Uyandığında gün çoktan açmış, güneşin ışıkları odama doluyordu. Yataktan kalkıp cama yöneldim camı açmamla sıcak bir esinti yüzüne çarpmıştı. Camdan aşağı baktım, çocuklar dışarıda koşturup oyun oynuyorlardı. Bu koku, bizden geliyor. Anlaşılan annem sabah kahvaltısında börek yapmıştı. Odadan çıkıp mutfağa girdim, annem yine döktürmüştü.
"Günaydın anneciğim, çok güzel gibi kokuyor. Neler yaptın böyle?"
"Günaydın kızım elini yüzü yıkayıp gel kardeşlerini de kaldır."
"Tamam" Mutfaktan çıktığımda nazlının çoktan kalktığını gördüm.
"Günaydın abla"
"Günaydın mıncırık ne zaman uyandın?"
"O çoktan uyanmıştım ki ben. "
"Hım, hadi gel bakalım mıncırık önce oğuz abimizi kaldıralım."
" Tamam" Odaya girdiğimizde oğuz başına gelecekleri bildiği için sesimizi duymasıyla yataktan doğrulup oturmuştu.
" Kardeşim ama olmadı şimdi, tadını kaçırdın."
" Yo bu sefer o zevki tattırmayacağım size her cumartesi işkencem oldunuz."
"Aha sen yakışıklı kardeşime baksana ablasına da tavır yaparmış." Oğuz yataktan kalkamadan yanaklarını sıkmıştım. Yanaklarını sıkma mı hiç sevmezdi. Ama ben her seferinde oğuzu kızdırmayı seviyordum.
"Ya abla ya, niye yanaklarının sıkıyorsun sırf şunun için kalktım yine kurtuluş yok mu senden?"
"Benim yakışıklı kardeşim, bilmiyor musun abladan kaçış yok."Her zaman ki gibi kardeşime takılıyorum ki annemi bize seslendi.
" Çocuklar hadi elinizi yüzünüzü yıkayıp gelin börekleri soğutmayın."
"Tamam, geliyoruz." sırayla elimizi yüzümüzü yıkayıp mutfağa girdik. Oğuz beni yine anneme şikayet ediyordu.
" Anne ya ablama bir şey de her cumartesi aynı şeyi yapıyor. Ben çocuk muyum?" Annemin cevabı hepimizi güldürmüştür. "Evet, benim gözünde hepiniz çocuksunuz."
"Of anne ya..."
"Anne "
"Efendim kızım" " dün gelen kadın, kimdi o kadın anne?"
" Bir arkadaşım kızım, beni ziyarete gelmiş. Niye sordun?"
" Ne bileyim o kadında içime sinmeyen bir şeyler var."
" Niye öyle düşündün ki?"
"Onunla tokalaştığım da tuhaf hissettim. Bir şey var o kadın da..."
"Kahvaltını yap, nereden çıkarıyorsun bunları."
"Tamam, kapattım bu konuyu." tam kahvaltımı bitirmiştim ki kapı çalmıştı. Kapıyı açmak için masadan kalktım. Açtığında Sude tam karşımda duruyordu.
"Kızım kim gelmiş "
"Sude geldi. "
"Kızım hayırdır sabah sabah ..."
"Ne sabahı, saat gelmiş on bire"
"İçeri gel bizde kahvaltı yapıyorduk ."Sude ayakkabılarını çıkarıp mutfağa yöneldi. Kapıyı kapatıp bende peşinden gittim.
"Afiyet olsun."
"Hoş geldin Sude kızım"
" Hoş buldum murat amca "
" Sude kızım gel masaya bir şeyler ye"
" Yok Nermin teyze ben kahvaltımı yaptım, melekle dışarı çıkarız diye geldim. "
"Tamam, kızım""Ben kahvaltımı bitirdim. Hazırlanıp geliyorum o zaman." Odama girip dolabımı açtım. Rahat bir şeyler tercih ettiğim için elime dar paçalı bileklerime kadar gelen kot pantolonumu ve üzerine de sade beyaz salaş tişörtümü giyindim. Tişörtümü pantolonumun içine sokup kemerini taktım. Saçlarımı küçük dişli tokayla arkadan tutturup çantamı da alıp odadan çıktım. Sude annemle bir şeyler konuşuyordu seslendiğim halde beni duymadılar. Ayakkabılarını giyerken sudeye Tekrar seslendim."Sude hadi çıkıyorum ben !"
"Geliyorum, Nermin teyze sonra rahat bir zamanda bu konuyu konuşuruz."
