CINNIA 15

2.2K 47 12
                                    

Bugünlerde oralarda Toki konutları vs yapildi ama 2008 yılında tek bir koy vardı. Şehir merkezinden yaklasik 1,5 saat uzakliktaktiydi.
Köye yaklastim. Yol boyu ne köyden inen bir araba ne de köye giden bir araba vardı. Koyun tabelasi karşıma cikti. Koye girip girmemek arasında büyük kararsızlık yaşıyordum. Telefonla Uludağ Üniversitesindeki profesör hocayi aradım. Kendisine basimdan gecen olayları kısaca üstünden geçerek anlattim ve su an Katir Dağlarında olduğumu soyledim. Kendisi Bursada degildi malesef. Bana musallat olan Cinnianin adini sordu. "Samme" dedim.
"Samme...Samme Afaf cin kabilesindeki cinnialarin isimlerindendir. Bu cinnialar aramice konuşur. Hz Musa doneminde bu cinler yaptığı büyüler ile Hz.Musanin evlatligi Hz.Zubeyr i delirtmislerdir...Dikkat et ogul. Sana yapabileceğim tek sey dua etmek" dedi.
Telefonu kapattım. Koye doğru yol almaya baslayacaktim ki telefonuma mesaj geldi. Mesaj koy muhtarindan geliyordu. "Arabayı bir kenara cek ve bizi ara". Telefonu aldim aradım. Acan muhtardi. Sesinde bir tatsizlik vardı. Neler oluyor diye sordum. Evladım neler yasadiginizi az cok biliyoruz,su an nerede ve ne icin oldugunu da az cok tahmin ediyoruz. Biliyorum cok zamansiz oldu ama dedi. Ama ne dedim. Annen dedi. Gece koylu kahvede oturuyordu. Annen koy kahvesinin önüne kadar gelip butun köylülere küfür etmeye basladi. Bembeyazdi,kendinde olmadigi belliydi.
O anlattikca ben ağlıyordum. Bilmiyorum siz hic annenizi kaybettiniz mi . Ama o an dunya basiniza yıkılıyor. Gözlerim dolu doluydu,biliyordum her sey benim sucumdu. Muhtar anlatmaya devam etti. "Daha sonra koy meydanından dere kenarına doğru kosmaya basladi. Butun koylu pesinden gittik ama yakalayamadik. Arabalarla gittik yine de yakalayamadik. Dere kenarında anneni boynu kırılmış olarak gördük" dedi. Cocuk,cocuk nerde? dedim...Cocugun da es zamanli olarak ortalıktan kayboldugu ve kimsenin onu görmediğini söyleşiler. Annem ölmüştü. Annem benim yüzümden,benim gittigim dere kenarında öldürülmüştu. Onu cinnialar almisti benden. Canakkaleye donemezdim. Annemi defin ettikten sonta da donecegimi sanmıyordum. Bugun de orda yasamiyorum zaten. Arabaya atladim tekrar ve aglaya aglaya Sammenin koyune girdim.
Annemin olumu beni tabi ki etkilemisti ama niyeyse sanki kendimi onun olmesine hazirrlamisim gibi hissediyordum. Belkide Sammenin koyunden sag cikacagimi dusunmedigim icin anneme bir an once kavusacagimi düşünüyordum o an. Bilmiyorum. Koye hepten yaklasmistim. Virajli yollardan gidiyordum. Hava karanlıkti,etrafta kimse yoktu. Cit dahi çıkmıyordu. Son virajı döndüm ve arabaya yolun iki tarafından cakil taşları firlatilmaya basladi. Nereden geliyordu nasil oluyordu bilmiyordum ama kiyamet gibi cakil tasi yağıyordu. Viraji donene kadar arabanın her yerine taa atıldı,on cam catlamisti ve sonunda virajı donmustum.
Sadece 8-9 tane hanenin oldugu bir koydu. Gozume ilk çarpan sey koyde mezarlığın ve caminin olmamasiydi. Butun lambalar sonuktu. Sanki terk edilmis gibiydi ama evlerin icindeki golgeler belli oluyordu. Cinler gozukmeye basladigindan beri arapça yi yavasa sokmustum. Nelerin konusuldugunu anlayacak kadar arapça biliyordum. Koyde arabayla gezerken fulle yakin olan depo birden bitmisti. Diğer evlerden daha buyuk,konak benzeri bir evin onunde kalmistim. Bu cinlerin bir oyunuydu,hissedebiliyordum.
Arabayla yanasip konagin kapisini tiklattim. Pencereden kucuk bir kiz cocugu kafasini uzatti. Eliyle sessiz ol hareketi yaptı. Pencere arkasındaki gölgeler cogalmisti. Evin icinde bir kabile cinni vardı. Belli oluyordu. Konagin kapisi yavasca acildi. Iceriye doğru girdim. Cok eski bir konakti,dışarıdan iyi gözüküyordu ama içeri girince bir canlinin yasayamiyacagi kadar kirli oldugunu fark ediyordunuz.

Türkiye de yasanmis cin ve hayalet olaylariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin