6.BÖLÜM
“Aman Tanrım!” diye bağırdı Julia çekinmeden. Harry’nin yüzünde küçük bir tebessüm belirdi. Babam ise sorgulayıcı bir ifadeyle bakıyordu. Tanrı aşkına! Onun burada ne işi vardı? Bu çok… Saçmaydı!
“Ah, selam.” Dedim. Hadi hep birlikte beni ateşe atalım…
Babam kaşlarını kaldırdı. “Clarie?” ses tonu yutkunmama sebep oldu. Şaşırmıştı ve haksız sayılmazdı. Daha önce hiçbir erkekle duygusal ya da fiziksel bir temasta bulunmayan uslu kızını evinde ziyarete gelen ilk erkek bir pop stardı. Durum cidden fenaydı.
“Babacığım. Harry… Benim arkadaşım. Etkinlikte konser verecekler. Sanırım sormak istediği şeyler var.” Diye açıklamaya çalıştım. Lütfen inansın. Lütfen… Harry beni desteklemek ister gibi başını salladı. “Evet. Aklıma takılan bazı şeyler var.” Gözlerini üzerime çevirdi. “Clarie’ye birkaç şey sormam gerek.”
Bu cidden çok bariz bir imaydı. Lanet olsun!
Julia hızlı adımlarla babamın yanına ulaştı ve koluna girdi. “Sanırım Geometriden kalacağım baba. Bana yardım etmen gerek. Acaba…” diye bir şeyler zırvalarken onu çekiştirmeye başladı. Scott bu kıza ne yapmıştı böyle? Babam dönüp bana sert bir bakış attı. “Acele et Clarie.” Dedi gözlerini üzerime dikip. Onu başımla onayladım. Babam ve Julia salona girerlerken bende derin bir nefes alıp geride kalan birkaç merdiveni yavaşça indim ve Harry’nin karşısına dikildim.
“Aklını mı kaçırdın?” diye sordum hızla. Gözlerini evin içinde dolaştırdı. “Beni içeri çağırmayacak mısın?” dudağını büzdü. Yapmacık bir kahkaha patlattım. “Tabi ki hayır.” Dedim net olamaya çalışarak. Gerçi gelip bir odamı görseydi ve…
İç sesimden nefret ediyordum!
Kararlı olduğumu göstermek ister gibi dışarı doğru bir adım attım ve kolunu tutup onu da çektikten sonra kapıyı kapattım. Omuz silkti. “Sana hak veriyorum. Bugün olanlardan sonra bana karşı koymanın kapalı bir alanda daha zor olacağına eminim.” Ukala sırıtışı yüzüne yerleşince gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Sinir bozucu olan kısım kuşkusuz haklı olmasıydı.
“Bugün olanlar…” diye söze başladım ama gerisini getiremeyeceğimi fark edip susmayı tercih ettim. Harry aklımı başımdan almaya sebep olacak bir tavırla yüzünü öne eğip gözlerini gözlerime dikti. “Buraya geldim çünkü bugünkünün ilk öpücüğün olduğuna beni ikna etmene ihtiyacım var.” Kısık ve seksi ses tonu yine iş başındaydı. Of. İçerde babam vardı. Şuan onu öpmeyi düşünmemeliydim. Evet. Tabi. Çünkü o pembe dudakları yalnızca birkaç santim uzağımdayken bu çok kolaydı!
“Öyle. Yani ilkti.” Dedim ama sonradan buna gerçek bir cevap beklemediğini fark ettim. Nefesimi tutup üzerimde ki etkisinin kaybolmasını bekledim.
Olmadı.
“O halde Watson… Sana ilk öpücüğünü veren birini artık geri çevirmezsin.” Suratında ilk kez sevecen bir tebessüm oluştu ve bu kalbimin durmasına sebep olabilirdi. Bana ilk öpücüğümü vermişti. Aynı zamanda unutulmaz bir an bahşetmişti. Julia’nın söyledikleri beynimin içinde dolanıp duruyordu. Ya Harry Styles gerçekten benden hoşlanıyorsa… Bir anda o kadar da imkansız görünmedi. Arkadaşlarına beni anlatmıştı ve onlar merak ederek gelip benimle tanışmışlardı. Üstelik Harry kaç kez etkinlik alanına gelmişti. Hiç umurunda olmayan biri için bunu neden yapacaktı ki? Mantıklı başka hiçbir sebebi yoktu.
En azından beni diğer çıktığı kızlar gibi öylece yatağa atamayacağını ispatlamak için elimde bir fırsat vardı. Styles’la sıradan bir gece ne kadar kötü olabilirdi. Belki de önyargılarım yersizdi. Hafifçe gülümsedim ve kollarımı bağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Cheeky Prince (Harry Styles Fanfiction)
FanfictionTanıştığımız andan itibaren emin olduğum bir şey vardı. Harry Styles karşıkoyulmaz bir erkekti. Benim gibi tek ve gerçek aşkını bekleyen bir kız için bile.. Kitap tamamlanmıştır.