İlk Görevler

402 41 4
                                    

     Herşey planlandığı gibi başlamıştı, yurtiçi ve yurtdışı bir çok hedef sırasıyla kendisine gönderiliyordu ve kimi zaman infaz, kimi zaman sorgu, kimi zaman istihbarat çalışması yapıyordu. İlk zamanlar görevleri ileten aracı, adına çalıştığı devlet kurumundan yüksek rütbeli bir şefti.

     Adını,yaşını,medeni durumunu hatta çoğunlukla ses tonunu bile bilmiyordu. Sadece mesajla gelen buluşma yerine gidiyor, dosyayı alıyor, inceliyor, plan kuruyor ve işi bitiriyordu. Her an harcanabilir bir kişiydi.

     Yapılan işler karşılığında maaş artı prim alıyordu. Vatanperverlik ise asıl motifti. Şef ile her buluşmaya gittiğinde şefi inceliyordu, çok iyi kılık değiştiriyordu şef, hiçbir gün bir öncekine benzemiyordu.   

     Ama kendi güvenliği için beraber iş yaptığı kişileri tanımak zorundaydı. İlk zamanlar sadece izliyordu, detaylardan küçük çıkarımlar yaparak tanımaya çalışıyordu. Küçük zeka oyunlarıyla Şefin memleketini, adını, yaşını öğrenmeye çalışıyordu.

     Ama Şef bunu farkedecek kadar zekiydi. Her seferinde ikk (istihbarata karşı koyma) yaparak hedef şaşırtıyordu.

     Sanırım herşey bu anlardan birinde başlamıştı. Şef bir konuşmasında üniversiteden hemen sonra bu işe girdiğini söylemişti. Bir başka konuşmasında ise yaklaşık 15 yıldır bu işte olduğunu belirtmişti. Adamımız bütün beyin kıvrımlarını zorlayarak Şefi çözmeye çalışırken, görevlerin ardı arkası kesilmiyordu.

     Çok fazla uçağa biniyor, çok yolculuk ediyor ve zaman geçtikçe yurtiçinde ve yurtdışında daha fazla bağlantılara sahip oluyordu. Yine bir gün Şef ile buluşmaya giderken, yapmaması gereken birşey yaptı.

     Buluşma vaktinden bir saat önce buluşma noktası yakınlarında bir yerden buluşma noktası ve civarını izlemek için konuşlandı. Uzun süre bekledi. Buluşma vaktini bir saat geçe Şef hala ortalıkta yoktu.

     Telefonuna mesaj geldi "Görev İptal." . Yaptığı bir hataydı ve gizlilik kurallarına muhalefetti. Cezası ağırdı ve büyük ihtimalle anlaşılmıştı. İşte tam bu sırada, mesajı okuduktan hemen sonra, başına müthiş bir ağrı saplandı. İşte yine olıuyordu. Hemde en zamansız anda.

     Yine kendini kaybedecek sarhoş gibi olacaktı. Hızlıca yakınlarda bi yerlerde konaklayabileceği bir otel var mı diye düşünmeye çalıştı. Başaramadı. Beyni kontrolden çıkmıştı.

     Bu anlarda çok nadirde olsa yaşıyordu. Kendisini kaybediyordu, nerede olduğunu şaşırıyordu, herşey flulaşıyordu. Yürüdüğünde her bir adımı ona betona saplanmış gibi ağır geliyordu. Ve genelde sonunda bayılıyordu.

     Uyandığında ise müthiş rahatlamış oluyordu, sanki vücudunun kendisini bir sıfırlama yada yenileme protokolüydü bu. Ama şuanda olmazdı. Yıllardır saklamaya çalıştığı şey, ilk defa bu kadar kalabalık bir yerde oluyordu.

Bir Komandonun AnılarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin