4 yıl ardından gelinen bir şehir ve 1 ayda bu kadar hayal kırıklığı. Keşkelerimi arttırıyorum.
Keşke gelmeseydim..
Keşke o gün ben ölseydim..
Keşke Ege beni bırakıp gitmeseydi..
Keşke,Keşke,Keşke.
Telefonum çaldığında haberin etkisinden çıkarak kim olduğuna bile bakmadan cevap verdim. "Efendim ? "
"Gazetediki haber" dediğinde Emir olduğunu anladım. Sözünü keserek "Gerçekten göründüğü gibi değil Emir."
"Neredesin sen?"
"Şirketteyim."
"Bekle geliyorum" dediğinde kapattım telefonu. Ege'nin ailesine yapabileceğim açıklamayı düşünüyordum. Odamdan çıkarak Eren'in odasına gittim. Çalışıyordu. Gazeteyi önüne attığımda şaşırmıştı. Gazeteyi alarak okumaya başladı. Şaşırması sinire bıraktığında "Nasıl böyle bir haber çıkartabilirler."
"Ege'nin ailesi Eren. Ne diyebilirim onlara. Oğullarının evinde başka bir adamla gazetelere düştüm. Nasıl açıklarım durumu. Ne derim Eren. Ne diyebilirim " sözlerim bittiğinde ağlamaya başlamıştım. Erenin'de bunlara bir cevabının olmadığını biliyordum. bir kez daha buraya geldiğime lanet ettim. Eren beni kendine çekip sarıldığında, tek yaptığım sarılmasına karşılık vermekti. Sarılmamızı bölen ise kapı sesiydi. Erenden ayrılıp "gel" dedim. Serap "Emir bey geldiler. Sizin odanıza aldım."
"tamamdır Serap" dediğimde odadan çıktı. Abime son kez bakıp bende odadan çıktım.Odama geri döndüğümde 5 dakika öncesinden daha iyi hissediyordum.
"Hoş geldin Emir."
"Pek hoş bulmadım ha?"
"Yapma böyle Emir."
"Açıklama bekliyorum Burçin" çok kızgındı. Sesi, yüzü, ellerinin titremeside bunu kanıtlıyordu. Bana güvenmeyerek en büyük cezayı vermişti zaten.
"Neyi açıklamamı bekliyorsun Emir. Ege'nin evine gittim. Abim kendime bir şey yapmamdan korkup yanıma geliyormuş fakat işi çıkınca Ozan'ı göndermiş. Ozan'da gelip beni kontrol etti. Şirketle ilgili birkaç soru sorup gitti. Sen ne düşündün, gerçekten ne düşündün. Ozanla aramızda bir şey olsa Egenin evin demi yaşarız geri zekalı."
"Burçin gördüğümde çok sinirlendim. Benide anla birazcık"
"Anlamıyorum Emir. Kaç sene oldu arkadaş olalı. Hiç mi tanımadık birbirimizi.Durumun gerçeğini öğrendiğine göre gidebilirsin." dediğimde uzatmadan çıktı odamdan. Emirle liseden beri arkadaştık.Eren'den veya Barış abiden bir farkı yoktu benim gözümde ama gerçekten yanılmışım. Ege'nin ardından bir bir kaybediyorum herkesi. Hayat gerçekten niye bu kadar boktan ?Odamın kapısı tekrar çaldığında of çekerek "Gel" dedim. Serap " Burçin Hanım 2 kişi geldi. Bilgisayar bölümü şefi sizinle görüşmeleri gerektiğini söyledi." tamda bu konunun üstüne süper olmuştu gerçekten. "Tamam gelsinler" dediğimde Serap birisine seslendi.yaklaşık 20 saniye sonra bir kız bir erkek odama girdi. Ayağa kalkıp ellerini sıktım. En fazla 18 yaşlarındalardı. "Merhaba biz stajyer öğrenciler olarak gelmiştik" dedi kız. daha sonra devam etti "Demet hanım sizinle görüşmemiz gerektiğini söyledi." Demet hanım bölüm şefimizdi.
"Kaçıncı sınıf ? "
"Lise son. Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Bilgisayar bölümü okuyoruz. Şirketinizde stajyer olmak istiyoruz." dedi erkek olan
"Haftanın kaç günü staj yapacaksınız?"
"Hafta içi 3 günümüz var."
"Donanım ve Yazılım olmak üzere 2 farklı bölümümüz var. Hangisine katılmak istersiniz?"
"Donanım" dedi ikisi aynı anda. Bilgisayar parçalamayı seviyorlardı sanırım.
