Bir elimde papatya çayı diğer elimde çantaya sokmaya çalıştığım mp3 çalar ve içinde bulunduğum stres bir pazartesi gününden merhaba..
Lisenin ilk günü ve bilin bakalım kim de bir gram mutluluk yok ? Ah ben tabi ki. 9. sınıfın ilk günü yeni okul yeni insanlar yeni belalar ah çok güzel.
"Anne formalarım nerde?" dedim yüzünü yıkıyan anneme doğru
"Dolabında Eda kör müsün?" diyen anneme aldırmadım rengine bayıldığım pembe (!) formalarımı giymeye başladım pembe lakos lacivert kumaş pantolon ah ne güzel. Servisim 6.40 ta gelecekti ve ben 8.00 da okulda olacaktım okulum şehrime biraz uzak hatta baya uzaktı erken kalkıp erken gidecektim. Okula gıcık olmaya başlamıştım bile. Onu bunu boşverip saate baktım kahretsin geç kalıyorum saat 6.39 di koş Eda koş bir sokak ötemizdeki durağa koşmaya başladım vardığım da servis kornaya basıyordu aptal ben hızlıca bindim kafamı eğerek bana bakanları umursamamaya çalıştım boş bir yere oturdum ve kulaklığı takıp insanları seyretmeye koyuldum.
Herkes yaz boyunca özlediği arkadaşına bakıp bakıp özlem gideriyorlardı belki de anılarını anlatıyorlardı birbirlerine mutlu gözüküyorlardı gözlerinde bir parıltı birbirlerine enerji veriyorlardı servis giderek dolmaya başladı kimse yanıma oturmamıştı sanırım pek sevimli görünmüyordum dışardan çünkü ayakta olan bir kaç kişi yanıma oturmaya tenezzül etmemişti bu tavırlara alışmıştım aslında garipsemiyordum
Son durağa gelmiştik ve hala yanım boştu ve servis tıklım tıklımdı bu durumdan rahatsız değildim binen kişiye baktım orta boylarda esmer bir erkekti gözleriyle boş yer aradı gözleri benim yanıma çarptığında kalabalığı yarıp yanıma oturdu aramızda mesafe vardı ben biraz daha köşeye sindim ne yalan söyleyeyim rahatsız olmuştum sert biri gibi duruyordu ürkmüştüm .
Servisteki kızların ve oğlanların bakışları beni rahatsız etmeye başlamıştı sanırım aralarında tek yabancı bendim ve yabancıları da pek seviyor gibi durmuyorlardı Kafamı cama koyup uyumaya çalıştım ama tabi ki olmadı buranın bozuk yollarında kafam basketbol topu gibi sekmeye başlayınca uyumaktan vazgeçtim müziği değiştirdim üzerimde olan bakışları hissediyordum ama yanımdan gelen bakış beni oldukça rahatsız etti kafamı sağa çevirip bana bakan kahvelere bakmaya başladım Kafamı "hayırdır" anlamında salladım omuz silkti önüme döndüm sanırım ilk gün olay çıkarmamam lazımdı sus Eda sus
"Merhaba yeni misin " diyen sese baktım minyon bir kızdı bana seslenen birden sessizlik çökmüştü servise
" Evet yeniyim " dedim sadece
"Hoş geldin ben Sevcan senin ismin ne" dedi parlayan gözlerle
" Eda"
"Kaçıncı sınıfsın Eda"
"9"
"Kız sen çöm müsün " dedi gülerek
"Sanırım" dedim omuz silkerek tekrar tebessüm ederek önüne döndü yanımdaki bir şeyler mırıldandı adımın geçtiğini duydum ama aldırış etmedim Yanımdaki kalkıp
"Bilge geç otur şuraya" diyerek kıvırcık kızı çağırdı kıvırcık yanıma oturdu o esmer çocuk ise ayakta dikiliyordu
"Selam çöm benim yeni best çömüm olur musun" dediğinde yanımda ki kıvırcığa anlamaz bakışlar attım
"Anlamadın değil mi neyse ben Bilge " dedi elini uzatarak elini sıkıp tebessüm ettim biz konuşurken dik dik bakan esmere çevirdim gözlerimi keskin yüz hatları vardı erkeksiydi boyu uzun değildi kahve gözleri vardı yakışıklı denilebilirdi ama ölünecek derecede değildi
"Bak geldik okula " dedi bilge Baktığımda kırmızı ve bej renlerle boyanmış ufak bir bina gördüm hadi ama bu muydu şimdi yeni okulum servisten inmeye başladık bir çocuğun gözleri dikkatimi çekti ona dalmıştım ki ayağım takıldı düşeyazdım derken o gözlerin sahibi kolumu tuttu mavi gözlerinin beyazı kıpkırmızıydı
"Bir dahakine önüne bak" dedi ve okulun arka tarafı diye görünen yere doğru yürümeye başladı okulun kapısına vardığımda kapı kolu yoktu sadece bir ip vardı ve ben nasıl açılacağını bilmeden öyle dikiliyordum o esmer sıpa gelip kapıyı ipten çekerek açtı bu kadar kolay mıydı yani peşinden çıkmaya başladım üçüncü kata kadar bütün kapılar kapalıydı üçüncü kapı ise bir koridora doğru açıktı lavaboyu bulup girdim aynada kendime bakıp oradaki bir kıza müdürün odasını sordum 4. katta olduğunu söyledi Müdürün odasının önüne vardığımda kapıyı çaldım ve içeri girdim o mavi gözlü çocuk müdürün yanında idi yeni öğrenci olduğumu ve sınıfımı aradığımı söyledim oda sınıfımın 9-A olduğunu söyledi teşekkür edip alt kata indim ilk kapıda 9 -A yazıyordu oraya girdim
Benim gibi etrafa yabancı bakan gözler vardı sınıfta yeşillerimi diktim onların üzerine ve kafamı sıraya koyup düşünmeye başladım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Papatya
Teen FictionSıradan bir aşk değildi onların ki. Sıradan bir lise aşkı değildi belki de. İkisi de deliydi.. Biri yaşam şartlarından dolayı güçlenmiş bir kız Öteki ise psikolojik sorunları olan bir oğlan İkisinin de kendine hayırları yoktu kimine göre Nasılda sar...