Karabasan

28 0 0
                                    


Yataktan kalktığımda hava hala karanlıktı. Bir şey beni uyandırmıştı ama ne olduğunu anlamamıştı. Kontrol amacıyla evin odalarını gezmeye başladı. mutfaktan geçerken ekmek bıçağını yanına almayı ihmal etmedi. Her şey gayet normal görünüyordu.

Evi tek kişi için fazla büyüktü: Koskocaman dört oda! Buna rağmen ziyaretçisi hiç eksik olmuyordu. Kimler geliyordu ah birde hatırlayabilse! Mutfakta biraz su içtikten sonra odasına geri dönerken elindeki bıçağı hatırladı. Tam mutfağa dönecekken odasından gelen hışırtılar yüzünden donakaldı. Gecenin son saatleri olmalıydı: Seslere kulak verdiğinde dışarıdan geçen tek tük arabaları duyabiliyordu. İstem dışı bıçağı o kadar sıkıyordu ki artık parmaklarının eklem yerleri acımaya başlamıştı. Temkinli adımlarla odasında kapının tam karşısındaki yatağına yürümeye başladı. Yataktaki kişi Emre'yi fark etmemişti ; yorganın altında debeleniyor muhtemelen saklanmaya çalışıyordu.

Korkmuyordu: Av değil artık avcıydı. Sağ eliyle yorgana bastırıp sol elindeki bıçağı gelişigüzel saplamaya başladı. Yorganda bıçağın saplandığı yerler kararmaya başladı. Bıçağın her girip çıkmasıyla bu kararmalar bütün yorganı kapladı. Emre durmadan kahkaha attığını ancak bitkin düştüğünde fark edebildi. Üstü başı kan ve ter ile sırılsıklam olmuştu. Nefes nefese olmasına rağmen hala sırıtıyordu. Eşofmanını indirip yatakta yatan cesedin üstüne işedi.

Hava aydınlanmaya başlamış, perdelerden sızan ışık odayı kısmen görünür kılıyordu. Son bir hevesle cesedin kafasını da koparmak istedi. Neden yapmasındı? Eşofmanının kollarını dirseklerine kadar sıyırıp sağ dizini adamın göğsüne bastırıp ayağından güç alarak sağ eliyle cesedin saçlarını kavradı. Sol elindeki bıçağı boğazına götürüp kesmeye başlayacakken adamın yüzünü fark etti: Çok tanıdıktı. Yüzünü yüzüne yaklaştırdı zira bu ışıkta net bir şekilde görebilmek zordu. Yüzün kendisine ait olduğunu fark ettiği anda ceset gözlerini açıp altında debelenmeye başladı. Emre anlam veremiyordu! Ne yapmıştı kendine? Nasıl yapabilmişti? Gözleri kararırken son bir çabayla kendini yeni canlanmış cesedin üstünden çekti.

Gölgelerin arasına oturmuş iki kişi olayları izliyordu. Siyah elbiseli olan elindeki sigaradan derin bir nefes çekip Beyaz elbiseli olanın öksürmesine sebep olacak şekilde yüzüne üfledi. Bu durumdan hoşnut olmadığı her halinden anlaşılıyordu. Beyaz elbiseli olan aksine olaylardan gayet hoşnuttu. Siyahlı olan ayağa kalkıp gölgelere dalmadan önce diğerine seslendi: ''Kazandın ama bu sefer! Çok değil birkaç yıl sonra tekrar görüşeceğiz.'' Beyazlı olanın gülümsemesi daha da genişledi ve ''iyilikle yaşamak için birkaç yıl hiç te az sayılmaz!'' dedi aka siyahlı olan çoktan gölgelere dalmıştı.

Emre uyandığında terden sırılsıklam olmuş, yorganı üstünden attığı için sabah ayazında her tarafı buz kesmişti. Eliyle yokladığında altına da işemiş olduğunu fark etti. Göğsünde derin bir sancı vardı: Bir kaç derin nefesten sonra elbiselerini çıkarmaya başladı.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 01, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kısa hikaye, öyküHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin