"Ne ara sabah oldu ya, lanet olası sus!!"
diyerek alarmın tepesine vurdum, saat 6.45 'di. Erkenden uyandım şükür bugün rahat rahat hazırlanabilirdim. Bu düşünceyle pikemi üzerimden sıyırdım. Dün 18.00 dan beridir uyuyormuydum? Galiba evet, üzerimi babam örtmüş olmalıydı. Yavaşca doğruldum, yine karşımdaki boy aynamdan kendimi süzdüm. Dün gece saçlarımı örmeden uyuduğum için hafif kabarmış. Zaten kısaydı bir de kabarınca çok dehşet görünüyordu.Yatağımdan bir gayretle kalktım pikemi 3, 4 kat katlayarak ayakucuma koydum. Çarşafımı da gerdirerek, bazama sıkıştırdım, düzgün görünüyordu. Lavabonun yolunu tutarken babamın odasının açık olduğu gördüm, yavaşça odasına ilerledim. Uyuyordu hâla, geç kalacaktı. Uyandırmalı mıydım? Bence hayır ona bugün sürpriz yapmak istiyorum. Bir anda Çeki'nin babamın yatağının kenarında yattığını gördüm, mışıl mışıl uyuyordu. Sahi dün görmemiştim onu, uyuyormuydu dünden beri, diye içimden geçirirken, odadan dönerek lavaboya girdim.
Lavaboda işlerimi bitirip, dişlerimi de fırçaladıktan sonra odama giderek formamı giydim. Aynaya baktığımda gözlerimin çok soluk olduğunu farkettim.
Makyaj yapmayı sevmiyordum ama biraz rimel sürdüm, şimdi daha iyilerdi. Saçlarım hafif kabarıktı, daha iyi görünmeleri için kremle avucumun içinde yukarı doğru sıkarak, dalgalar oluşturdum, diplerinin hâla nemli olduğunu hissedebiliyordum, kurutmadan uyursam olacağı buydu tabi.
Mutfağa gidip kahvaltılık hazırlamaya başladım, ama ne yapacaktım ki? Bence babam bakıcı tutmalıydı. Aç kalacağız yoksa. Diye düşünürken dolabın içine bakıyordum bence börek yapabilirdim hazır yufka vardı. Nasıl yapacağım bilmiyorum ama yufkanın içini yağlasam peynir maydonaz karışımı yapıp içine serpsem, üzerine de yumurta sarısından sürsem, fırına da atsam, güzel bir şey çıkardı bence.Düşündüklerimi tek tek uyguladım. Hatta şuan fırındaydı, yavaş yavaş kızarıyordu, bir yandan da ocağa çay koymuştum fokurtusu çok hoştu. İlk defa babama kahvaltı hazırlamıştım. Küçükken annemden öğrenmiştim börek yapmasını ama onunkiler kadar güzel olur mu bilmiyorum.
Saat 7.30 'du servisimin gelmesine daha 30 dk vardı. Bugün üstümde bir mutluluk vardı hadi hayırlısı.
Böreği fırından çıkarıp tabaklara ikişer dilim koydum, çayları da katmak için çaydanlığın üstünü sağ elime altını sol elimle tutarak doldurmaya başladım tam diğer bardağıda doldururken"Oo kızım bu ne maarifet, ne güzel koyuyor burası böyle. "
dedi, uykudan ağzı burnuna karışmış babam. Arkasında da Çeki kuyruğunu sallaya sallaya mutfağa geliyordu."Günaydıın." dedim gülerek.
O sırada lavaboya girmişti bile. Bende çayı doldurmaya devam ettim.
Doldurdum, Çeki'ye de mamasından kattım pek mama sevmezdi ama neyse. Şimdi rahat rahat kahvaltımı yapabilirdim. . Babamın lavabodan çıktığını kapı sesinden anlamıştım, ama yanıma gelmemişti, odasının kapısının kapandığını duydum sonra, üzerini giyinip gelecekti galiba.
Bende o sırada tv nin kumandasını aradım gözlerimi gezdirerek Allah'tan masanın ucundaydı, o yöne eğildim. Kumandayı aldım.
Ne biçim yüksek bel pantolondu bu belim açılmıştı. Formamın üstünü pantolonuma katmaya üşendim, sandalyeye geri oturdum. Kapı açıldı , babam geliyordu galiba. Mutfağa doğru geldi, içeri girdi."Kızım özür dilerim ama geç kaldım böreğinden bir iki dilim kaba koy, yolda yerim. "
Şaka mı yapıyordu? İnanamıyorum, ben o kadar hevesle hazırlamıştım. Birlikte bir kahvaltı bile yapamıyorduk."Tamam koyayım." dedim suratımı asarak.
masadan kalkarak bir kaba 2 3 dilim koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KarmaAŞIK
Genç Kurgu" Bu dövmenin anlamı ne? " dedim merakla. Uzun süre kıpırdamadı, cevapta vermedi. Sola bakan kafasını yavaşca bana çevirdi. Gözlerimin içine o kadar derin bakıyordu ki öleceğim sandım, neden bu kadar güzelsin demek istiyordum her defasında ama dilim...