Yorgunluktan içi geçmişti yerinden doğrulup ayağa kalktı odaya güneş ışıklarının girmesi için perdeyi araladı yanlış mı görüyordu yoksa eli benzin bidonlu adamlar benzini evin duvarlarına mı döküyorlardı şok etkisiyle orda dona kaldı inanamıyordu tefecilerin bu kadarını yapacağı aklının ucundan bile geçmezdi. Aşağıya koşarak indi sakinleşmeye çalışarak bir bardak su içti. Adamların sesleri kulağına kadar geliyordu. Başka çaresi kalmamıştı. buradan çıkamazdı işi bitmişti. adamlar dökme işlemini bitirince evi ateşe vermişlerdi Belis çaresizce ağlıyordu. Kendinden nefret ediyordu. aptalın tekiydi ne diye borçlanmıştı ki duman iyice evini sardı Belis'in daha fazla gücü kalmamıştı kendini ölüme terk etmişti ki kapının aralanmasıyla gözüne ışık vurdu "iyimisin?" diyordu tanıdığı bir sesti kendinde olmadığı için nolduğunu zar zor anlıyordu ona seslenen ses iyice artmıştı "iyimisin?" diyordu hala daha, gözünü araladığında Uras'ı görmüştü "yine beni kurtarmıştı. kahramanlıkta baya çığır açtı bu çoçuk "diye mırıldanıyordu. Uras "sus sessiz ol kendini yorma" demesiyle gözlerini yumdu Uras onu kucağına alıp . ateşlerin arasından geçmeye çalışmıştı arkadan tetik sesinin gelmesiye Uras olduğu yerde kaldı Belis'i kucağından indirip boğuk sesiyle "git burdan çabuk" demişti. belis " hayır noluyor" diye bağırmıştı. Uras "git dedim sana" diye tekrarladı belis "hayır gitmiycem" diye inat ediyordu Uras'ı burda bırakamazdı. adam silahın tetiğini çekmiş bize doğru uzatıyordu Uras belise siper olmuştu. tanımadığı bir kız için kendini ölüme terk ediyordu "Delirmişsin sen, asıl sen git burdan bu benim meselem"diye Uras'ı itekledi Urasla itiş kakışları baya sürmüştü silah sesi duyuluncaya kadar böyle devam etti Uras artık durmuştu yavaşça yere doğru inmişlerdi Uras kanlar içinde yerde yatıyordu adamlar artık kaçmışlardı Uras kalk lütfen diye ağlıyordu belis hepsi onun yüzündendi böyle ölemezdi ..........
çığlıkla yatağından doğruldu yine kabus görerek uyanmıştı saat gecenin ikisiydi kabusunda Urası görmüştü daha bugün tanıştığı adamı ama baya etkilenmişti ona birşey olacak diye korkuyordu bulaştırma malıydı belasına eline telefonunu aldı bir sürü cevapsız arama ve mesajlar gelmişti şaşkınca mesajlara baktı "nerdesin, hemen gelmen lazım arkamdalar" buda kim diye telefonu yatağın üzerine fırlattı ayağa kalkarak kuruyan boğazını geçiştirmek için yutkundu yatağın yanındaki sürahiden su doldurarak yavaşça işti başı çatlıyordu başını hafifçe okşayarak ağrısını çekirmeye çalıştı. biraz olsun kendine gelebilmişti aklına telefona gelen mesajlar geldi eline alarak tekrar baktı ya uras'sa diye düşünceler geçti aklından "saçmalama Uras benim numaramı bilmiyor ki ya bir şekilde bulduysa " diyerek paltosunu alıp kendini dışarı attı Uras'ı bulmalıydı onunda başını belaya sokamazdı eli cebindeki telefonu aradı yoktu cebinde telefonu evde unutmuştu "çok güzel" diye içinden mırıldandı numaraya geri dönmek aklının ucundan bile geçmemişti kim olduğunu tam anlamadan kendini dışarı attı Uras olma ihtimali onu korkutmuştu bu kabustan sonra iyice paranoyak olmuştu. hızlı adımlarla,adamların onu sıkıştırdığı yere gitti tam kimse yok deyip geri dönmek üzereyken kulağına bazı sesler geldi oraya doğru döndüğünde adamları gördü hafifçe öne doğru geldi ne konuştuklarını anlamaya çalışıyordu adamlar birinden bahsediyorlardı "elinizden nasıl kaçırırsınız pislik herifler" diye bağırıyordu hemen ahşap evin duvarının kenarına saklandı bu adamlardı aradığım peki Uras nerde ki diye düşünceler geçirdi aklından " o kahpe kız yüzünden herşey" dedi siyah paltolu kafası kel adam "bu bana mı dedi bunu diye sinirlendi Belis önüne gelen taşı adamların yanında duran siyah jipin camına atmıştı adamlar kızı farkeder etmez "iste orda" diye koşmaya başlamışlardı. Belis kendinde değildi napmıştı böyle sinirlerine hakim olamıyordu şimdi mahvolmuştu toparlanıp arkasındaki yoldan dümdüz koşmaya başladı yardım edecek kimse mi olmaz bağırsa adamları iyice peşine takardı napcam ben şimdi diye kendine saydırıyordu adamların sesleri gitgide yaklaşmıştı artık takati kalmamıştı bir adım daha atsa yere yılıp kalırdı tam pes etmişti ki kolundan biri çekip iki duvar arasındaki dar bir alana doğru sürükledi onu