Gitme Vakti Gelmiş

23 2 0
                                    

Zamanı artık hesaplamıyorum. Ama tahminlerime göre 2 ay geçmişti. Berkay'ın kolu artık iyiydi ama artık masturbasyon yapamicak; zaten ne yeri nede zamanı... 2 ay geçmişti ve artık sakallarımı kesmeyide bıraktım. Mert'inde sakalları uzamaya başlamış. Herkesin saçları karman çorman olmuştu. Kimse saç kesmeyi bilmediği için papaza dönmüştük. Ben içimden bu saçlar böyle olmaz be kardeşim diyip banyoya doğru gittim. Tuvalet aynasının kapağını açıp traş makinesini aldım. Başladım saçımı kesmeye... Saçımı yıkadıktan sonra aynaya bi baktım asker gibi olmuşum; sakallar hariç tabiki... Aşağıya indim ve herkes yeni saç modelime bakmaya başladılar. Buğra bu ne hal oğlum; dedi Mert. Şu saçlara bi çeki süzen vermemiz lazım diyip sırıtmaya başladım. Mert'le biraz konuştuktan sonra Berkay'ın yanına gittim. Kolun nasıl dostum. Ağrısı kalmadı umarım. Ne kadar iyiyse o kadar kardeşim. Nede olsa sağ elimi verdim. Haklısın kardeşim ama yapacak bişey yoktu eğer elini kesmeseydik dönüşecektin. Haklısın Buğra bunada şükür. Allah'tan benim küçüğü ısırmadı puştlar. Haklısın kardeşim sen biraz dinlen bugün senle beraber dışarı çıkıcaz. Biraz nefes alırsın hem evde oturmaktan kaba etin sertleşmiştir. Tamamdır kardeşim. Berkay'ın yanından ayrılıp Melike'ye erzakların durumunu sordum. Tam takırız Buğra ne yapıcaz. Bugün Berkay'la keşife çıkıcaz bişeyler bulucağımızı umuyorum. Beysball sopamı alıp Berkay'ın yanına gittim. Berkay'a da silahını uzattım ama istemiyorum diyip kapının yolunu tuttu. Ne olur ne olmaz diye silahıda belime koyup dışarı çıktık. Yaklaşık 3 saat sonra evin yolunu tutmaya başladık. Evin önünü 50 tane zombi vardı. Bir kısmı kapıya yükleniyor, bir kısmı ise pencereleri zorluyorlardı. Pencerelerin çoğu yıkılmıştı ve ne yapacağımızı bilemiyorduk. Berkay bana, ben Berkay'a bakıyordum. Ne yapıcaz lan şimdi. Evin etrafını kasapın önünde bekliyen kediler gibiler. Tek bildiğim şey Mert'lere yardım etmemiz gerek. Berkay'a silahı uzattım; ilk başta tereddüt etti. Berkay, biliyorum elin yok , ama bir elin daha var ve onu kullanabilirsin. Bize ihtiyaçları var. Tamam dostum, ver şunu... Bende sopamı alıp eve doğru koşmaya başladık. Şşt patates kafa bana bak. TAAK! kafasını beysball topu gibi fırlattım. Diğerinin kafasını ezdim ve birininde yüzünü dağıttım. Berkay'da önünü temizlemeye başladı. İlk zombinin omzundan vurdu. Nede olsa sol eliyle vurmaya alışkın değil. Ama ikinci atışında iki kaşının ortasından vurdu. Berkay adamın iki kaşı arasına domdom kurşunu deydirdin kanka... Aynen kardeşim, demek sol elimide iyi kullanıyormuşum. Eve girebileceğimiz şekilde yolu temizledik. İçerde de bizimkiler boğuşmaya başlamıştı. Ama çok fazlalardı. Mert hemen eşyaları toplayalım, burdan gitmemiz lazım, hemde hemen. Mert ve Melike gerekli olanları almaya başladılar. Mumlar, el fenerleri, piller, bıçaklar vb. şeyleri aldılar. Onlar gelene kadar sayıları artmaya başlamıştı bile. Resmen tuzağa düşmüştük. Ön taraf tamamiyle mühürlenmiş, kaçacak bir yerimiz kalmamıştı diye düşünürken; arka kapıdan kaçabiliriz, dedi Berkay. Mert, Melike acele edin , arka kapından çıkıyoruz. Biz leşleri temizlemeye devam ediyorduk. Ama artık yorulmaya ve yavaşlamaya başlamıştık. Neyse ki hemen geldiler. Arka tarafa koşmaya başlamıştık ; ama ben çok yorulmuştum ve arkadan gidiyirdum. Tam bizimkilere yetişecektim ki bişey beni ayaklarımdan tutup yere yapıştırdı. Kafam sert birşeye çarpmış olacaktı ki sersemlemeye başladım. Kafamdan kan akmaya başladığını gördükten sonra bayılmaya başladığımı hissettim. Ayağımdan kimin çektiğine bakmak için o yöne döndüm, ve ayağımı eski okul öğretmenim Nil Hoca tutmuştu. Abi bu kadın yaşarkende sıkıntılıydı zaten. Birde ölüsüyle mi uğraşıcaktım. En son gördüğüm şey Nil Hoca'nın civciv sarısı saçıydı.

Kötü DilekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin