Eveeeeeet, sonunda yazar geri geldi. 7 mayısta üniversite için sınava girdim (SAT sınavı) ve bu yüzden bu tarihe kadar hiçbir şeyle ilgilenemedim. Ama şimdi hikayemizi devam ettirme zamanı. İyi okumalar... ♥♥♥
Not: Hikâyede geçen tıbbi bilimler ve tedaviler hayal ürünüdür.
~~Alya~~
Bugün tekrar muayene olmaya gidecektim. Korkuyordum. Onu kaybetmek çok korkunç geliyordu. Şu kısacık zamanda okadar alışmıştım ki varlığına. Daha yeni 4 haftalık olacaktı ama ben şimdiden heyecanla doğacağı günü bekliyordum. O gün hiç gelecek miydi, bilmiyordum. O güne kadar ben geçmişimi hatırlatacak mıydım onu da bilmiyordum. Doktor arada bazı şeyleri hatırlama ihtimalim olduğunu söylemişti ama ben şimdiye dek sadece küçücük bir anı hatırlamıştım. Acaba hatırlamak mı daha iyiydi hatırlamamak mı? Geçmişte olanları bilmek nekadar değiştirirdi ki olanları? Tamamen değişir miydi herşey? Emir'in eski halini hatırlamam değiştirir miydi ilişkimizi? Belki hiç hatırlamasam daha iyiydi, yalancı bir dünyada gerçekleri bilmemek daha iyiydi. Emir geçmişi hatırladığım zaman onu terk etmemden korktuğunu söylemişti. Belki hatırlarsam bunu gerçekten yapardım ama ozaman bu yavru ne yapacaktı? Onu nasıl babasından ayıracaktım, yada ben nasıl sabredecektim? Ne yapmış olabilirdi ki? Benim onu terk etmemi sağlayacak ne yapmış olabilir? O gün ben kaza geçirdiğim zaman Emir evde yokmuş. Belki de... Belki de beni aldatmıştı?! Evet, evet bayanlar aldatıldıkları zaman terk ederler. O zaman affetmezler. Ama eğer böyle bir şeyi gerçekten yapmışsa... Ozaman ben onu asla affetmem. Benim gururum var, herkesin olduğu gibi. Eğer böyle bir şeyi gerçekten yapmışsa...Dolan gözlerimi kapatarak gözyaşlarımı durdurmaya çalıştım. Bunu düşünmek neden bu kadar üzmüştü? Zaten tanımıyordum Emir'i. Yabancı gibiydi aslında. Ben onu zaten tanımıyordum...
Gözümden düşen bir yaştan sonra kafamı sağa sola sallayarak düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım. Kurtulamasam da üzerine oturduğum yataktan kalkıp banyoya gitmiş ve yüzümü yıkamıştım.
Allahım bana Hz. Eyüp'ün sabrından birazcık da olsa ver. Amin.
Telefonumun çalma sesini duyunca odaya dönmüş ve telefonu elime almıştım. Emir'in aradığını görünce kapatmış ve pencereden bakmıştım. Evet gelmişti.
Arabaya binince Emir bana gülümsemişti, ben ise bir tepki verememiştim. O da pek üstelememişti. Kafamı pencereye çevirip dışarıyı seyretmeye başladım. Arabanın radyosunda çalan şarkı da duygularımı bastırmama izin vermiyordu sanki. Yavaş bir şarkı olduğu için ağlama isteğimi arttırıyordu.
Denize bıraksam kendimi
Kumlara uzatsam gölgeni
Havada umut, ruhum firar
Güneşte kurutsam kalbimi.
.
."Alya? İnmiyor musun?"
'İnmiyor musun? . . . Of yeter hadi çık artık seninle mi uğraşacağım'
Emir hakkında aklıma gelen küçük bir şeyle sevinmek istiyordum. Ancak... Hatırladığım şey iyi değildi ki. Sinirli bir ifadeyle arabanın kapısını tutmuş bana bağıran bir Emir. Oysa şuanda gülümseyerek sabırla bekliyordu.
"Alya? N'oldu iyi misin? Yardım edeyim mi?"
Emir kolumu tutacakken ani bir hareketle arabadan indim.
Şaşırmış bir ifadeyle bakarken "hadi gidelim" dedim ortamı yumuşatmak için.
Peşimden gelen adımlarıyla hastanenin kapısına ulaşmıştık. Otomatik kapı sessizce açılırken hatırladığım anı beynimin içinde ümitsizlik saçıyordu. Neden onun hakkında hatırladığım her anı kötü oluyordu? Kendimi salak gibi hissediyordum, Emir'in bu halinin sahte olduğunu ve filmlerdeki gibi geçmişini unutmuş birini kandırdıklarını düşünüyordum. Her nekadar zorla evlenmiş olsakta bana okadar kötü mü davranıyordu? Yada neden şimdi bu kadar iyi davranıyordu? Veya neden bana birşey olduğu gün evde yoktu? Veya neden onu terk etmemden korkuyordu? Bilmek istediğim okadar çok şey vardı ki!
