"Beriiil,deri ceketim nerede?"
"Ay,geldim! Dur!"
Deniz koşuşturmakta olan Beril ve Barış'ı izlerken sırıtıyordu. Barış'ın yöneteceği film için sponsorlarla bir toplantı yapması gerekiyordu ve geç kalmıştı. Her zamanki gibi...
Deniz, ailesinin olaylarını öğrendikten sonra Berillerde kalmaya başlamıştı. Şu sıralar manevi desteğe oldukça ihtiyacı vardı, üstelik Beril ve Barış bu manevi boşluğu doldurmaya gönüllüydüler.Beril elindeki deri ceketle adeta Barış'ın yanına uçtu. Ev topuzu yaptığı saçlarından bir-iki tutam arkadan firar etmişti ve çok tatlı göründüğünü kabul etmek gerekiyordu.
Barış alelacele ceketini giyerken,Deniz yayıldığı koltuktan kalkıp Beril'in saçını söküp,tekrar topladı.Barış o sırada kapıyı açmış ve ayakkabısını giymeye çalışıyordu.
Deniz kolunu Beril'in omzuna attı ve beş yaşındaki bir çocuk gibi davranan Barış'ı başıyla gösterdi.
"Bazen çocuk bakıcılığı yaptığını ve kayınvalidenin sana para ödemesi gerektiğini düşünüyorum."
Beril,Deniz'in sözlerine karşılık olarak kocaman bir kahkaha attı ve Barış'ın karşılık vermesini bekledi.Deniz ve Barış'ın atışmalarına bayılıyordu.
Barış,"Seninle uğraşmaya vaktim yok baldız,gelince devam ederiz artık." dedikten sonra Deniz'in kolunun altındaki Beril'i kendine çekti ve sarıldı. Beril'den uzaklaşıp kapıdan çıktı ve kapıyı arkasından kapadı.
Ardından iki kız da sanki sözleşmiş gibi,televizyonun karşısındaki kırmızı koltuğa oturdular.
"Bu gün tatil,ne yapmak istersin?" Beril arkadaşını daha iyi hissettirmek istiyordu.Şuan Deniz'in psikolejisinin pek iyi olduğunu söyleyemezdi.
"Eve gideceğim bu gün,bir kaç eşya falan alırım."
"Benim de gelmemi ister misin?"
"Seni bu halde sürüklemeyeyim Beril be,hamilesin zaten."
"Hamile olunca yürümen yasaklanmıyor ki Deniz'im."
"Ben anlatamadım da,sen anladın bence beni.Gerçekten gerek yok,hem sen hazırlanana kadar ben gidip gelirim bile."
"Peki Deniz'im,sen bilirsin..."
Ardından kısa tutulan bir sarılma merasimi yaşadılar ve Deniz hazırlanmaya başladı.
Eline ilk geçen bir tişört ve koyu kot pantalonunu giydi.
Siyah sırt çantasının içine su,cüzdan ve telefonunu koydu ve sırtına astı.
"Beriil,gidiyorum ben!" Deniz bir yandan konuşmaya çalışırken,bir yandan da bağcıklarını bağlamaya çalışıyordu.
Beril "Tamam." diye bağırdıktan sonra koşarak arkadaşının yanına geldi ve sarıldı.
"Bilmem farkında mısın,ama İtalya'ya falan gitmiyorum Beril. 2 saat sonra buradayım."
"Ne bileyim ben ya,sarılasım geldi işte..Odunluk yapma bir kere de!"
Deniz,Beril'e içten bir gülümsemeyle karşılık verdi. Ardından kapıyı ardından kapadı ve evine doğru yol almaya başladı.
******
Deniz,evine geldiğinde ilk önce kapıya asılı olan küçük sepetteki zarfları eline aldı ve kapıyı açıp içeriye girdi.
Çantasını yere bıraktı ve koltuğa ilerleyip oturdu,ardından zarfları kontrol etmeye başladı.
Su ve elektrik faturası gelmişti.Kredi kartı borcu ve telefon faturasını da unutmamak lazımdı.
Buraya kadar her şey normaldi. Fakat Deniz,beşinci zarfı eline alınca,herşeyin olması gerektiği gibi olmadığına karar verdi.
Bu zarfın üstünde ne bir isim,ne de bir adres yazılıydı.
Deniz,zarfı yavaşça yırttı ve içindeki kağıdı çıkardı.
Kağıdı tam olarak açınca,gördüğü şeyle kanı dondu.Kağıdın ortasında,büyük harflerle şunlar yazıyordu:
ONLARI BULMAN KOLAY OLMAYACAK.
