Annem gece çekirdek almak için beni bakkala gönderdi. Hiç 12 yaşındaki çocuk gece saat 12'de bakkala gidermi. Herşeyi tam olarak hatırlamasamda herşeyi size anlatmaya çalışacağım. Başlayalım. Gece annem beni saat 12'de bakkala gönderdi. Bakkalda pek yakın değil. Bakkala giderken arkamdan biri beni takip ediyor gibi hissettim. Arkama döndüğümde kapişonlu birini gördüm. Cinsiyetini pek ayırt edemedim. Hem kapişonlu hemde gecenin karanlığı. Benim yaşımdaki her çocuğun korkacağı gibi bende korktum. Hemde elindeki bıçakğı görünce. Etrafta sokak lambasıda yokken korkmamak elde değil. Herneyse bakkaldan çekirdeği aldım ve eve dönerken beni takip etmeye devam ediyordu. Tam bakarken yolunu değiştirdi. Daha sonra korka korka eve gittim. Eve gittiğimde direk odama gittim ve uyumaya çalıştım. Ama korkudan bir türlü uyuyamıyordum. Çünkü biri odamın camına sürekli taş atıyordu. Camdan bakmaya çok korkuyordum. Bütün cesaretimi topladım ve cama çıktım. " Lanet olası!" Salak arkadaşım Carl kafama taş attı. Canım çok yanıyordu. Carl bana birşey anlatmaya çalışıyordu ama aldırış etmedim. Salona annem ve babamın yanına giderken bir baktım arkalarında bir zombi vardı. Annem ve babama seslendim ve beni korumaya çalıştılar ve hemen mutfağa gittik ve bıçak satır ne bulursak aldık. Anem arkası dönük olduğu için gelen zombiyi farketmedi ve annemde onlardan biri oldu. Daha sonra Carl'ın çığlıklarını duydum ve babama şöyle dedim:
-Baba sen bunlarla ilgilen ben Carl'ı alıp geliyorum.
Carl'ı aldım ve eve geçtik babam diğer zombileri halletmişti. Carl'a bir kaç tane bıçak verdim. Ve yola çıktık. Kendimi ağlamamak için zor tutuyorum. Ben ağlarsam babamda üzülür. Biliyorum ne olduğunu anneme. Kendini kontrol edemiyor. Annemin yapmak istediği tek şey o bedenden çıkıp kendi bedenine girmesi ve bu imkansız gibi birşey. Annemi çok seviyorum bu yüzden onu öldürmek istemiyorum. Ama yapmak zorundayım. Babamın neler hissettiğini anlayabiliyorum. Ben ne hissediyorsan iki katını babam hissediyor. Hayat arkadaşını öldürmek zorunda. 14 yıl birlikte yaşadılar ne beklersin ki. Biraz gittikten sonra araba gördük ve markete doğru yol aldık. Markete vardığımızda markette kimse yoktu ; belki vardı. Babam belki biri vardır diye seslendi. "Hey kimse varmı?" Babama sessiz olmasını söyledim. Eğer bağırırsa o yaratıklar bizi bulabilirler. Bir ses. "Kasanın yanındayım yardım edin." Adam korkudan hiç bir yere gitmemiş. Açlıktan ve susuzluktan ölmek üzere. Carl ve ben adamın yanında kaldık. Babam yiyecek ve su getireceğini söyledi. Babam bir çanta bulmuş ve içine bisküvi, hazır yiyecekler ve su koymuş. Adama yardım ettik ve nihayet kendine geldi.