Gözlerimi yavaşça açtığımda bir kol tarafından sarıldığını hissettim.Yüzümdeki gülümsemeye engel olamadım.Bu kadar mutlu uyanmak çok güzel birşeydi.Yavaşça kalktım.Banyoda üzerimi değiştirdim.Aşağı inip kahvaltı hazırlamaya başladım.Aynı zamanda şarkı mırıldanıyorum.Yanağıma konan öpücükle Erene baktım.
Er:Günaydın sevgilim..
E:Günaydın.Semihleride çağırda kahvaltı yapalım.
Er:Gelirken baktım odasında yoktu.Berene baktım uyuyor.Dinlensin biraz uyandırmayalım.
Başımla onayladım ve bardaklarıda masaya yerleştirdim.
E:İyi ozaman biz kahvaltımızı yapalım.
Masaya oturduk beraber.Sessizce yiyorduk.Yukarıdan çığlık sesi gelmesiyle ikimizde koşarak yukarı çıktık.Eren Berene sarıldı hemen.
E:Beren iyi misin?
B:Kötü bir kabus gördüm.
Hem ağlıyordu hemde konuşuyordu.
B:Onun öldüğü an sürekli gözümün önünde.
E: Tamam sakin ol.Bir su iç.
Bardağı ona uzattım.Biraz içtikten sonra bıraktı.
B:Tamam daha iyiyim.Ben biraz hava alsam iyi olacak.
Tam o sırada içeri Semih girdi.
E:Iı tamam ozaman Semih sen Bereni biraz dışarı çıkar.
S:Beren hadi hazırlan seni biyere götüreceğim.
Beren sessizce başını salladı.
Biz Erenle odadan çıktık.Koltuğa oturdum.Üzüntüler bizi hiç bırakmıyordu.
Semih biz çıkıyoruz diye seslendi ve çıktılar.Erende mutfaktaydı.Bende mutfağa gidip kendime portakal suyu hazırlayayım bari.Uzun zamandır içmiyordum.
B:Aaahh!!
Karnımda hissettiğim acıyla çığlık attım...
Eren'den..
Cam kırılma sesi ve Ekimin çığlığını duymamla salona koştum.Ekin karnını tutarken aynı zamanda gözlerinden yaşlar süzülüyordu.
Vurulmuştu.Kalbimde çok kötü bir acı hissettim.
E:Eren gel..Sıyırmış ama çok acıyor.
İçim birazda olsa rahatlamıştı.Hemen onu kucağıma alıp arabay bindirdim.En yakın hastaneye sürüyordum.Ekini aramaya başladım.
Er:Eve ateş ettiler.Ekimi sıyırdı kurşun.Evin etrafını iyice araştırın.
Biz hastaneye gidiyoruz.
Ek:Tamam.Ekim iyi mi?
Er:Bilmiyorum.
Telefonu kapatıp Ekime baktım.Bayılmıştı.
Hastaneye gelir gelmez sedyeye koyduk ve müdehale odasına aldılar.
Kim yapar bunu kim?!
Ah telefonum çalıyor.
Babam..
Er:Alo baba?
G:Oğlum ben iki günlük şehir dışına çıkıyorum.
Er:Neden?
G:Önemli işlerim var.Birini arıyorum.
Er:Kendine dikkat et.
G:Sende oğlum.Hem kendine hemde Beren ve Ekime.
Bu nereden çıktı şimdi?Hah doktor.
Doktor:Ekim hanım iyi.Yarım saat sonra eve götürebilirsiniz.Yalnız yatması gerek yarası bir haftaya anca geçer.
Er:Teşekkürler.
Doktor gittine Ekimin yanına girdim.
Er:Canın acıyormu güzelim?
E:Hayır iyiyim.Ağrı kesicide verdiler.
Kim yapmış olabilir?
Er:Bilmiyorum.Nasıl oldu bu?
E:Mutfağa yanına geliyordum.Portakal suyu hazırlayacaktır.Tam ayağa kalkmıştım ki içimden bir soğukluk geçti ve karnımda feci derecede acı hissettim. Anlık birşeydi.
Ona sarılıp alnını öptüm.
Er:Hadi uyu biraz sen.Artık benim evde kalacağız.Orası hiç güvenli değil bu saatten sonra.
E:Tamam.
Dedi fısıltıdan farksız sesiyle.Gerçekten güçsüz düşmüştü.
