16. Bölüm

108 12 77
                                        

Knock...knock...knock...

Sınıfın çalınan kapısıyla bölündü tüm öğrenciler için bir işkence olan biyoloji dersi. Enzimleri büyük bir iştahla anlatan öğretmenin elindeki kalem durdu gelen sesle ve kafasını kapıya çevirdi merakla. Nöbetçi öğrenci küçük bir özür mırıltısıyla yöneldi öğretmene.

"Luhan, Baekhyun, Kyungsoo, Yifan ve Yixing'i müdür bey çağırıyorlar öğretmenim."

Sınıfa kısa bir göz gezdirdi önce yaşlı bayan. Ardından bakışlarını ayaklanan öğrencilere çevirdi. Kim bilir ne yaptılar diye geçirdi içinden.

"Hadi çıkın çocuklar."

Gözlüklerinin üzerinden çıkanları süzükten sonra kitabını alıp derse devam etti.

"Evet çocuklar nerede kalmıştık bakalım?"

----------------

"Gir!"

Otoriter ve kalın sesiyle herkesin ürkmesine sebep olan fizik öğretmeni sinirli bakışlarını dersinin bölünmesini sağlayan öğrenciye dikti. Resmen nöbetçinin üzerinde lazerli bakışlarıyla delikler açacaktı.

"Ne var? Ne diye dersimi bölüyorsun?"

"Pardon hocam ama Minseok, Joonmyeon, Chanyeol, Tao, Sehun, Jongin ve Jongdae'yi müdür bey çağırıyorlar müsaadenizle."

Sıralarından ayaklanan çocuklar bu sefer delici bakışların esiri olurken hiç acele etmiyorlardı.

"Çabuk olun. Daha fazla dersimin bölünmesini istemiyorum."

Meraklı gözler ve ağır adımlarla sınıfın kapısına yönelen gruba söyledi öğretmen. Sınıfın göz devirmesini sağlayarak. Bir dakika bile sürmeyen bu arada çıkan uğultuyla iyice deliye döne öğretmen arkalardan bir çocuğa kalem fırlattı.

"Kesin çenenizi ve dersime odaklanın. Herkes bu dersi dinleyecek!"

------------------

Müdürün kapısında karşılaşan grubun bakışlarına endişe tohumu ekiliyordu yavaş yavaş.

"Ne oldu ki şimdi?"

"Yaa yine ne yaptık biz yaa?"

"Jongdae varya bu da senin başının altından çıkarsa elimden çekeceğin var."

Yixing gözlerini kısıp sinirle Jongdae'ye bakmaya başladı.

"Girelim hadi."

Kris gerginliği fark edip öne çıktı ve müdür odasının kapısını tıklattı yavaşça. İçeriden gelen onaylayıcı ifadeyle kapıyı açtı ve sırayla girdiler onları neyin beklediğini bilmedikleri odaya.

"Geçin çocuklar. Geçin bakalım."

"Bir şey mi oldu hocam?"

"Soruyor musunuz birde evladım?"

Bu sefer konuşan Suho oldu.

"Pardon hocam ama biz neden bahsettiğinizi bilmiyoruz. Açıklar mısınız biraz?"

"Bakın çocuklar. Yaptığınız şey çok kötü bir davanış. Bunu alışkanlık hâline getirirseniz sizinle yollarımızı ayırmak zorunda kalacağız."

"Yaa artık ne yaptığımızı söylesende biz de bilsek!"

Chen sinirle ileri atılınca müdür boğazını temizleyip devam etti.

"Kopya çekmenizden bahsediyorum."

"N-ne? Ne kopyası?"

Müdürün masasının önünde ayakta bekleyen öğrencilerin sinirden gözleri seyirmeye başlamıştı.

APRILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin