Cadılar

58 17 2
                                    

  Sanıyorum ki,yeni bir hikayeye göre oldukça iyi gidiyoruz.Tüm bu vote'lar ve yorumlar için sizlere çok teşekkür ediyoruz.Umarız bu bölümü de diğerleri kadar seversiniz ^^ 

  

Annemin söylediği son şey o kadar saçmaydı ki kahkaha atmaya başladım. Annem bana endişeli bir şekilde bakıyordu. "Dea, onu asla insan dünyasında yetiştirmemeliydin. Sonunun böyle olacağını biliyordum. Tanrıça aşkına kız kafayı yedi." Lilith beni gösteriyor ve sinirli bir şekilde konuşuyordu. Annem Lilith'e dönerek soğuk bakışlarına karşılık verdi. "Evet onu Pagan tehlikesi altında büyütmek daha mantıklıydı değil mi? Lilith kollarını göğsünde kavuşturdu ve gözlerini devirdi.

   Derin bir nefes aldım ve gülümseyerek konuştum. "Şimdi de şapkanızdan tavşan falan mı çıkaracaksınız?"
   Hamara omzuma dokundu ve sıcak bir gülümseme ile konuştu. "Tatlım sana çılgınca geleceğini söylemiştik değil mi?" sesi çok sevecendi "Ve sen de sonuna kadar dinleyeceğine söz vermiştin." Hala gülerken başımı salladım ve yatağa oturdum. "Dinliyorum."
   Annem bir sandalye çekerek karşıma oturdu. "Sana gerçekleri anlatacağım." dedi. "Bazı insanlar vardır, diğerlerinden daha özeldirler. Onların diğerlerinden farklı olarak doğa üstü güçleri vardır. İşte biz bu insanlara Cadılar ve Paganlar diyoruz. Cadıları ve Paganlar arsındaki tek fark Paganların kin dolu cadılar olmalarıdır. Onlar hırslarıyla yaşarlar. Amaçlarına giden yolda karşılarına çıkan her şeyi ve herkesi gözlerini kırpmadan öldürürler. Cadılara gelirsek, cadılar daima sevgi doludur. Azim ve hırs arasındaki farkı bilirler. Ve sen de bir cadısın Sarah. Tıpkı ataların gibi."
"Atalarım?" kaşlarımı kaldırarak anneme baktım.
"Cadılar, insanlarla birlikte varoldular. Başta insanlar onlara değer verdi, yeteneklerine saygı duydu ve yeteneklerinden yararlandılar. Cadılar da onlara seve seve yardım etti. Fakat ilerleyen yıllarda yaşanan birkaç kaza, ölüm ve salgın hastalıktan sonra halk cadıları suçladı. Oysa cadıların yaptığı tek şey hastalığa yakalanan insanları tedavi etmekti. İnsanlar onları dinlemedi, cadıları yargılamaya, diri diri yakmaya ve çeşitli işgenceler uygulamaya başladılar. Artık cadılara güvenmiyor, onları iblis olarak görüyorlardı.
   Cadılar göç etmek zorunda kaldılar. Çok uzaklara gideceklerdi. Ancak bu yolculuk o kadar zorluydu ki yolda kabilelere ayrıldılar. 4 kabile: toprak kabilesi, su kabilesi, hava kabilesi ve ateş kabilesi. Ve hepsi farklı yerlere göç ettiler. Tekrar bir araya gelebilmeleri için Salem cadı mahkemelerinin başlaması gerekecekti.
   Toprak kabilesi bu gün Afrika olarak bilinen topraklara taşındı. Halk onları kabul etti. Cadılar ve Afrikalı kahinler birbirlerine bildiklerini öğretti.
   Su kabilesi bu günlerde Norveç adı verilen soğuk topraklara taşındı. Cadı olduklarını gizlediler.
   Ateş kabilesi Asya kıtasına yayıldı. Ateş kabilesi burada hoş karşılandı, kısa sürede iyi anlaştılar. Hatta Asyalıların ejderha kültürünün ateş kabilesinden etkilenerek ortaya çıktığı söylenir.
   Ve hava kabilesine gelince Salem adı verilen küçük bir kasabaya taşındılar. Kasaba büyük bir ormanın ortasına kurulmuştu.Başta her şey güzeldi. Cadı olduklarını herkese açıklamıyor, temkinli davranıyorlardı. Ne kadar temkinli davranmaya çalışsalar da sonunda halk tarafından öğrenildi. Sonrasında kasabaya bir din adamı taşındı. Vaazlarında büyüyü lanetliyor, büyücülerin ölmesi gerektiğini savunuyordu. Halkı kısa sürede galeyana getirdi. Bu cadıları rahatsız ediyordu ve cadılar taşınıp taşınmamak üzerine tartışıyorlardı. Cadılar bir kurul topladı. Kurul her hafta bir kez toplanıyor, bu durumu tartışıyorlardı. Olayların başladığı zaman kurul toplanmıştı. Taşınmaya karar verdiler. Kurul bitmek üzereyken toplandıkları evin kapısı kırılarak açıldı. Birkaç köylü ellerinde tırmıklar ve bıçaklarla evin içine doluştu. Din adamı onlara öncülük ediyordu, onlara buldukları her cadıyı öldürmelerini söyledi. O gün orada büyük bir vahşet yaşandı. Cadıların bir kısmı öldürüldü, bir kısmı tutuklandı bir kısmı ise kaçmayı başardı. Tutuklananlar şehir meydanında diri diri yakıldı, köpek balıklarıyla dolu bir denize atıldı, uzuvları kopartıldı.
   Kaçanlar ise su kabilesinin izini buldu. Su kabilesinin bulunduğu yerde isyanlar baş göstermekteydi. Birlikte tekrar yollara düştüler önce ateş kabilesinin sonra da toprak kabilesinin izini buldular. Ve en son Arizona'ya taşındılar. Ormanda hep birlikte bir köy kurdular. Bu köyü gizlemeleri gerekiyordu. Aralarındaki en güçlü cadı bir tür büyü yaptı. Bu büyü köyün bulunduğu yeri haritadan siliyordu. Ve böylece Sarah, bizlerin yeni vatanı Arizona oldu."
   Ben annemin anlattıklarını sindirmeye çalışırken odada bir sessizlik oluştu. "Tüm... Tüm bunlar doğru mu?" Annemin gözlerine baktım. Cevap varmesine gerek yoktu, ben cevabımı zaten almıştım.
   Ayağa kalktım ve kollarımı göğsümde kavuşturdum. "Pekala" dedim "Kanıtla."

HEXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin