Yol her adımda artık yağmuru almayacak kadar çoğalıyor.Başta paçaların ıslandığı zaman biraz rahatsız olursun,
bir süre sonra umursamazsın bu durumu ve vücut sıcaklığınla bir bütün olmuştur ıslaklıkla.Ben yağmurlu havaları
çok severim ,yağmur götürür su yolundan tüm sıkıntılarımı bazen o kadar sıkıntım çoktur ki ; artık almaz su yolu
yavaşça paçalarıma doğru gelir tekrardan diyemezsin. Ben senden kurtulmak için binmedim otobüse boşu boşunamı
parmak uçlarım üşüdü diyemezsin çünkü senindir o sıkıntılar en küçüğüde en büyüğüde.
Öğretmen evine giderken yavaş adımlarla arınmışsındır tüm sıkıntından yada sana öyle geliyordur.Bir günlükde
olsa rahat gelecektir belki olurda kafanı yastığa koyduğunda hayal kurarsın o zaman sıradan insan olmaya biraz daha
yaklaştın demektir.Bazen düşünüyorumda sen başka birisiyle sevgili olabilme ihtimalinin hayallerini kuruyosun
oda başkasıyla bu karışık ağda mutlu ve mutsuz çiftler bir arada çıkıyor işte..
Kocaman 4 katlı öğretmen evinin önüne gelince bu ruhsuz binaya göz ucuyla baktım ,duvarları eskiydi ama yeni badana
yapılmıştı eski halini gizlemek için yetersiz kalmıştı. Saat geç olduğu için kapı kapalı tutuluyordu içerde emekli
bir bekçimiz vardı.Bekçimiz diye sahiplenişime bakmayın daha geleli iki gün oluyor kapının ıslanan camını elimle
silip baktım bekçi hafif içi geçmiş masasının arkasında oturuyordu iki kez cama tıklatınca yerinden sıçradı.
adamcaz kapıyı açıp buyur etti paçalarımdan damlayan su ,üzerime yapışmış gömlek ,ıslanmış saçlarım şaşırtmıştı onu
şaşırtmaz mı öğretmen olan birisinin kafasının karışık olmaya hakkı yoktu.
-Yağmura mı tutuldunuz beyim?
-Yok erken inmişim otobüsten biraz ıslandım
-Beyim taksi durağını görür görmez basacaksınız düğmeye
-Valla çözemedim pek ya bir durak önce iniyorum yada bi durak sonra.
-beyim siz odanıza geçin bende bir havlu getirip geleyim hemen
-Sende olmasan bizi düşünen yok valla (bu sırada adını düşündü yaşlı bekçinin bir adı olmalıydı mutlaka
söylemiştir ama ben hatırlamıyorum durumu anlamamasını umarak devam etti konuşmaya)
-Bugün arayıp soran oldu mu beni?
-Yok beyim olmadı
-Demedim mi senden başka düşünen yok bizi diye.
(Cümleyi gerçek bile olsa anlamından uzaklaştırmak için atılan sahte
bir gülücük kondurdu yüzüne)
Ağır adımlarla basamaklardan odasından çıktı.Demir ranzadan üç yatak vardı yalnızdı başka kimse kalmıyordu
üç yataktada geceleri hayal kuran olmuyordu.Öğretmen olarak bildiği bişey vardı hayal kurmaktan vazgeçtiğin
zaman artık hayat amacın kalmamış demektir.Havluyla kurulanıp yatapına yattı, yarın okul vardı ilk gün
ve ilk heyecan başlayacaktı..