"Alya Öz."
Hemşirenin adımı söylemesiyle ayağa kalkıp doktorun odasına girmiştim, Emir'de arkamdan gelmişti tabiki.
"Buyurun şöyle oturun Alya hanım. "
Doktorun gösterdiği yere oturmuştum. Birkaç sorudan sonra yan odadaki ultrason koltuğuna oturmuştum.
Doktor sevmediğim cihazı ve jeli karnımda gezdirirken monitörü göremediğim için doktorun yüz ifadesine bakıyordum. Yaklaşık bir 5 dakika sonra doktor elime peçete verip koltuğundan kalkmıştı. Bende hemen peçeteyle karnımı silip kalkmıştım. Emir yardım etmek istesede ben onu görmezden gelip doktorun yanına gitmiştim.
"Doktor hanım herşey yolunda mı?"
"Evet Alya hanım, bebeğinizin durumu iyiye gidiyor. Bence bir ay içinde uzun bir mesafe katetmiş. Şuan yinede pek birşey yapmamanız lazım. Herşey tamamiyle düzene girmeli. Şimdiden sonra kan değerleriniz ve vitamin değerleriniz için takviyede bulunacağız. Hemşire reçetenizi hazırladı. Geçmiş olsun. "
Teşekkür ederek doktorun odasından çıkmıştık. Geldiğimiz yolu aynı şekilde döndükten sonra arabaya doğru adımlarımı yönlendirmiştim. Emir'de arabanın kapısını açınca binmiş ve elime telefonumu almıştım. Merve'ye mesaj atmalıydım.
Arabanın normal hızında giderken durması halinde soluma dönüp Emir'e baktım. O ise gözlerini gözlerime dikmişti.
"Hayırdır Alya? Ne bugünkü tavırların? Neden böyle davranıyorsun?"
"Birşey yok Emir."
"Nasıl birşey yok Alya?! Seni almaya geldiğimden beri yüzüme bile bakmadın! Nasıl birşey yok?"
"Bana sesini yükseltme Emir!"
"Yükselttirme ozaman!"
"Yükselttirirsem ne olur? Ne olur söylesene? "
"Ne biliyor musun? Benim tanıdığım Alya sen değilsin, benim evlendiğim, evlendikten sonra sevdiğim kadın sen değilsin! "
"Benimde tanıdığım birisi değilsin anlıyor musun Emir! Ben seni aslında tanımıyorum bunu biliyorsun değil mi? Şuan bütün bunlara katlanmak zorundayım, yada zorunda hissediyordum. Ama aslında yeni fark ettim. Ben ne sana ne de senle olan, hatırlamadığım geçmişime katlanmak zorunda değilim. Madem olmuyor, gitmiyor bu ilişki, ayrılalım. Benim seni nezaman hatırlayacağım bile belli değil. Belki de hiç hatırlamayacağım. Böyle bir hayatı yaşayarak ne sen yorul ne de ben!"
Emir sinirle direksiyonu kavramıştı. Yüzüme bakmayı bırakalı uzun zaman olmuştu. İçimde biriken tüm hisleri yüzüne haykırmıştım. Ancak bu hem beni hemde onu çok üzmüştü.
Arabanın dörtlüklerini açarak arabadan inmiş ve yolun sağından aşağıya doğru düzlük yeşil alana inmişti Emir. Elini cebine götürünce sigara yakacağını anlamış ve kafamı geriye yaslayarak sakinleşmeyi denemiştim. 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10... Gözlerimi kapatarak düşüncelerimi biraz olsun susturmaya çalışmış ancak yinede başarısız olmuştum.Ayrılmak...
Sırf çocuğum için katlanabilir miydim sorunlara?
Bence katlanamazdım. Yine sonuç çıkmaza giderdi. Yine yorulurdum. Ve sonuçta çocuğum yine huzursuzluk içinde büyürdü...
Bence bitmeliydi artık bu sıkıntı.
Son vermeliydim bu olanlara...
Ayrılmalıydık...
Biliyorum kısa oldu ama daha fazla yazacak birşey bulamadım... :/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşlerim Bir Gizli Hazine ~İSLAMİ~
ChickLitBazen hayatınızda öyle ani değişiklikler olur ki.. Siz monoton hayatı yaşayan biri olarak bu değişikliğe alışamazsınız.. Peki zorla değişse birşeyler? Siz monoton hayatınızla mutlu olduğunuzu zannederken ani bir değişiklik sizi mutlu bir insan halin...