HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE AÇIĞIM, LÜTFEN ÇEKİNMEDEN HUHNARCA ELEŞTİRİN (: SİZE İHTİYACIM VAR..
•Genç kadın, kollarını bedenine sarmış rüzgara karşı yol alıyordu. Adeta içinin kasveti gökyüzüne vurmuştu, çaresizce yol alırken cılız ve tedirgin bakışlarını etrafa salmaktan çekinmiyordu.
Şimdi ne olcak? Diye düşündü.
Mevsimin geçti, yaprakların sarardı. Bir zamanlar körpe bedenin canlanamayacak kadar soldu.
Daha da şiddetlenen yağmura göz yaşlarını saldı. Üşüyordu ve korkuyordu. Geleceğindeki belirsizlik ve içindeki kasırga harmanlanıp adeta ruhunu savup savuruyordu. Savrulan ruhu özgürlük talep ediyordu; bedeni ise karşı çıkıyor, direniyordu.Arkadan gelen arabanın, üstüne düşen far ışığını farkettiğinde epey yol alınmıştı. Genç kadının nefesi çekildi ve korkusu hart saffaya ulaştı. Acaba arabayı fark etmemiş gibi yoluna devam etse kurtulabilir miydi?
Tüm hücreleri kaçmasını söylüyordu, teslim olmamasını. Ama kadın çok yorulmuştu. Uğruna savaşmaya değecek bir şey bulamıyordu. Durdu.
Şimdi yapacağı seçim belki de hayatını yönlendirecekti.Parmaklarını sıkıca avucuna kenetledi, gözlerini ise sımsıkı kapatarak başını gökyüzüne doğrulttu ve kendince, titreyen düşünceleriyle şu sözleri fısıldadı:
Gecenin en karanlık anı, şafağa en yakın andır.
Açılan kapının sesini işittiğinde kalan tüm enerjisiyle koştu.
Düşünceleri rüzgara ayak uydurup etrafa saçılırken, ruhunun kalan son demleri düşüncelerin akıbetine benzemeye çalışıp, bu genç bedeni her zamankinden daha çok hırpalıyordu.
Ağacın üstüne tırmanmış 7.yaşının, o mutluluktan kısılmış gözlerini üzerinde hissediyordu.
Ağaca rastgele şekiller kazıyan 11. yaşını, durmuş ve ona endişe dolu gözlerle bakışını..
Aynı zamanda başka bir ağacın altına uzanmış bir elinde kitap bir elinde sigara alaycı bakışlarla onu süzen 17. Yaşını.
Her yerinde kanlar olan, saçları yüzünün üstüne düşmüş, ona gözlerinin mavisinin tonlarca koyulaşacağı kadar nefretle bakan tehditkar duruşlu bu yeni yaşını.
Koştu. Kaçtı. Ta ki zaman, yer ve yön kavramlarını, mecalinin son kırıntılarını, geçmişinin manidar izlerine katıp yitirene dek. Kendini rastgele bir ağacın önüne bıraktığı gibi ciğerlerini yırtarcasına öksürmeye başladı. Vücudu iki büklüm olurken göz yaşları her zamankinden daha şiddetliydi. Gözlerinin ucuyla arkasına baktığında küçük bir kız çocuğu gördü.
Ah, hadi ama.
Ellerini önünde birleştirmişti omuzlarını yavaşça ve kaygıyla öne arkaya sallıyor, alt dudağını öne doğru sarkıtmış ve dolu gözlerle ona bakıyordu. Küçük ellerini öne doğru uzattı. Onun ellerine daha kan bulaşmamıştı.
Gözleri üzgünüm, diyordu.
Teslim oldu ve üzgünüm, diye fısıldadı gözyaşları daha da artarken harap olmuş kadın.
Elimdeki kanı sana bulaştıramam, diye düşündü.
Asıl gerçek buydu.
Geleceği ona yüz çevirmişti, çatlaklarla dolu geçmişi ise ona yardım edemezdi.
Gözlerini küçük kız çocuğunun o parlak mavi gözlerinden kurtardı. Sırt üstü döndü, dizlerini karnına doğru çekti ve kollarını açarak gökyüzünden gelen damlaları karşıladı. Elinin tersi yerdeki çamura bulanıyordu, avuç içi ise yağmurla kutsanıyordu.
Sırıttı. Çevresindeki her şey ne kadar da tezattı.
Bilincini yitirirken hissettiği son şey saf pişmanlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNANDIĞIMIZ YERDEN KIRILDIK.
Mystery / Thriller• "Bazlıları karanlığa sığınır, ışıktan kaçmak adına. Yine bazıları, mahkumdur karanlığı aşacak bir sızıntıya." Hangi ışıktan kaçıyorsanız kaçın, sizi buraya sığınmaya davet ediyorum. Biz birlikte karanlığız. ©TÜM HAKLARI SAKLIDIR.