Bu bölümü hikayemi yazarken bana destek olan ve komik yorumlarıyla gülümseten hllklnc027 'ye ithaf ediyorum :)
"Hey! Hey! Yavaş ol dostum , şunu bir kararlaştıralım ben düşmanın değilim ,"
Bartley Arthur'u kaçıncı kez uyardığını hatırlamıyordu fakat arkadaşı her defasında kılıcını daha da sert bir hareketle sallıyor işini zorlaştırıyor, vücudunda açılan ufak tefek sıyrıkları önemsemesede daha büyüklerinin açılmaması için çaba sarf etmesi gerekiyordu. Bileğinin savaşta bile bu kadar ağrıdığını hatırlamıyor.
Arkadaşının haklı öfkesini biliyor ama bunun kurbanı olmak da istemiyordu."Robert orda bir at gibi kişneyeceğine yerimi almaya ne dersin kardeşim ?"
Hepsi çok da büyük olmayan talim alanındaki korkuluklara yaslanmış bir şekilde Bartley'i izliyor çoğu yerde gülmeden edemiyordu.
Özellikle Bartley yüz üstü düştüğünde az kalsın poposuna Arthur'un sahipliğini ettiği bir damga çizilecekti ki Bartley'in 'Ne yaptığını sanıyorsun, kızlar ona ne kadar bayılıyor biliyor musun?'diye bağırıp son anda kurtulma çabaları gülmemek için kilitlenen dudakların kıvrılmasına neden oldu."Hiç sanmıyorum, bir yerlerimde çizik istiyorsam bu yatakta olmalı,talim alanında değil ." Robert yarım ağız kardeşine gülerken onun ne kadar zorlandığının farkındaydı.
Arthur bugün zorluyordu. Hem kendisini hem de karşısındakini ölesiye yoruyor fakat asla pes etmiyordu.
Hırsını talim alanına savurabilmek için kılıç sallıyor ve her darbe indirişinde kararan yüz ifadesi kardeşi için endişe duymasına neden oluyordu. Ama yinede eğlenmediģini söyleyemezdi.Bartley Arthur'dan gelen ve bir öncekinden daha sert hamleyi savuştururken uzun süre Logan'a attığı masumane bakış yanıt bulmuş ve Logan'la yer değiştirmişti.
Robert'a doğru yürüdüğünde "Sen de kardeş misin ha? Ölmek üzereydim " diye bağırıp omzuna bir yumruk attı. Sonra Logan'a dönüp seslendi "Bundan sonra sen benim kardeşimsin Logan"
Logan Bartley'in kedi yavrusu gibi attığı bakışlara artık dayanamayarak onunla yer değiştirmeyi kabul etmişti. Uzaktan ne kadar zorlandığı açıktı ki Bartley çoğunlukla kılıç değil hançer kullanıyordu. Yine de iyi idare etmişti. Hem Arthur'la Bartley'den daha iyi baş ediyordu . Bunda Arthur'un da artık yorulmuş olmasının payı büyüktü tabi.
Arkadaşını anlıyor ve öfkesini atabilmesini umuyordu. Üstüne binen yük o kadar fazlaydı ki anlayışlı olmaması işten bile değildi.Bartley'in cümlesi onu güldürürken Arthur' la kendisinin kılıcı birbirine çarptı ve kulakları sağır eden bir ses duyuldu. Bileğinin etrafında ters dönerek bu baskıdan kurulunca Bartley'e bağırarak konuştu.
"Tanrı korusun Bart. Senin gibi bir kardeş beni katil yapabilirdi.""Sen zaten bir katilsin Logan. Kalbimi kırıp parçaladığının farkında bile değilsin " diyen Bartley korkuluklara yaslanarak kalbini tuttu.
"Senin bir kalbin yok Bartley. Senin olsa olsa kocaman kapanmak bilmeyen bir çenen var " Johnson'un cümlesi Bartley hariç herkesi güldürürken devam etti. "Batair'in ormanda kırmış olmasını diliyordum."
"Size bir şey söyleyeyim mi?" Herkes Bartley'in sözüyle ona dönünce "Kızların güzel popomdan sonra en sevdikleri şey bu laf ettiğiniz çenem. O yüzden o konuşurken saygıyla eğilmeniz gerek ."
"Batair nerde ?" Soruyu soran Christy'di. O da pür dikkat Arthur'u izliyor ve Batair'in Arthur'u sakinleştireceğini düşünüyordu büyük ihtimal.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşlerimin Kızıl Saçlı Kızı(Tamamlandı)
Ficción históricaArthur McQueen, geçmişinde kabusu olan kızın on yıl sonra hayali olacağını bilebilseydi kendisini öldürmeyi tercih ederdi hiç şüphesiz. " Senden nefret ediyorum Arthur McQueen. Senden ve içimde uyandırdığın duygulardan nefret ediyorum '' " Hayır...