"Tamamdır gençler. Telefon numaralarınızı sekreterime bırakın. Biz sizi ararız" diyerek artık klasikleşen bir şey yaptım.
"Teşekkür ederiz." diyerek çıktılar odamdan. Öğrencilik yıllarım geldi aklıma. Tam anlamıyla eğlencenin dibine vurduğumuz senelerdi. Her gün farklı bir barda takılır sabah ise okulumuza giderdik. Tek derdimiz o gece hangi farklı bara gideceğimizidi . O günleri o kadar özledim ki. Keşke tekrar yaşayabilsem diye düşündüm. Bir kez daha keşkelerimi yinelemiştim.
***
Bütün işimi bitirdikten sonra odamdan çıktım. Serap'a " Bugün gelen stajyerleri ara gelip başlasınlar. Demet hanımla da görüş stajyer programı hazırlasın. Donanım bölümüne alıyoruz." dedim
"Tamam Burçin hanım. İyi akşamlar." dediğinde Şirketten çıktım. Bugün yaşanan gazete krizinden sonra Hilal hanımdan randevu almıştım. Konuşmak şuan iyi gelebilecek en iyi şeydi belki de. Ama daha önce halletmem gerek bir iş vardı. Timur Kara'yı bulup konuşmalıydım. Aramada İstanbul'da tam 45 tane Timur Kara çıkmıştı. Bunların 25 tanesi çocuktu. O yüzden bakmama gerek yoktu. Diğer 20 tanesinin adresini aldım. İşim gerçekten fazla zordu. Listenin en başındaki adrese gittim. Şirketle adres arasında çok kısa bir yol vardı. Yol boyunca kendime aynı ismi tekrarladım. Timur Kara, Timur kara, Timur kara. Bir şeyler hatırlamayı bekledim bu adamla ilgili fakat aklıma hiçbir şey gelmiyordu.
Adrese geldiğimde önümde tek katlı bir ev vardı. Arabadan inerek eve doğru ilerledim. Evin bahçesinde olan çiçekler gerçekten çok güzel kokuyordu. Evin zilini çaldığımda yaşlı bir adam açtı kapıyı. "Merhaba. Ben Timur Kara'yı arıyordum. "
"Buyrun kızım benim . "
"Ben nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Aslında oldukça garip ama Ege Candar'ı tanıyıp tanımadığınızı öğrenmem lazım. "
"4 yıl önce ölen pleyboy Ege Candar'mı ? "
" Pardon ? " dediğimde " Kızım büyük hayranıydı. Yazık oldu çocuğa " dedi. Aradığım kişinin bu yaşlı amca olduğunu hiç sanmıyordum. Teşekkür edip ayrıldım evden. 2.Timur Kara'nın adresine doğru gitmeye başladım. Ege'nin birçok kız hayranı vardı. Babası oldukça tanınan bir iş adamı olduğu için Ege'de biliniyordu. Yakışıklılığı ile birçok kızı kendine hayran bırakmıştı. Genelde hayranları beni sevmezdi. Öldükten sonra daha da kin beslediler.
2. Timur Kara'ya geldiğimde bu sefer bir apartman gördüm. Adrese tekrar baktığımda daire : 2 olduğunu fark ettim. Apartmana girerek 2.daireye doğru gittim. Zili çaldığımda bir çocuk açtı kapıyı. "Merhaba ben Timur Kara'yı arıyordum ? " çocuk başını salladıktan sonra içeriye seslendi. Daha sonra 25'li yaşlarda birisi geldi. " Buyrun " dediğinde " Timur Kara? " diyerek sorumu yineledim
"Evet buyrun benim "
"Öncelikle Ege Candar'ı tanıyıp tanımadığınızı öğrenmem lazım."
"Öyle birisini tanımıyorum." dediğinde teşekkür edip oradan da ayrıldım.
Daha sonraki 5 kişide aynı şekilde sonuçlandı. Bir günde 7 deneyimim başarısız olmuştu. Arabama döndüğümde saate baktım. Randevu saatime 30 dakika vardı. Ozanların evine doğru sürmeye başladım. Bu günlük 7 başarısızlık yeterdi. Yarın devam etmeyi hatırlatıp yola odaklandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Aşkımız Siyah
ChickLitÖlüm. Herkesin sonu olan bir bitiş. Çoğu zaman zorluklar karşısında istediğimiz son olsa da, hiçbirimiz sevdiklerimizin ölmesini istemeyiz. Peki ya çocukluk aşkınız sizi kurtarmak için ölse ne yapardınız ? Burçin, Ege'nin ölümü üstüne aşka küsmüş...