9

548 32 3
                                    

Daracık sokakları, antik evleri, yemyeşil doğası ve beyaz evleriyle bodrum çok güzeldi.Bodrumun çarşısı geldiğimizde kalabalık olması rahat ilerlememizi engel oluyordu, hediyeliklere baktım.Bütün her şey birbirinden güzeldi anneme ,babama ve kardeşlerime bir şeyler aldıktan sonra kendime de birkaç bir şey aldım.Yine bir şeyler bakınırken ileride çocukların ellerindeki oyuncaklarıyla üfleyerek baloncuklar yapıyorlardı.Tabancalı olanları da vardı. Çucukluğum da en sevdiğim oyuncaklarım dandı .Yanlarına gittim.
"Merhaba bir kerede ben kullana bilir miyim?"
"Tabi abla al..."
"Yine çocukluğuma dönmüştüm.Balkona çıkıp ordan aşağıya birsürü yapardım insanların üzerlerine düşerdi .Nerden geliyor diye baktıklarında saklanırdım .Hevesimi alınca çucuğa oyuncağını geri verdim.
"Teşekkür ederim küçük yakışıklı al..."
"Önemli değil abla"Çocukların yanından ayrılıp etrafıma baktım sudeyi bulmak için hala bir şeyler alıyordu .Sude her zaman ki gibi alış veriş denince hep abartırdı,sudenin yanına gittim.
'Sude abartma istersen nasıl taşıyacaksın o kadar şeyi?"
"Ne yapayım hepsi birbirinden güzel ."
"Tamam sude hadi bir şeyler yiyelim çok acıktım.Hem ayaklarım ağırdı yürümekten."
"Tamam hadi gidelim.Baya da almışım ,melek bana yardım etsene hepsini taşıyamıyorum."
"Hiç kusura bakma sudecim ben seni uyardım benim aldıklarım bana yeter."
"Lütfen yardım etsen biraz hıı..."
"Şimdiye kadar ettim ama şimdi etmeyeceğim çünkü bir şey alırken ikinci kez düşünürsün buda sana ders olsun."
" Ne kadar kötüsün melek hiç acımıyor musun bana, sen iki üç tane almışsın ."
"Ben acımasam seni niye uyarayım."
"Çok kötüsün ya..."
Sude söylene söylene aldıklarını taşıyordu.Yemek yiyeceğimiz yere biraz daha vardı. Sude baya yorulmuştu, ona daha fazla kıyamadım.
"Ay kıyamam ya hadi ver birkaç tanesini sana bu kadar ders yeter."
"Ay cidden mi?"
"Evet niye şaşırdın ki?"
"Sen bir kere hayır dedin mi dönmezsin kararında da o yüzden."
"Bazen merhametim ağır basıyor ne yapalım"
"Tamam o merhamet gitmeden al "Sude o kadar yorulmuştu ki yemek yiyeceğimiz yere geldiğimizde kendini sandalyeye zor attı.Yemek yedikten sonra otele döndük .Sude ile gülerek asansöre yönelmiştik ki asansörden inen Ömer soyderle karşı karşıya geldik.
Onu görünce biran durakladım."İstemediğin ot burnunun dibinde biter." derler ya benimki de o misal onunla karşılaşmamak için o kadar uğraştım yine olmadı.Oda beni görmüş olmalı ki ,oda bir an durakladı.Göz göze geldik.

GEÇMİŞİMDEKİ SIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin