle irkildim ve refleks olarak kafasına vurdum. Hayır yani karşındaki kişi dalıp gitmişse illa onun gözünü yerinden çıkarman mı lazım? Ne mal arkadaşlarım var.
"Ayy tatlım dinlemez olur muyum en son Alinin ne kadar kıskanç olduğunu anlatıyordun" dedim yapmacık bir tavırla.
"Heh işte bende onu diyorum. Kıskançsın diyorum ama kabullenemiyor beyfendi. Neymiş beni koruyormuş. En sonunda senden ayrılıyorum diyip çekip gidicem ama..."
"Ama o büyülü iki kelimeyi söylüyor ve çekip gidemiyorsun. Seni seviyorum..."
Aylinin lafını bitirmesine gerek kalmadan noktalı yerleri ben doldurmuştum. Hep aynı hikaye...
Ama son kelimeyi söylerken yüzümün buruşmasına engel olamamıştım.
"Sen ne anlarsın ki kızım?"
Eveet bize geldiğinden beri susan İlaydamız da konuşmuştu.
Her zaman ki gibi bu konuda da haklıydı. Ben ne anlardım ki?
Aşka bu kadar uzak olan bir kız 'seni seviyorum' un büyüsünü nasıl anlayabilirdi ki?
Aylin, İlayda, Gizem ve ben. Biz kendimizi bildik bileli hep bir aradaydık. İlkokulu da birlikte okumuştuk tıpkı lise gibi.
Annelerimiz doğum yaptıktan sonra tanışmışlar. Dördümüzde aynı gün ve aynı saatlerde doğmuşuz. Allahın işi işte. Sonra hemşire bizi annelerimize verirken yanlışlık yapmış yani karıştırmış. Hastanede fark etmemişler bu yüzden taburcu olup eve gittiklerinde annemle babam büyük bir kavgaya tutuşmuşlar.
Düşünseneze siz beyaz tenli kumralsınız eşiniz de sarışın ve ailenizde hatta sülalenizde esmer birisi yok ama çocuğunuz esmer. Büyük sıkandal.
Babamın tuhafına gitmiş ve bütün sülalesini araştırmış.
Sanırım işsizlik bunu gerektirirdi.
Sonra kendi çocuğunun esmer olma olsığı çok düşük çıkınca annemi ihanet etmekle suçlamış. Tabi bunu duyan dedemlerle babamın babası olan diğer dedemler arasında kavga çıkmış. O gün bu gündür iki tarafın bir araya geldiğini hiç görmedim hatta birbirlerinin adlarını bile ağızlarına almazlar.
Bize gelecek olursak. Tabi sevgili (!) babam DNA testi yaptırınca sonuçların negatif olduğunu görmesiyle hepten çıldırmış ve annemden ayrılmış. Sevgili annem ise olayın şokundan çıkamamış çıktığında ise o bebek çoktan 1yaşına girmiş.
Sonra bir gün hastaneden doktoru tarafından telefon almış ve apar topar hastaneye gitmiş çocukla. Doktorun odasına girdiğinde ise üç kadın daha görmüş onların kucaklarında da 1 yaşlarında kız çocukları varmış ve işte o zaman doktor anneme o can alıcı sözcükleri kullanmış "Çocuklarınız karışmış olabilir!" Gel de küfür etme.
Herşey bir filim gibi gelmiş o an. Sırf bir hemşirenin yaptığı hata yüzünden hem evliliğinden oluyorsun hem de kirli bir damga yiyorsun.
Tabi filimlere konu olacak bu olay da gele gele bizimkilerin başına gelmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıskanç Baykuşlar
Jugendliteratur"O etek çok kısa o etekle dışarı çıkamazsın!" "Eve gittiğinde bana mesaj at!" "Bensiz sakın oraya gitme!" "Hiçbir erkekle iletişim kuramazsın ne olursa olsun!" "Başlarım öyle arkadaşlığa, çocukluk falan dinlemem hiçbir erkekle konuşamazsın diyorum!"...