Şimdi. Ben hikaye yazmaya 2010da başladım ama buraya koyduğum ilk hikayem. Önceki hesabımda okunuyordu ama kapatmak gibi bir salaklık yaptım bugün :D Sonra tekrar açtım, arkadaşlarımın isteğiyle. 5 bölümü bir bölüme yayınlıyorum. Umarım okumaya devam edersiniz. Bir de söylediğim şarkıları açarak dinleyin. :')
Yorumlarınızı esirgemeyin beni için düşünceleriniz ve sizler değerlisiniz <3
1.Bölüm
(Led Zeppelin - Stairway to Heaven )
Saat yarımı geçiyor, New York caddelerinin ıssız olanlarından birinde yalnız başıma yürüyorum. Yalnız mı dedim? Ah pardon, müziğim ve kulaklığımla beraber tabii ki. Neyse işte. Cadde boş ve hiç kimse yok. Eve gitmek istemiyorum ailemle kavga ettik, sevgilim Tayland’da, arkadaşlarım turla beraber Türkiye’ye döndü. Bense her gün dana gibi yatıyorum. Düşüncelerim telefonumun çalmasıyla sona eriyor.
“Evet?.”
“Deniz!”
“Cass? İnanamıyorum. Seni çok özledim”
“Bende seni. Bu özleme bir son verebiliriz ha, ne dersin?” dedi gülerek. Şaşırdım çünkü gelmesine daha 1 ay vardı.
“Nasıl yani? Gelmiş olamazsın çünkü daha 1 ay var gelmene. Değil mi?”
“Evet öyleydi ama planlar değişti. Ben evdeyim şu anda ve burada olmanı istiyorum, gelsene?”
“Bir de soruyorsun Cass. 15 dakikaya ordayım.” Diyip kapattım telefonu ve evlerine doğru gidiyorum.
Bu çocuğu çok seviyorum . 3 yıldır çıkıyoruz ve bana benimle evleneceğini söyledi. Umarım bir piçlik yapmaz. Çünkü ben hayatımda ilk defa biriyle çıkıyorum, oysa o New York’un bütün kızlarını elden geçirmiştir. Diğer kızlardan farklı olduğumu, kendisini benimle iyi hissettiğini söylüyor ama ne kadar doğru bilemiyorum tabii ki. Evine 150 m kaldı sanırım. Her an heyecandan geberebilirim. 4 aydır Tayland’daydı çünkü. Birde arkadaşlarımın sadece ikisi destekliyor benim Cass ile çıkmamı. Benden 4 yaş büyük olduğu için kızıyorlar bana. En iyi arkadaşım Eda, onunla beraber aynı evde kalıyoruz. Buraya 8.sınıfın yazında lise ve üniversite için geldik. Cass ile daha önceden beri tanışıyorlar ve bana nerden tanıştıklarını ikisi de söylemedi. Bunun altında bir şey var ama öğrenmeyeceğim.
Cass’in evinin zilini çaldım ve bekliyorum. Evi 3 katlı havuzu var, saunası var her bir şeyi var yani. Ailesinden ayrı yaşıyor, adam rahat tabii.
Ve kapıyı açıyor.
“Deniz! ” belime sarılıyor, karşılık veriyorum.
“İçeri almayacak mısın beni?”
“Özlem de mi gidermeyelim Deniz?” gülerek öptüm onu ve içeri geçtim.
“Bavulun nerde? Üstümü değiştirmek istiyorum, gömleklerinden giyeceğim.” Deyince sırıttı. Bende güldükten sonra ciddileşip
“Hayır ” dedim
“Pekala” konuyu değiştirdim
“Ailemle kavga ettim ben yine.”
“Onlar Türkiye’de değil miydi? ” bi yandan soyunurken sorularına da cevap vermeye çalışıyorum.
“Evet, görüntülü olarak konuştuk bugün.”
“Ne söylediler?”
“Sürtük olup çıktın başımıza, şu giyindiklerine bak vs vs.”