"Olur sude kızım "
"Sonunda geldin, ağaç ettin kapının önünde annem ile ne konuşuyordunuz? Gelmek bilmedin."
"Tamam geldim, öylesine konuşuyorduk işte."
"Tamam, hadi çıkalım ."Sude ile apartmandan çıkarken mehmet amca her zaman ki yerinde oturuyordu."Nasılsın Mehmet amca neler yapıyorsun?"
"Ne yapalım kızım, emekli olunca yapacak bir şey yok bizde böyle oturup tavla oynayarak günü akşam ediyoruz."
"İyisin yani gayet iyi gördüm seni "
" Çok şükür, iyim melek kızım ."
"Oldu o zaman Mehmet amca görüşürüz."
"Görüşürüz kızım."sokakta biraz daha ilerleyince Meryem teyze elinde çarşafla balkonda göründü.Anlaşılan yaz temizliğine başlamıştı.
" Kolay gelsin Meryem teyze ne yapıyorsun?"
" Ne yapayım kızım, yaz temizliği yapıyorum akşama kadar oturuyoruz zaten "
"Oldu o zaman kolay gelsin "
"Sağol kızım"
"Sude ne yapıyoruz, sen kesin planlamışsındır."
"Tabi ki de ilk önce alış veriş merkezinde bir şeyler alırız, ardından yemek yeriz. En son kuaföre gideriz saçlarının kırıklarını aldırırım ben ,sende saçlarının kırıklarını aldırırsın belki ."
"Benim saçlarından hiç kırık yok bir kere .Saçlarımı hayatta kestirme uzun saçı seviyorum."sude gülmeye başlamıştı.
"Hep sen mi beni kızdıracaksın canım "
"Gıcık şey..."
" Evet o benim" İkimizde gülüyorduk. Sonunda alışveriş merkezine gelmiştik. Yürüyen merdivenlere binip birinci kata çıktık.Çıkmamızla sude ilk mağazaya yöneldi."Melek baksana çok güzel bir elbise hadi gidelim."
" Tamam sude bütün gün bizim dur yavaş !" beni duymamıştı bile, sude görevliye vitrindeki elbiseyi soruyordu. Görevli sudeyi elbisenin bulunduğu yere götürmüştü bile, elbiseyi denemek için ilk kabine girdi. Bende birkaç şey beğenip alırken sude kabinden çıkmıştı." Melek nasıl oldu güzel değimli? "
"Sude ne bileyim yani biraz seni büyük gösterdi. Yani yirmi yaşındasın ama bunu giyinince rahat otuz gösteriyorsun ."
"Ama elbise çok güzel değil mi?"
"Tamam güzel ama, yaşına göre değil."
"Tamam ya almıyorum." Bak bana surat asma, şuradaki elbise sana daha çok yakışacak bence "
"Hangisi? "
" Şu tüllü olan"
"Vay güzelmiş, bakayım hemen deneyip geliyorum."
Sude kabinden çıktığında elbise üzerine tam oturmuştu. Sudeyi daha tatlı göstermişti."Melek nasıl olmuş?'
" Çok güzel oldu, bu elbise üzerine tam oturdu."
"Bende çok beğendim."
"İçine sinen bir şey bulduğumuza göre fazla gezmeyiz."
"Melek sende yani, daha yeni başladık. Sen bir şeyler almayacak mısın?"
"Aldım bile, ben senin gibi bir saat düşünmüyorum hangisini alayın diye beğendiğini hemen alıyorum.Senin sayende alış verişten soğudum."
Alış veriş merkezinde iki saat daha takılıp çıktık.Sohbet ede ede kuaförün önüne gelmiştik.İçeri girdik her zaman ki gibi içerisi güzel kokuyordu.Burayı beğeniyordum herkes işinin hakkını veriyordu. Sude çalışanlardan birine saçlarını nasıl istediğini anlatıyordu.Bende önümde ki masadan bir dergi alıp göz atmaya başladım.Biraz göz gezdirdikten sonra başka bir dergi alıp okumaya başladım.
"Yakışıklı genç iş adamının başarısının sırrı ne?"Zaman geçirmek için alıp okumaya başladım. Tüm derginin yarısında Ömer Soyder'den bahsediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİMDEKİ SIR
RomanceTüm hayatınız bir yalandan ibaret olsa ,tüm bildiklerinizin yalan olduğunu öğrendiğinizde ne yapardınız ? Melek yaşayarak öğrenecekti; Hayatın ona neler getireceğini ve neler alıp gideceğini.Birinden hem nefret edip, hem de aşık olabilir mi insan? A...