AYLİN
Havaalanına giriş yaparken hala bir umut Rüzgar'ı bekliyordum. Belki köşeden elinde bir buketle çıkar , beni affet der. Belki gelir beni öper ve hiç ayrılmayız. Ancak son çağrıdan sonra içimdeki umutlarımda başka baharlara göç etti. Cem'in kolumda hissettiğim eliyle irkildim. Şu anda Cem ile evlenmek için İstanbul' a değil de , Rüzgar ile Bodrum'a tatile gidebilirdim. Gözyaşlarıma engel olmadım. Cem gözyaşlarımı silerken bana doğru baktı. " Aylin hala bir şansın var. İstersen.." dediğinde elimle susturdum onu. " Seni seçtim Cem." dediğimde bana tekrar sarılıp saçlarımı kokladı. " Ben zaten en başından seni seçmiştim." dediğinde gülümseyemedim bile. Cem kendi seçtiğine kavuşurken, ben asıl seçtiğim kişiyle aramıza kilometreler eklemek üzereydim.
Uçağa doğru ilerlemeye devam ediyorduk ki Rüzgar'ın sesine benzer bir ses duyduğuma yemin edebilirdim ancak Cem'in hızlıca beni içeriye sokmasıyla yanıldığımı anladım. Uçağa yerleştiğimizde Cem cam kenarına kendisi geçmek istemişti. Bulutları görmek istiyormuş. Bir şey demedim ve etrafımı incelemeye başladım. İlerideki bir kadın ilgimi çekmişti. En az 25 inde olan bu kadının güler yüzlü bir ifadesi vardı . Gülüşü içtendi. En son ben ne zaman böyle gülebilmiştim? Ah evet 5. sınıfa geçmeden yıl önce. Her ne kadar hayal kırıklıklarıyla dolu olsam da Rüzgar'a teşekkür borçluydum. Onu sevdiğim için. Bu güzel duyguyu bana verdiği için. Cem'e baktığımda dışarıya öfkeli ve biraz dalgın bakıyordu. Havaalanında birisini mi görmüştü? Doğrusu umursamıyordum bile. Yarın İstanbul'a varacak ve yıldırım nikahıyla evlenecektik. Gözyaşları üzerine kurulu bu hikayemi artık noktalamalı ve sevildiğimi hissetmeliydim. Uçak kalkışa geçince hostesin uyarılarıyla kemerlerimi taktım. Hazırdım. Son damlalarımı döktüğümü düşünerek kendimi avuttum ve gözlerimi kapattım.
RÜZGAR
Havaalanına son sürat arabamı sürüyordum. Yan koltuktaki Aylin için aldığım bukete bakıyordum. Bu buket kırmızı güllerden oluşuyordu. Çiçekçi kadın eğer bir itiraf etmek istiyorsam kırmızı gülü önermişti. Aylin'e beni beklemesini ve Nilay'ı en kısa sürede unutacağımı söyleyecektim. Havaalına girdiğimde Aylin'in bineceği uçağın son kalkış anonsunu duyarak koşturmaya başladığımda Aylin ile Cem'i sarılırken görmüştüm. Elimde kırmızı güller ilk defa bir kızın peşinde bu kadar koşmuşken ben o Cem'i seçtiğini bir kez daha göstermişti. Onun beni gerçekten sevdiğine inanmıştım. İlk defa ben aşka inanmıştım..! Arkalarından seslendiğimde Cem uyuzu bana baktı ve hızla Aylin'i içeriye soktu. Bir umut camlardan görürüm derken yine onun meymenetten yoksun suratını görmemle hayallerim yıkılmıştı. Uçağa çıkmaya çalıştığımda kapıdaki görevli beni durdurdu. " Beyefendi biletiniz var mı?" dediğinde köpürüyordum. " Başlatma biletine. Ben istesem burayı satın alırım ." diyerek onu itmeye kalkıştığımda başka bir kişi daha gelip kollarımı tuttu. Pes ettiğimi belirterek geri döndüğümde durakladım. Elimdeki buketi görevli uzattım ve kulağına fısıldadım. " Bunu Aylin Görkem'e verir misiniz?" dediğimde " Kimden diyeyim?" diye sorduğunda alaylıca gülümsedi. " Mahvettiğinden dersin."
AYLİN
Bir görevlinin yanıma yaklaşmasıyla oturduğum yerden doğruldum. " Aylin Görkem siz misiniz?" dediğinde başımı şaşkınca sallıyordum. Görevli buketi bana uzattığında uçak da havalanmaya başlamıştı. " Bu kimden?" dediğimde görevlinin yüzündeki mahzun ifadeye bakmamaya çalışıyordum. " Mahvettiğinizden " dedi ve arkasına bakmadan gitti. Ne demek istemişti? Mahvettiğim kimdi? Buketin içinde bir not bulmaya çalıştığımda bulamadım tam yanıma koyacaktım ki yere bir kart düştü. Kalp şeklindeki bu kalp'in üstüne oldukça düzgün bir el yazısıyla " Beni Affet" yazmışlardı. Parçalar kafamda toparlanmaya başladığında ayağa fırladım. Elimdeki buket Cem'in üstüne düşünce Cem daldığı uykusundan uyanarak bana baktı. " Aylin sen iyi misin?" dedi gözlerini ovuşturup. " E-evet çok iyiyim. Bir şey soracağım. Sence bu uçak yere inebilir mi?" dediğimde endişeyle yüzüme bakıyordu. " Aylin yoksa vaz mı geçtin?" dediğinde yerime oturdum sakince.. Onun gözlerindeki hüzün içimi burkmuştu. O beni severken bir buket uğruna onu yarıyolda bırakamazdım. " Hayır . Sadece merak ettim. Hani mesela fenalaşan felan olursa diye." dedim daha da sıkarak. Kafamdan atığım bu sözlere inanmıştı Cem. " Sağlığınla ilgili bir sorun varsa..." dediğinde yine sözünü kestim. " Hayır , hayır. Sadece merak ettim." dedim. O da kafasını " Bilmem" der gibi salladı ve tekrar gözlerini kapattı. Ben de yönümü öbür tarafa döndüm ve gözyaşlarımı görmemesi için dua ettim. Hayır bu kartı gönderen o olamazdı. Hayır Rüzgar olamazdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hey Aptal..! #Wattys2016
Teen FictionAptallık ve Zekiliğin ayrılıp birbirlerine savaş açtıklarını hangi aşkta görebilirdiniz ki? Rüzgar aptallığa karşıydı, Aylin Rüzgar'sızlığa. .Birisi nefesini öbürü için alırken, diğeri nefesini sadece kendisi için alıyordu... Peki kim bir başkasını...