Okul için alarm saat dokuzda çaldı.
Üniformamı giyip kahvaltı için masaya geçtim.
Annem her zamanki gibi gazetesini okurken kahvesini yudumluyordu.
“Günaydın.” Dedim.
“Günaydın, tatlım. Hadi hemen yemeğini ye, okula geç kalmamalısın.”
Ekmek içine sandviç hazırlayıp çantamı kapıdan aldım ve çabucak evden çıktım.
Dün gece yaşananları zar zor hatırlıyordum. Sabah başım zonkluyordu. Bir tane apranax içip ağrı biraz olsun azalmıştı.
Telefonumu kapattığımı hatırlayıp açtım. Niye açıyorsam, kimse beni aramıyordu ya da mesaj atmıyordu.
Ekran açılınca telefon elimde titremeye başladı. 10 Yeni Mesaj. Tanrım, sekiz saatte bu kadar mesaj nasıl gelmişti?
İki tanesi Lea’den gelmişti. İkisinde de yarın için yanına uğramamızı, büyük bir sürprizi olduğunu söylüyordu.
Üç tanesini Sam yollamıştı. Ah, Sam. Dün yaptıkları hakkında yollamıştı büyük ihtimalle. Ama okuduklarım öyle değildi. Okul takımı için bir şeylerden bahsediyordu.
Ve geri kalan beşi Veronica’dan gelmişti. Kalbimin atışı hızlanmıştı.
Niye bu kadar heyecanlanıyorsun seni salak? Dün olanları unutmadın!
“Hey Kyle!” Kafamı sola çevirince Sam ile Lea’yi gördüm. Yanıma geliyorlardı.
“Dün gece tam anlamıyla…” Lea elini tabanca gibi tutup şakaklarına dayadı.
“Lea, dün gece hakkında hiçbir şey hatırlamıyorum.” Sam kafasını sallayınca rahatlamıştım. En azından yaptıklarını hatırlamıyorsa, beni öptüğünü de hatırlamazdı. Bu da onunla yapacağımız konuşmanın erteleneceğinin habercisiydi.
İkisi de koluma girince keskin bir acı hissettim. İnleyince, bakışlarını bana çevirdiler.
“Kyle? Bir şeyin mi var?” Sam, kolumu sıkınca daha fazla inliyordum. Bunu anlamış olacak ki, kolumu bırakıp beni kaldırıma oturttular.
“Ne oldu?” Lea, ağrıyan yeri bulmaya çalışıyordu.
“Bir şeyim yok…” desem bile çare yoktu. Sam çoktan gömleğimin kolunu açmış, moraran yeri bulmuştu.
“Bunu sana kim yaptı?”
“Gece dönerken, sokak serserilerinin yanına gitmişim. Sarhoşluk işte.”
“Çok kötü bir yalancısın. Lea, telefonunu kontrol et.” Sam elimdeki telefonu alıp Lea’ye uzattı. Beatrice’den gelen mesajı silmeyi unutmuştum. Salak ben!
Lea mesajları tararken aradığı sonuca ulaşmıştı. Gözleri kocaman açıldığında ben de Sam’e yaslandım.
“Bunu yapmış olamaz.” Lea, kafasını sağa sola sallarken telefonu Sam’e uzatmış, o da mesajı kontrol etmişti.
“Ah, o kaltağı kendi ellerimle öldüreceğim!” Lea ile Sam beni kaldırıp kolumu nazik bir tavırla tutmuşlardı.
“Çocuklar, önemli değil. Gerçekten. Bakın ben iyiyim.” Kolumu havaya kaldırdığımda ağrı dayanılmaz olmuştu. Dişlerimi gıcırdatmıştım.
“Kyle anlamıyorsun. Beatrice’in böyle bir şey yapması göz ardı edilemez. Müdür’e şikayet etmeliyiz.”
Şikayet etmeliyiz. Bu sihirli sözcükler beni olduğum yerde durdurmuş, Sam’e yalvaran gözlerle bakmamı sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Bad!
Romance"Dünya merdivenin en üst basamağındakilere hayrandır." derler. Kyle, sevdiği kişi için hayatını değiştirecek midir? Yoksa kendisi gibi olanlarla birlikte Doğu yakasında mi takilacaktır?