Odadan çıkıp koridordaki sandalyeye oturdum.
Semih'i arayayım bakalım ne yapmışlar?
Semih...
Bereni geçen günkü ormana getirmiştim.Orada benim kucağıma başını koydu.Ve şuan uyuyor.Burası gerçekten huzur verici bir yer.
Telefonum çalmaya başlayınca Beren biraz kıpırdandı.Eren arıyordu.Meşgule alıp geç olmadan döneceğimize dair mesaj attım.
1saat sonra....
Ekim..
Yarım saat önce eve gelmiştik.Erenin evine.Bana ait olan odadaydık.Karnım şuanda acımıyordu.Çünkü ağrı kesici vermişlerdi.
Eren başını göğsüme yaslamış uyuyordu.Bende onun saçlarıyla oynuyordum.Şuana kadar birine hiç bu kadar bağlanmamaıştım.Eren benim hayatımdı.Küçüklüğümüzden beri hiç ayrılmamıştık.Tabi beni bırakıp gitmesini saymazsak.Meğsr en başından beri hayatımız oyunlarla çevriliymiş.İşte şimdide yüzleşiyoruz.
E:Beni hiç bırakma sevgilim..
Er:Bırakmayacağım.Sende bırakma..
E:Sen uyumuyor muydun?
Er:Az önce uyandım.Semihler geldi mi?
E:Bilmem.Bi baksana.
Er:Tamam sen burda dur.
E:Başka biyere gidebiliyorum sanki,diye söylendim arkasından.
Beş dakika geçmeden Eylül girdi odaya.
Ey:İyi misin sen!?Niye haber vermiyor sunuz yaa!?diye cırladı.
E:İyiyim Eylül.Kurşun sıyırdı.Alışmalıyız artık bunlara..Ağlamaya başlamıştım yine.
Ey:Bu olanlar çok fazla gerçekten.
E:Yapıcak bir şey yok.Geçmişte olanlar geleceğimize yansıyor.Ee Ekinle neler oluyor?
Ey:Aslında pek birşey olmuyor.Yani eskisi gibi olamayacağımızı düşünüyorum.Sürekli ayrılıp barışmak insanı yıpratıyor.Ve aramıza soğukluk giriyor.Nekadar uğraşsakta bunu engelleyemeyiz.
E:Ama yinede ayrı ayrılamıyorsunuz.Hala birbirinize ilk günkü gibi bakıyorsunuz.Bu fark ediliyor Eylül.
Ey:Orasıda öyle..
Berenin odaya girmesiyle bakışlarımızı ona çevirdik.Koşup bana sarıldı.
B:Ekiim iyi misin?Sana birşey olacak diye çok korktum.Sende beni bırakacaksın diye korktum.
Ağlıyordu.
E:Seni hiçbir zaman bırakmayacağım sen benim kardeşimsin Beren...Sende bizi bırakma lütfen.Artık kendine gel.Biz varız burada.Kendin için değilsede bizim için yaşa.
B:Semihte aynı şeyleri söylüyor..
S:Nediyor muşum ben?
B:Sen bizi mi dinliyorsun?
S:Seni dinliyorum.
Er:Hadii herkes aşağıya masayı hazırladım.
Erenin seslenmesiyle hepsi aşağıya indi.Yalnız kalmıştım.
Aah yanılmışım.
Er:Bizde yemeğimizi yiyelim.
Gülümsedim.Tepsiyle yemek getirmişti iki kişilik.Karşıda duran masayı yatağın yanına çekti.Bir kaşık alıp çorbayı ağzıma doğru getirmeye başladı.O kaşıktakini yutup konuştum.
E:Yaa kendim yiyebiliyorum.
Er:Olsun ben yedireyim.
Omuzlarımı sen bilirsin anlamında silktim.Hoşumada gitmiyor değil.Çorbayı bitirince Eren tepsiyi aşağıya indirmeye gitti.Telefonumu alıp bir göz gezdirmeye karar verdim.Okuduğum mesajla gözlerim büyüdü ve damlalar gözlerimden inmeye başladı....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş
Teen FictionArtık yeni bir başlangıç yapmalı.Ne de olsa geçmiş geride kalmıştır.Acılar unutulmuştur.Ve sen sadece ileriye bakmak zorundasındır. Ama geçmiş seni asla bırakmaz...