Büyük Fedakarlık

21. Bölüm "Bedel"

2. SEZONUN 7. BÖLÜMÜDÜR.

''Prensesim. Prensesim uyanın.'' dedi Chelsea. Eveline zorlukla gözlerini araladı ve ifadesiz bir şekilde Chelsea'ya baktı. Hepsi bir kabustu. Yada fikrini değiştirmezse ileride olacak muhtemel olaylardan sadece bir tanesiydi. Gerçekleşmemiş olmasına şükür mü etsin yoksa üzülsün mü bilemiyordu. Eğer vazgeçmezse tam tersi olacaktı.

''Prens Thomas'ın acilen bir isyanı bastırmak üzere gitmesi gerekti Bende bunun üzerine Jasper'ı çağırdım. Bizi almak için aşağıda bekliyorlar. İsterseniz gidelim çünkü burası hiç hoşuma gitmedi prensesim. Başımıza bela alırız. Hem eski nişanlınızla görüştüğünüz duyulursa babanız ve Prens Aerion ne der?'' dedi Chelsea endişeyle. Haklıydı.

''Pekala Chelsea. Hemen hazırlan. Fakat ilk önce William ile vedalaşmam lazım.'' dedi Prenses Eveline. Eski ve yaşlı dostunu belkide son kez görecekti. Hemen hazırlandı ve William'ın odasına girdi.

''Ah sen miydin Eveline gel.'' dedi William. Prensesi oldukça özlemişti.

''Gidiyorum William. Bir an önce Lively Kalesi'ne dönmem gerekiyor. Çok fazla vaktim yok. Biliyorum bana sürpriz yapmak istedin. Ama senin düşündüğün gibi değil. Ben artık Thomas'ı değil Aerion'u seviyorum William. Üzgünüm.''

''Üzülme Eveline. Böyle daha iyi oldu. Çünkü Thomas ile kavuşma ümidin yoktu. Sen gittikten sonra bende Smirnow Kalesi'ne giderim. Buraya sadece sizi kavuşturmak için gelmiştim. Ama görüyorum ki işler başkaymış.''

''Hayır William. Kaleye dönme bir süre. Babam seni görmesin. Eğer Thomas ile beni buluşturduğunu duyarsa deliye döner.''

''Kralla ben eski dostuz. Bir şey olmaz prensesim sen merak etme. Yakında gel. Eski günlerdeki gibi kılıç talimi yaparız.'' dedi yaşlı William Eveline'ın saçını okayarak.

''Geleceğim William hoşçakal.''

Prenses Eveline aşağı indiğinde atı hazır bekliyordu. Yanında Chelsea, Jasper, Dimitri ve Alex vardı.

''Görüşmeyeli uzun zaman oldu prensesim.'' dedi Jasper memnum bir şekilde.

''Öyle. Artık biz sizi arıyoruz bulmak için.'' dedi prenses Eveline gülerek.

''Olaylardan haberdarım prensesim. Sizi yalnız bırakıp birine emanet etmekle büyük aptallık ettim. Bağışlayın.'' dedi Jasper sinirle Chelsea'ya bakarken. Buralar hiç tekin yerler değildi ve Chelsea prensesi yalnız başına buraya getirmişti.

''Onun suçu değil. O kadar çok ısrar ettim ki yıldı. Ve şimdide gitmek üzere olduğumuz yere gidiyoruz Jasper. Buraya kadar geldik. Görmeden bir yere gitmem. Beni oraya götürün.'' dedi prenses şımarıkça. Tamda Jasper'ın yanına gelmek üzereyken Prens Thomas'ın şövalyeleri tarafından alıkoyulmuştu.

''Bağışlayın prensesim ama bu delilik!'' dedi Jasper. ''Bu konuda beni caydıramayacağını sende biliyorsun Jasper. Şimdi beni ikiletme.'' dedi prenses Eveline. Ardından hızlıca yola koyuldular.

***

''Lütfen olabildiğince dikkat çekmemeye çalışın prensesim.'' dedi Jasper. Zaten endişeden içi içini yiyordu.

''Hiç şansı yok. On metre öteden farkediliyor.'' dedi Alex. Bembeyaz teninini süsleyen yeşil gözleri ve parlak saçlarıyla herkesi kendine hayran ediyordu Smirnow Prensesi Eveline. Jasper sinirle Alex'e döndü ve sustururcasına baktı. İçerisi zaten yeterince kalabalıktı. En köşede oturduklarını da hesaba katarlarsa prensesin farkedilmesi zordu. Üstelik üzerinde güzel kıyafetler yada mücevherlerde yoktu.