Ve herşeyin ötesinde tüm siradanligimla hayatımın anlamını sorguluyordum bu hayata ,tutunabilecek kayda degebilecek birşey arıyordum,bir anı,bir ses,bir görüntü. Istedim,hemde çok istedim;birşeylere tutunabilmeyi,birşeyler hissedebilmeyi,herkesin beni kendim gibi kabullenebilmesini. Ama ben sadece korktum. Tüm cesaretimi toplayip işte ben buyum,bu gerçekten hissettiklerim diyemedim. Yapabilenlere özenerek baktım. Belki birgün bende bunlara karşı koyabilirim,insanlar beni böylede kabullenebilir dedim, üstünden yıllar geçti ama ben ürkek görüntümun,karanlığın arkasına saklanmakla yetindim.Bu saklanış elbet bir gün son bulacaktı mümkünse o sonun çabuk gelmesini diliyordum.Çaresizdim,16 yaşındaki bir kiz nasil kendisinden nefret edebilir,nasil kendi kimliğinden kaçabilir? Aklımda birsürü soru vardı,ama ben o sorunun cevaplarıyla yüzleşebilecek gücü kendimde bulamıyordum. Tanrım sadece 16 yaşındayım! Daha yaşamam gereken aşklar,tutmam gereken sözler,duymam gereken umutlar,dinlemem gereken sarkilar var. Intahar edemem,etmemeliyim.