Deniz elindeki kağıdı hızla masaya fırlattı ve oturduğu yerden kalktı. Bir elini başına koydu ve volta atmaya başladı.
Şuan beynini yemekte olan onlarca soru vardı.
Mesela; bu zarfı kim göndermişti?
Ondan ve ailesinden ne istiyorlardı?
Delirmeden ne kadar dayanabilecekti?
İlk iki sorunun cevabını bilmiyordu, lakin üçüncüyü az çok tahmin edebiliyordu.
Ve cevap şuydu; Böyle giderse,pek fazla değil.
Gözleri tekrar kağıda kaydı,bunu polise götürmesi gerekiyordu.Bu kağıt parçası,davada büyük bir yol kat etmelerini sağlayabilirdi.
Kağıdı eline aldı ve yerdeki çantasını kaptığı gibi,kağıdı içine tıkıştırdı. Kapıyı arkasından çekerken,nabzının sesi kulaklarında çınlıyordu.
Garip bir his dalgasının, vücudunda bıraktığı etkinin geçmesini bekleyemezdi.Çünkü biliyordu,geçmeyecekti.
Yola çıktığında,taksi beklemek yerine koşmayı tercih etti. Evi hastaneye oldukça yakındı. Karakolda,hastanenin 2 sokak ilerisindeydi,koşabilirdi.
Rüzgar yüzüne çarparken,çantasını omzunda tutmak için ayrı bir çaba harcıyordu.Kulaklarında uğuldayan rüzgarın sesi,deli gibi atan nabzını duymayı zorlaştırıyordu. Belkide böylesi daha iyiydi,nabzını duymak onu tedirgin ediyordu.
Derin derin nefesler almaya çalışırken,koşmaya devam ediyordu. Nabzının normalin üzerine çıktığından emindi.Durup dinlenme isteğine karşı koymaya çalışırken,hızını arttırmaya çalışıyordu.
Çarptığı insanlar onu ayıplarmış gibi bakıyordu fakat onun pek önemsediği söylenemezdi.O insanların bakışlarını önemsemezdi,dikkat bile etmezdi ki o!
Karakolun önüne geldiğinde hızını yavaşlattı. Kapıdan çıkan Güney'i görünce yüzünde bir tebessüm belirdi. Önceki hızını tekrar kazanıp,Güney'e doğru koşmaya başladı.
Aralarında yirmi santim kadar kaldığında,Deniz bacağına giren sızıyla acı bir çığlık attı.Yavaşça yere çöktüğünde,çantası omzundan yavaşça kaymıştı.
Güney şoktan çıktıktan yaklaşık iki saniye sonra Deniz'in yanına koştu. Deniz'i kucağına yerleştirdi ve bacağının kanayan yerine elini bastırdı.
''Kahretsin! Nasıl oldu bu?''
Güney'in bu sorusuna Deniz, acı bir şekilde inleyerek cevap vermişti.
Güney,bunu kimin yaptığını anlayabilmek için çevresine bakındı. Herhangi bir silah sesi duymamıştı. Deniz'i vuran kişi,susturucu kullanmış olmalıydı.
İçerideki polisler dışarı fırlayıp,Deniz'i vuran kişinin yerini tespit etmek üzere dağılırken,Deniz hala Güney'in kucağında,iki büklüm bir şekilde duruyordu.
''Acıyor..'' dedi. Belki bacağı,belki kalbi içindi bu cümle...
''Geçecek.'' dedi Güney. Deniz ölmeyecekti,birazdan hastaneye gidecekler ve Deniz'in bacağındaki kurşun çıkacaktı.
''Biliyorum..'' dedi Deniz, ''Geçecek.''
Eveeeet,bir bölümün daha sonuna geldik lsdfnlds. Bölümü nasıl buldunuz? Yorum yapmayı unutmayın! Bu arada fark ettim de,ben hep multimediaya model şarkıları koyuyorum ldjkfnlkff. Ama grup mükemmel değil mi ya? Her şarkıları çok güzel bence :)
Herkese sevgilerle! xox
"Ayın Karanlık Yüzü" adlı hikayeme bakmayı unutmayın, profilimde bulabilirsiniz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sorgu -Tamamlandı-
Ficção GeralDolunay ve Deniz, aynı anneden olan iki kardeştir. Deniz yetimhanede, Dolunay ise babasıyla birlikte büyümüştür. Dolunay uzun uğraşlar sonucu ablasını bulduğunda, Deniz'in onu evlat edinen ailesi kayıptır. Deniz'in ailesini bulmaya çalışan polis me...